vergi dairesine gittim bugün.tabii oradaki kaşarlanmış memur saftorozlardan birisi gayet bilmiş ve pişmiş bir edayla sıraya geçmemi söyledi.yapılacak olan kurumumun vergi mükellefiyetinin devam ediyor olduğunu ispatlamak. kime neyi anlatıyorsunuz. adamlar birşey biliyor ki devlet memuru olmuş di mi ama. neyse geçtik sıraya. vergi kimlik numarası almaya gelmiş bir sürü kişi. şimdi bombaya hazırlanın: hepsi de öss formlarını teslim etmek için vergi numarası almaya gelmiş. bacak kadar çocuklara vergi nosu veriyor bizim kahraman devlet. ve upuzun bir sıra. hortumculara bu kadar işkence yapsa eminim hortumcu kalmaz piyasada. gencecik çocuklara vergi kimlik numarası ha. ey devlet sen neymişsin. allah’ım sen aklıma muklayyet ol.
ha bu arada biz de sırada bekledik beklemesine ama 15 dakikamız boşa gitti. sırada. olsun bu devlete ve onun kutsal memurlarına can feda.
yorumlar
O bacak kadar çocuklar, önümüzdeki sene reşit insanlar olmuş olacaklar. Hazır yeri gelmişken test edeyim diyorlar işte..
vermelerinin temel nedeni mali hareketleri izlemek diye biliyorum ben, zaten alınacak bir numarayı şididen almalarında bir terslik göremedim.
neden biz alıyoruz?
yani kimlik numaramızdan, bir fonksiyon ile üretilse falan, bizlere mektup ile bildirilse, gazetede yayınlansa yada muhtarlıklar… neden her doğan çocuğa otomatikman bir oss numarası verilmiyor? falan filan.
konuşayım, tuna veya bir başkası takmış olabilir 15 dakika’yı ve sen kalkıp “avrupa’da şöyle böyle” diyorsun ama, “kafamda avrupa’dan daha iyi bir hedef çizemiyorum” da diyorsun. neden avrupa olsun kıstas? üç buçuk değil 18 saat terlevizyon izlerim kime ne? ben 15 dakika ayakta beklemekten zevk almıyorum, vergi numarası sahibi olduktan sonra, azımdan salyalar akıtmıyorum, ama televizyon başında çok mutlu olabilirim, olamıyorum tamam ama uğraşırsam başarabilirim. istatistikler ile yaşamaya mahkum değiliz (olmamalıyız) adam başı 3,5 saat televizyon izlenen bir ülke vatandaşı olduğum için yada bu devlet’e vergi veriyorum diye, günün 5 saatini uyku, beslenme ve diğer ihtiyaçlar, 19 saatini bilimsel araştırma ile geçirmeyeceğim diye bir kaide yok. 15 dakika sıra bekle, 1 saat yola gitsin, yorgunluk, sıkıntı, bugün git yarın gel vs. ama ben soğuk füzyon’u gerçekleştirmek istiyorum arkadaşım, vergi numarası değil. taşak kebabı istiyorum yada. devlet olmak, sırada bekletmek değil sanırım. avrupa? nüfus sayımı nasıl oluyor orda? yüksek okul kayıtları? sağlık? sosyal güvence? saçmalama yahu. “uyandım ben”, “aştım olayları, farklıyım ulaaan” demekle olmuyor iş. uyandır bizi, tamam, ama rüyandaki bizleri değil.
sevgili dostlar dün o kadar yoğundum ki, neye tepki vereceğimi bile karıştırmışım.
evet bacak kadar çocuklara vergi nosu vermeye kalkmak ve onları -afedersiniz ama-seve seve değil de başka türlü, tam başları sıkışmışken almaya zorlamak ahlaki gelmedi bana. yapılan yasal olabilir kabul ediyorum ama artık devletten o kadar tiksinmişiz ki yaptığı herşeyden nefret eder hale gelmişiz. ayrıca avusturya ile türkiye arasında fark var değil mi sevgili dostlar.
bir başka husus 15 dakikamın gittiği şeklindeydi.evet burada da derdimi tam anlatamadım sanırım. boş yere bekledim biliyor musunuz. işimin kısa süreceğini biliyorum ama anlamıyor oradaki aptal memur taifesi. illa ki sıra dediler, birkaç kez girişimde bulundum, vergi nosu almayacağım diye ama anlatmak ve anlamaları ne mümkün. mecbur bekledim. sıram gelince de sizin işiniz bir üst katta dediler. gel de delirme. neyse yorumlarınız için teşekkürler.
kafa kağıdında yazan numarayla halletseler olmuyor mu? yani bir insan 50 defa kafa kağıdı almıyor ve üzerinde yazan numaradan da onlarca bulunmuyor. niye vergi numarası, o numarası bu numarası diye kastırıyorlar? birde bu sayım mevzusunu hiç anlamamışımdır. her doğanın bir kafa kağıdı var ve her ölen insan için mecburu olarak nüfus müdürlüğüne emniyete adliyeye gidiliyor yani kayıtlara işleniyor. bu kayıtlar kullanılmayacaksa ne işe yarar. hatta harcanılan zamana ve kağıta yazık değil mi? ama slogan nedir: ” burası tr olur böyle “
bi devlet dairesine gittiğinizde memurlarla muatap olmayın. orda mutlaka bi güvenlik görevlisi, çaycı veya ne bileyim hizmetli vardır. ona sorun o size söyler. yok ben kendime güveniyorum diyorsanız şef müdür yardımcısı veya müdürle konuşun. bi de bu vergi numarası olayında bence bi haksızlık yok. çünkü herkes son anda almaya kalkıyo ve işler daha sarpa sarıyo. mesala öss’ye girenler artık bu telaşa kapılmayacak.