Koltuk altımdan aşağılara doğru süzülen ter damlalarını, daha aşağılara inmeden kolumla sıkıştırıp bedenime yapıştırıyorum. Bu bunaltıcı hava, baş ağrısı, ter, birde şu şehiriçi ulaşım… Çift katlı geldi. Ne güzel eve oturarak gidebilecem. Cebimden paramı çıkardım ve önümdeki adamı beklemeye başladım. Adam muavine yaklaştı ve 5 milyon uzattı. Muavin sert bi şekilde:- abi bozuk yok mu yaa?Adam muavinin bu lafı üzerine sesini yükselterek:- 5 milyon kör müsün?! bunun daha neresi bozuk olsun?Muavin sıcaktan bunalmış ve sıkılmış olsa gerek ki adama cevap vermedi. Oflayıp puflamaya başladı. Mavi gömleğinin üst düğmelerini açmıştı. Alnında terler birikmişti. Adamdan aldığı parayı aldı ve çekmeceye attı.Bu sırada ben, elimdeki 10 milyonu çaktırmadan, tekrar cebime koydum ve aynı arbedelere muhatap olmamak için ceplerimde bozukluk aramaya koyuldum. Allah tan bozuk param vardı.Bu sırada muavin ceplerini karıştırarak, konuşmaya başladı:- Abi bugün herkesin parasını bozmak zorunda kaldım. İnan hayatımda bozuk paraya bu kadar ihtiyacım hiç olmamıştı…Sonunda oradan buradan çıkardığı paraları biraya toplamaya başladı. İşte tam bu arada şok oldum. Muavin, çekmeceden aldığı 5 milyonun üstüne, 4 milyon 250 bin daha koydu. Adamın gözü önünde bir daha saydı. 9,250. Biletini kesti ve adama uzattı. Adam sırıtarak parayı aldı, çekti ve gitti.Arkasından “Heeeeey ahbap bi dakka!!! Bir yanlışlık oldu” demeği çok isterdim ama dilim damağıma yapışmıştı herhalde. Konuşamadım. Yolculuk boyunca içimden güldüm, güldüm, güldüm… Arada birde, adama küfrettim.