Bu ara, dediğim ara birkaç yıl..kimine göre uzun kimine göre kısa, hakikaten her şey kötü durumda hayatta.Bahar, eski bahar değil.. Sevincini yanında getirmeyi unutmuş. Yazlar yaş-lanmış mı ne! soluk alıp vermelerim zorlaştı gibi..Kışlar, sonbaharlar yerinde sayar mı? Kış, kara kış denen şey kitaplarda değil artık.. Üşümezdim eskiden. Kansızlıktan mı bilmem. Kan bile aynı değil.Sonbahara gelince, baharı yad etmiştik, sonlar kaldı.. Kitapların dahi ilk sayfaları kopuyor sonundan. Sevdaların o büyülü başlangıç anları ayrılıkta yitiyor.Yalnızlığımda kendimi unuttum.. Bir tek kendimde yalnızlığı unutamadım hatıratları ile bir başıma.En kötüsü, eskiden böyle miydi ya deyip hüzünlenmek. Zamanın kıymetini anlıyorum şimdi deyip zamanı harcamak. Zamanda zaman için üzülmek. Nasıl bir aptallıktır! Anlamak güç.Yetilerimden sürgün edildiğim yılları kovalıyorum, 84-90-96 mı? Bulmaya kalan ömür yeter mi?Şair dedi ki; ‘…sen bu ayrılıkların için mi yaratıldın söyle, bu zehir zemberek kederler için mi?..’ kitaba karalamışım evet diye.Zehrin tadını sevmişim. İçmeye doyamamışım sanki.Bir vakit sonra yine karalamışım. Ben de bilmiyorum diye.İsyan etmişim, ettikçe boyun eğmişim sanki.Hayır yazmadığıma kızdım bir vakit de..şimdi o vakte üzülmeyeceğim andır.Bahar, sevincin bendedir..