Kırmızı… Kırmızı…Dün akşam geçtim uyduruktan ayaksız bacaksız, kolsuz kanatsız şövalenin karşısına. 110×97 cm tuval bezini geriyormuş gibi yaptım.Kirletemeyeceğim kadar beyazdı.konuştum onunla;


-ne istersin?


-Sağdaki akrilik yeşil, beyaz plastik ve sarı


-peki.


-alll !


–Bir saat sonra;———-


-şimdi ne istiyorsun?


-kırmızı?


-kolay mı hemen kırmızı?


-taaam o zaman pembe?


-olur


açık pembe , az koyusu , az daha koyusu , daha koyusu…


İşte KIRMIZI!


Aşkta böyle bişe olcak işte…tırmanıcan, dirseğin sıyrılcak, tırmancan, asılmaya devam etcen.Gözünün çevresi terleyecek, kediler bakakalcak… sen asılcan sen tırmancan.unutma tutunduğun her dalda sende bir dal olacaksın.


unutmaşimdilik ölümüne kadarhayattasın


hadi bakalım,yavaş yavaş acele et


herkesingecesikendisikadar


..hadi tırman






oysa ben en çok TTuruncu’yu severim dimi 🙂