Saat gece bir bucugu yeni gecmişti. Otobus mola yerine vardı ve o bildik anons yapıldı tum yolculara. ” Ihtiyac molası, lutfen yarım saat sonra tekrar yerlerimizde olalım.” Otobusten inip inmeme konusunda tereddüt yaşıyordum. Halbuki moladan once ne guzel de uyuyordum. Ustelik kıçımı sıgdırmakta zorlandıgım o dar koltukta. Önümdeki bıyıklı, iri yarı, horuldak amca koltugunu arkaya yani kucagıma yatırmışken üstelik . Uyuyabilmek icin uzun sure ugraşmıştım ve adının Abdullah oldugunu ogrendigim muavinin anonsu, yaklaşık bir saat süren ama uzun uğraşlar sonucunda dalınmış o güzel uykunun, o güzel rüyanın bittiğini söylüyordu. “Hay bin kunduz” dedim icimden. Yanımda oturan adam, dönüp bana oyle bir baktı ki, o lafı icimden söylemediğimi anladım. “Kunduz mu?” diye sordu ve devam etti “Hem de bin tane”. “Evet” dedim, “Kunduz, zoruna mı gitti?”.Bilmiyorum neden boyle bir cevap verdim. Soru oyle gelmisti, sanki bu cevabı istermişcesine. Güzel, volelik bir orta gibi. Ben de çaktım voleyi. Adam sinirlenmişti. Yüzü kızardı, yumruklarını sıktı ve ” Benimle konuşurken dikkatli olmanı öğütlerim. Bana ormanda 10 kaplan gücünde derler” dedi. Arka koltukta oturan sakallı, kasketli adamın kahkahaları çınladı otobuste ve iç cebinden bir konyak şişesi çıkardı, içmeye başladı. Yan koltuktaki kırmızı tişörtlü eleman dikkatimi çekti sonra. Konyakçının kahkahalarına uyanmış olmalıydı. Etrafına baktı ve “Ahhyaaak” diye inledi ve devam etti, “Muavin nereye gitti, susadım ben”. Kalkmaya çalışırken yere birşey düşürdüğünü gördüm. Eğilip baktım, olamaz dedim kendi kendime, bu bir balta. Otobuse binmeden bu insanların üstleri, çantaları aranmıyor mu diye iç geçiriyordum ki çaprazımda oturan uzun dağınık saçlı, iri yapılı adam “Nerelisin delikanlı?” diye sordu. İşte otobuse bindigimden beri birinden duymayı beklediğim klasik otobus sorusu sorulmuştu sonunda. Hiç şikayetçi değildim sanki sorudan, başladım anlatmaya. “Benim işler karışık hocam. Zonguldak, Sakarya, Artvin Hopa, Karşıyaka, Akçakoca, Istanbul. Yani anlayacağın, bu dünya benim memleket” dedim. “Sen nerelisin?” diye sordum sonra. “Kimmeryalı” dedi. Kalakalmıştım, ne denmeliydi şimdi. Kimmerya mı? Orası neresiydi? Esasında hiç de yabancı gelmemişti kulağıma. Ben ne demeliyim diye düşünürken uzun saçlı adam, sürekli birşeyler tekrarlıyordu belli belirsiz. Duymak için biraz daha yaklaştım. ‘Kaa nama kaa lajerama‘ . Evet kelimesi kelimesine söyledikleri bunlardı. Garip biri diye düşündüm.
Bir patlama duyduk sonra. Dışarıda kopan gürültü, otobusteki tüm yolcuları uyandırmıştı nerdeyse. Hızlı bir şekilde yerimden kalktım ve aşağıya indim. Kalabalığın olduğu yöne hareket etmiştim ki paçama yapışan küçük, beyaz, şirin bir köpek adımlarımı zorlaştırdı. Ben paçamı köpeğin dişlerinden kurtarmaya çalışırken siyah kalın bıyıklı, fötr şapkalı iki adam köpeğe sesleniyorlardı. Birbirlerine çok benziyorlardı, belki ikiz kadar. Biri ‘fındık’ diye seslenirken diğeri “Milu, Milu gel oğlum” diyordu. Sonra aralarında kavgaya tutuşup bastonlarıyla birbirlerine vurmaya başladılar. Sonunda köpek paçamı bırakmıştı. Kalabalığın olduğu noktaya geldiğimde ortada briyantinli saçları, siyah ipek pelerini ile bir adam duruyordu. Neler olup bittiğini anlamak için etraftakilere sorular soruyordum. Adamın üstün güçlerinden, doğaüstü yeteneklerinden bahseden birkaç kişi, hiç de inandırıcı gelmemişti bana. Kalabalığı yaran bir adam, “Büyücüüü, büyücüüü” diye bağırarak pelerinli adama doğru koşmaya başladı. Kafasında fes olan, kara tenli başka bir adam ise tehlikeyi farketti ve adamı tutup etkisiz hale getirdi. Pelerinli adamın arkadaşı olmalıydı. “Abdullah” diye seslendi ‘büyücü’. “Hadi artık, gitme vakti” diye devam etti. “Yolcuları say da gidelim.”
yorumlar
yani conan abime yanlışım olamaz ama o belit yok mu o belit! çocukluğumu yemiştir valla.
egletmen belit, soyletmen belit…kucukken cok okurdum bunlari ben, hey gidi. ozellikle Conan’i tabi. hatta bi ara koleksiyonum da vardi ama sonra kayboldu gitti ne yazik ki. bi de ben buna hep Conan derdim Conan diye okurdum. sonra bi abi gelip, Konan falan deyince ‘noluyoo yaa ne Konan’i? Conan degil mi bu beah’ triplerine girip hayal kırıklıgı yasamıştım. sen yıllarca Conan diye benimse adamı, sonra biri gelsin ‘Konan la o’ desin..kim yıkılmaz, hehe..
ya benım hıç çızgı romanım olmadı yokmuydular ben varken acaba sankı hıçte karşılaşmadım benım çocukluğumun en meşhur dergılerı çızgı bıle değildi bılım teknık ve blue jean dıama çok ısterdım okumayı böyle yazıları okudukça çok kızıyorum kendıme herkesten gerı kalmısım gıbı gelıyor…:))
nası ya! tamam iste, benim cocuklugumda da aynı dergiler vardı. yas kac miyazaki? ben de esasında cizgiroman doneminin sonuna yetistim. o donem sabah gazetesi idi yanlıs hatırlamıyorsam tommiksler vermeye basladı promosyon olarak. conanlarımı da bir abi hediye etmisti. ama tenten alıp okudugumu hatırlıyorum.
arrogante 28 yaşındayım ben ama kız çocuğu olunca da elıne geçen dergılerın mısyonuda değişiyor :))
tamam iste tahmin ettim zaten. ben de 79’luyum. vardı senin cocuklugunda da. dedigin gibi ilgi alanların farklı olunca farketmemissindir cizgiromanları, sen fotoroman falan takip etmissindir ehehe..yasasın Conan…:)
ben de 79luyum geçen gün bir yerde gördüm bu çizgi romanları aa dedim şahane bunlardan hiç görmemiştim yanımda bulunan karşı cins insanı bunar sen zamanında da vardı dedi.şok oldum.çok da güzeller ya.alıp okuyacam.kaptan swing mi ne onu işte..
kaptan swing okumadım hic ama basta conan olmak uzere tenten, tommiks, spiderman okumuslugum vardır. ben size tenten oneririm @mansonilized.
fotoromanı benım annem okuyodu arkadaşlar ben bılım teknıkle buyudum gözüm başka bişi görmedi :))şimdi uyarlamalarını seyredıyorum gerçi şeyi baya bı takıp etmiştim hürriyetin kelebek ekınde memo vardı bılır mısınız
eyvallah arrogante hombre.onunla başlayayım.
@mansonilized, naptın tenten bulup okuyabildin mi? baya bi sure gecmis sorayım dedim.
bu yazıyı kaçırmışım işte… lori bu kahramanlarla büyüdü. üstelik kendini suzi yerine koymadı. bir gariplik var bu işte ama öyle işte… belkide bizim kuşaktan kızlar siz erkeklerin dünyasına bu çizgilerle girdi… benim kahramanım Kaptan swing ve zagordu…daha sonra kızılmaske eklendi. hey Allahım ne heyecandı yeni sayıyı ele geçirmek. odalarda saklı gizli okumak… bu konuda ne çok laf edilir aslında…. teşekkürler arro…
eyvallah @lorienn..eskiye ozlem her zaman var. cogumuz simdiki cocukların cok sey kacırdıgından bahsediyoruz. eskiden hersey daha mı guzeldi yaf..!