MANÇURYALI SİNEMADün bir yeniden çevrim filmi olan Mancuryalı Adayfilmini seyrettim, oldukça iyi bir filmdi. Filmin politik altyapısı başarılı bir şekilde günümüze uyarlanmış, sürükleyici bir anlatımla desteklenmişti. Filmde Denzel Washington yine çok iyi bir oyunculuk kompozisyonu göstermişti. Film son zamanlarda aklımızda olan komplo teorilerini büyütüyor…Öte yandan bu filmle birlikte Amerikan Sinemasının üretim konusunda zorda olduğu konusundaki düşüncelerimiz güçleniyor…Amerikan sineması veya yaygın kullandığımız adıyla Hollywood sineması bile artık film çekecek yeni konu bulma konusunda çok büyük zorluklar çekmeye başladı…Yeni film çekebilmek için tekrar ede geldikleri bazı yollar oluştu son yıllarda açık ve net olarak.Bu yolları kısaca şöyle özetlememiz mümkün;1. Çizgi romanların sinemaya aktarılması: Arada sırada çok başarılı olanlarını da gördük, bu nedenle bu tür filmlerin sayısı arttı. Örümcek adam, Hulk, X-Men gibi başarılı örneklerin yanında hiç başarılı olmayan örnekler ortaya çıkarılıyor.2. Eski Hollywood filmlerinin tekrar çevrimi: 1950-60’lardaki büyük bir “gerçek” Hollywood sineması külliyatı fütursuzca sömürülüyor günümüzde. Bulunduğumuz ay içerisinde vizyona girme şansı bulan Mançuryalı Aday ve Ankanın Uçuşu filmlerinde olduğu gibi…3. Uzakdoğu ve Avrupa filmlerinin Hollywood usulü yeniden çevrimi: Bu kategoride ise başarılı filme pek rastlanmadı, hep ilk çevrimler “mükemmel” olma özelliklerini devam ettirdiler. Bu kategoride sayabileceğimiz Halka, Kahraman gibi filmler çok yakın zamanda sinemalarımızı ziyaret ettiler.
Bakalım Hollywood ileride tüm dünyada daha fazla insanı afyonlamaya çalışırken yeni “başka” konular bulabilecek mi yoksa bu tekrardan biraz ısıtıp sunma çalışmasına devam mı edecek?
yorumlar
kendi ülkeleri içinde aptallar yetiştirmeyiöyle iyi başardılar ki “önlerine ne koysan yerler” türünden bir izleyici kitlesi yarattılar. Eh dizileri saçma sapan yarışma programlarıyla bu aptallık virüsünü dünyaya bulaştırmaya da devam ettiklerine göre yakın zamandaizleyici sıkıntıları kalmayacak demektir. Biz sinefiller ise İran, İtalyan, Rus vs sineması seyredeceğiz demektir.Sinema dergilerinin adetidir birkaç yılda bir Avrupa ve Amerikan filmlerini karşılaştırırlar. Eski-yeni versiyonlaraynı hikayenin farklı yorumu vs başlıklar altında. Çıkan sonuç hep benzer olur;yaratıcılık, özgün düşünce konularında Amerikan sinemasını hepsi döver ama gişe rekorlarını da Amrekian filmleri elinde tutar.Bir çok kouda hayatın başka yönelrine koşut bir gelişim işte. Sığlık kolay algılanır, popüler olur …..