bu hep böyle ya. herseferinde böyle bişi yapıyo bi adam onun kadını, kadınları da çıkıp eline sağlık paşam diyo. en ağırı da bu geliyo bana. herseferinde yok artık bu kadarı da olmaz bu sefer bunun arkasında duran kadın olmaz diyorum ve gene. ve gene. perihan mağden de bundan dertli: “Bu topraklar MİSOJİNİ (kadın düşmanlığı) toprakları. Herkese vuruyorlar, kırıyorlar, örseliyorlar tamam; ama kadınlara daha bir ağır, daha bir acımasız, insafsız -nasıl abanıyorlar, vuruyorlar, sürüklüyorlar yerlerde kadınları.kadın ruhlarınıç Ruhu olan kadınları. Öbür kadınlar -Ruhsuz Yengeler- onların yanı başında. Erkekten çok erkekçi. Onların vurucu timi, gönüllü neferleri nasılsa. Ellerini oğuşturarak ‘kötü’ kadınlara geçirilmesini izliyorlar. ‘Bey’lerinin sırtını sıvazlayıp terlerini silerek. “Yaaa işte ağam/paşam/beyim/velinimetim/her şeyim benim. Vur o kahpeye. Tabii tabii ağa/bey/efendim: Vurun siz kahpeye! Bizden değil ki o; vurun güzel elceğizlerinizle”
sana sonuna kadar katılıyorum, dediklerine de diyecek bişeyim yok ama olayın her yanından da bi komedi akıyo.
Kadının demek istediği “iyi ki tecavüz etmiş” değil, bunun reklam olduğu. Yani kadınlığa illa bi tane yüz karası aranacaksa bence bu “helal sana paşam” diyen değil, meşhur olmak için “bu adam bana tecavüz etti” diyen ortam bilmemnesidir.
Hepimiz gördük işte, adam bıçaklayanlar bıçakladıkları adamın “mağdure” karısıyla sahneye çıkıp döktürmediler mi? Ne “helal paşam”a, ne de “ortam bilmemnesi”ne, esas yazıklar olsun bu paparazzi denyoluğuna.
nerden biliyorsun kadının meşhur olmak için böyle bir şey dediğini? işte böyle hiç bir şüphe duymamaya, kadın reklam yapıyo canım deyişe de şaşıyorum. yani kadın tecavüze uğramışssa hakkaten ve de uğramadı reklam yapıyor diyorsak bu riski aptal konuma düşüp bir şöhret manyağının olayını yutmaya yeğliyorum ben. anlatabildim mi. ilginçtir ki bir çok hukuk sistemi de benim gibi düşünüyor. tecavüz o kadar ağır bir şey ki bunun iddiasının o kadar kolay kolay yapılmayacağını.
Peximet ben avukatım (aynı zamanda fakültede araştırma görevlisiyim)ve mesleğim icabı olayları nispeten objektif değerlendirebiliyorum. Hiç bir zaman önyargı ile çıkıp bu böyledir, şu şöyledir dememeye çalışırım. Ama sizce de bu olayda pat diye “sanık suçlu” demekten alıkoyacak saçma sapan bi reklam kokusu yok mu? Elbette ki yargı süreci sonunda gerçek ortaya çıkacak (ya da biz çıkan sonucu gerçek olarak kabul etmek sonunda kalacağız). O zaman ben haksız çıkarsam her zaman hatamı kabul edip özrümü dilerim.
Bayanların tecavüz olayına çok daha duyarlı davrandıklarını biliyorum ve bunu da anlıyorum (sanırım). Avukat kimliğimi bırakıp insan olarak düşününce (Allah korusun ama) bi yakınımın başına gelse, hiç düşünmeden gider adamın kafasına sıkarım. Dediğine de sonuna kadar katılıyorum: bu iddiayı ortaya atmak kolay değil, olmayan bi tecavüzü var gibi göstermeyi bi insan nası yapabilir diyosun. Bunu benim de aklım almıyo ama benim aklım aynı zamanda otuzbeş tv kanalını çağırıp kendini köprüde yakıyomuş gibi yapanları ya da iki sene üstüste iki gariban kiralayıp onu köprüden atlamaktan vazgeçirmiş gibi görünmeye çalışanları da almıyor. Bi insanın ar damarı çatlamışsa o insanda hiç bi akıl-mantık-onur-erdem ya da benzeri bulunmaz. Dediğim gibi ben avukatım ve bi-kaç yıllık meslek hayatımda inanamayacağınız şeyler gördüm…
Ama bi de öbür taraftan bakmak lazım olaya. Dediğim gibi herkes savunma hakkına sahiptir, bu doğal bi hak. Zamanında tecavüz olaylarında bu çok yazıldı çizildi basında. “Bu yapılan kadınlara eziyet”, “tecavüze uğramış kadın nası hemen bu şoku üzerinden atıp da rapor alsın” gibi düşünceler haklı olarak söylendi. Hatta abartıp “kadının beyanını öncelikli olarak yeterli sayalım” diyenler bile oldu.
Ben İboretti midir nedir hiç sevmem, insan olarak umrumda da değil, ama “tecavüze uğrama” bir kadın için nasıl onur kırıcı ise, “tecavüz etme” iddiası da bir erkek için yeterince onur kırıcı. Ve siz hiçbir zaman sırf bi kadının beyanını manşete alıp da “şok, şok falanca kişi otel odasında bilmem kime tecavüz etmiş” diyemezsiniz, demeye hakkınız yoktur. Bu kişi en çok sevilen erkek de olabilir, gebersin dediğiniz aşağılık bir herifin teki de olabilir…
Baştan konuşmak ve sonuçlara ulaşmak yanlış, belki ikimiz de acele karar veriyoruz iki taraf açısından ama dediğim gibi bi erkeğe de “tecavüz etti” demek çok kolay. O işi yapmamış bile olsa, hatta o sırada dünyanın öbür ucunda dahi olsa o adamın onurunu yer bitirirsiniz. Fakat hemen bana “ibonun onuru mu varmış” demeyin, o beni ilgilendirmez, ben olaya objektif bakıyorum. Taciz filmini sakın unutmayın…
Olaylara hemen güçsüz ve mağdur görünenin tarafında yaklaşmak çok kolay ve insanoğlunun yardımseverlik içgüdüsünü gösteriyor belki. Ama ilk post’umda yazdığım örneği unutmayın. O gariban adamcağız kim bilir hangi .ok yoluna gitti ve adamın mezarı üzerinde diziler çevrildi, kadınlar meyhanelerde şarkı söyleyip “maraba televole” dediler. Toplumsal linç yapmamak lazım diyorum ben. Umarım bu toplumsal parazitler gün gelir temizlenir ve böyle şeyler tartışmak zorunda kalmayız. Çünkü esas tartışmamız gereken bunlar değil, nasıl olup da turistlere tecavüz ettiği mahkeme kararıyla sabit olan insanların çıkıp ortalarda dolaşabildikleri…
Umarım yazdıklarımın tamamını okumuşsundur ve yine umarım seni yormamışımdır :))
tamam da zaten ben ibo yaptı demedim. diyelim demiyorum. sadece kadın kesin reklam yaptı demeyelim diyorum. sadece akılcı şüpheler duyalım. sırf medyadan değil ama kendi tepkilerimizden de. bi de hatırlarsanız blog zaten ibo yaptı yapmadı uzerine degildi. bi kadın nasıl kalkıp da baska bi kadını bu kadar rahatca siler ezer büker bu ülkede bunun üzerineydi. nasıl bu kadar şüphesizce kendisini dövmüş bi adamın bi daha şiddete başvurmayacağını kesin o kadının suçlu olduğunu söyler hiç mi şüphe etmez? blog da perihan mağden de yazı da bunun üzerineydi.
“bi kadın nasıl kalkıp da baska bi kadını bu kadar rahatca siler ezer büker bu ülkede bunun üzerineydi. nasıl bu kadar şüphesizce kendisini dövmüş bi adamın bi daha şiddete başvurmayacağını kesin o kadının suçlu olduğunu söyler hiç mi şüphe etmez?”
demişsiniz. Mantıklı düşününce çok doğru, böyle bişey yapmamak lazım. Ama insanlar arasındaki ilişkiler açısından değerlendirince bu kadının yaptığı değerlendirme ile benim dediğim “bi yakınımın başına gelse, hiç düşünmeden gider adamın kafasına sıkarım” lafı arasında pek bi fark yok. Olayın taraflarından birinin yakını olunca hiç kuşkusuz mantık yerini başka şeylere bırakıyor. Sonuçta bu kadın herhangi bi yazar veya hukukçu falan değil, tecavüz ettiği iddia edilen kimsenin bilmem kaç yıllık nikahsız eşi. Sübjektif olması normal. Ama bu lafları diyen bi üçüncü kişi olsaydı o zaman kesinlikle siz ve Perihan Mağden haklı derim…
Önceki blogumdaki temennimi tekarlıyorum; İnşallah bu parazitlerden kurtuluruz da daha güzel şeyler hakkında tartışabiliriz…
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
bu hep böyle ya. herseferinde böyle bişi yapıyo bi adam onun kadını, kadınları da çıkıp eline sağlık paşam diyo. en ağırı da bu geliyo bana. herseferinde yok artık bu kadarı da olmaz bu sefer bunun arkasında duran kadın olmaz diyorum ve gene. ve gene. perihan mağden de bundan dertli: “Bu topraklar MİSOJİNİ (kadın düşmanlığı) toprakları. Herkese vuruyorlar, kırıyorlar, örseliyorlar tamam; ama kadınlara daha bir ağır, daha bir acımasız, insafsız -nasıl abanıyorlar, vuruyorlar, sürüklüyorlar yerlerde kadınları.kadın ruhlarınıç Ruhu olan kadınları.
Öbür kadınlar -Ruhsuz Yengeler- onların yanı başında. Erkekten çok erkekçi. Onların vurucu timi, gönüllü neferleri nasılsa. Ellerini oğuşturarak ‘kötü’ kadınlara geçirilmesini izliyorlar. ‘Bey’lerinin sırtını sıvazlayıp terlerini silerek. “Yaaa işte ağam/paşam/beyim/velinimetim/her şeyim benim. Vur o kahpeye. Tabii tabii ağa/bey/efendim: Vurun siz kahpeye! Bizden değil ki o; vurun güzel elceğizlerinizle”
Bu durum için söylenen bir söz vardı, aklıma gelseydi söylerdim şimdi. Bak görüyor musun, tüh…
Erkekligin yuz karasi olarak yazi yazan bu kadar kisiye bi tane de bayan lazim bence
sana sonuna kadar katılıyorum, dediklerine de diyecek bişeyim yok ama olayın her yanından da bi komedi akıyo.
Kadının demek istediği “iyi ki tecavüz etmiş” değil, bunun reklam olduğu. Yani kadınlığa illa bi tane yüz karası aranacaksa bence bu “helal sana paşam” diyen değil, meşhur olmak için “bu adam bana tecavüz etti” diyen ortam bilmemnesidir.
Hepimiz gördük işte, adam bıçaklayanlar bıçakladıkları adamın “mağdure” karısıyla sahneye çıkıp döktürmediler mi? Ne “helal paşam”a, ne de “ortam bilmemnesi”ne, esas yazıklar olsun bu paparazzi denyoluğuna.
Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir :))
nerden biliyorsun kadının meşhur olmak için böyle bir şey dediğini? işte böyle hiç bir şüphe duymamaya, kadın reklam yapıyo canım deyişe de şaşıyorum. yani kadın tecavüze uğramışssa hakkaten ve de uğramadı reklam yapıyor diyorsak bu riski aptal konuma düşüp bir şöhret manyağının olayını yutmaya yeğliyorum ben. anlatabildim mi. ilginçtir ki bir çok hukuk sistemi de benim gibi düşünüyor. tecavüz o kadar ağır bir şey ki bunun iddiasının o kadar kolay kolay yapılmayacağını.
Peximet ben avukatım (aynı zamanda fakültede araştırma görevlisiyim)ve mesleğim icabı olayları nispeten objektif değerlendirebiliyorum. Hiç bir zaman önyargı ile çıkıp bu böyledir, şu şöyledir dememeye çalışırım. Ama sizce de bu olayda pat diye “sanık suçlu” demekten alıkoyacak saçma sapan bi reklam kokusu yok mu? Elbette ki yargı süreci sonunda gerçek ortaya çıkacak (ya da biz çıkan sonucu gerçek olarak kabul etmek sonunda kalacağız). O zaman ben haksız çıkarsam her zaman hatamı kabul edip özrümü dilerim.
Bayanların tecavüz olayına çok daha duyarlı davrandıklarını biliyorum ve bunu da anlıyorum (sanırım). Avukat kimliğimi bırakıp insan olarak düşününce (Allah korusun ama) bi yakınımın başına gelse, hiç düşünmeden gider adamın kafasına sıkarım. Dediğine de sonuna kadar katılıyorum: bu iddiayı ortaya atmak kolay değil, olmayan bi tecavüzü var gibi göstermeyi bi insan nası yapabilir diyosun. Bunu benim de aklım almıyo ama benim aklım aynı zamanda otuzbeş tv kanalını çağırıp kendini köprüde yakıyomuş gibi yapanları ya da iki sene üstüste iki gariban kiralayıp onu köprüden atlamaktan vazgeçirmiş gibi görünmeye çalışanları da almıyor. Bi insanın ar damarı çatlamışsa o insanda hiç bi akıl-mantık-onur-erdem ya da benzeri bulunmaz. Dediğim gibi ben avukatım ve bi-kaç yıllık meslek hayatımda inanamayacağınız şeyler gördüm…
Ama bi de öbür taraftan bakmak lazım olaya. Dediğim gibi herkes savunma hakkına sahiptir, bu doğal bi hak. Zamanında tecavüz olaylarında bu çok yazıldı çizildi basında. “Bu yapılan kadınlara eziyet”, “tecavüze uğramış kadın nası hemen bu şoku üzerinden atıp da rapor alsın” gibi düşünceler haklı olarak söylendi. Hatta abartıp “kadının beyanını öncelikli olarak yeterli sayalım” diyenler bile oldu.
Ben İboretti midir nedir hiç sevmem, insan olarak umrumda da değil, ama “tecavüze uğrama” bir kadın için nasıl onur kırıcı ise, “tecavüz etme” iddiası da bir erkek için yeterince onur kırıcı. Ve siz hiçbir zaman sırf bi kadının beyanını manşete alıp da “şok, şok falanca kişi otel odasında bilmem kime tecavüz etmiş” diyemezsiniz, demeye hakkınız yoktur. Bu kişi en çok sevilen erkek de olabilir, gebersin dediğiniz aşağılık bir herifin teki de olabilir…
Baştan konuşmak ve sonuçlara ulaşmak yanlış, belki ikimiz de acele karar veriyoruz iki taraf açısından ama dediğim gibi bi erkeğe de “tecavüz etti” demek çok kolay. O işi yapmamış bile olsa, hatta o sırada dünyanın öbür ucunda dahi olsa o adamın onurunu yer bitirirsiniz. Fakat hemen bana “ibonun onuru mu varmış” demeyin, o beni ilgilendirmez, ben olaya objektif bakıyorum. Taciz filmini sakın unutmayın…
Olaylara hemen güçsüz ve mağdur görünenin tarafında yaklaşmak çok kolay ve insanoğlunun yardımseverlik içgüdüsünü gösteriyor belki. Ama ilk post’umda yazdığım örneği unutmayın. O gariban adamcağız kim bilir hangi .ok yoluna gitti ve adamın mezarı üzerinde diziler çevrildi, kadınlar meyhanelerde şarkı söyleyip “maraba televole” dediler. Toplumsal linç yapmamak lazım diyorum ben. Umarım bu toplumsal parazitler gün gelir temizlenir ve böyle şeyler tartışmak zorunda kalmayız. Çünkü esas tartışmamız gereken bunlar değil, nasıl olup da turistlere tecavüz ettiği mahkeme kararıyla sabit olan insanların çıkıp ortalarda dolaşabildikleri…
Umarım yazdıklarımın tamamını okumuşsundur ve yine umarım seni yormamışımdır :))
tamam da zaten ben ibo yaptı demedim. diyelim demiyorum. sadece kadın kesin reklam yaptı demeyelim diyorum. sadece akılcı şüpheler duyalım. sırf medyadan değil ama kendi tepkilerimizden de. bi de hatırlarsanız blog zaten ibo yaptı yapmadı uzerine degildi. bi kadın nasıl kalkıp da baska bi kadını bu kadar rahatca siler ezer büker bu ülkede bunun üzerineydi. nasıl bu kadar şüphesizce kendisini dövmüş bi adamın bi daha şiddete başvurmayacağını kesin o kadının suçlu olduğunu söyler hiç mi şüphe etmez? blog da perihan mağden de yazı da bunun üzerineydi.
yazmak istiyorum son olarak:
“bi kadın nasıl kalkıp da baska bi kadını bu kadar rahatca siler ezer büker bu ülkede bunun üzerineydi. nasıl bu kadar şüphesizce kendisini dövmüş bi adamın bi daha şiddete başvurmayacağını kesin o kadının suçlu olduğunu söyler hiç mi şüphe etmez?”
demişsiniz. Mantıklı düşününce çok doğru, böyle bişey yapmamak lazım. Ama insanlar arasındaki ilişkiler açısından değerlendirince bu kadının yaptığı değerlendirme ile benim dediğim “bi yakınımın başına gelse, hiç düşünmeden gider adamın kafasına sıkarım” lafı arasında pek bi fark yok. Olayın taraflarından birinin yakını olunca hiç kuşkusuz mantık yerini başka şeylere bırakıyor. Sonuçta bu kadın herhangi bi yazar veya hukukçu falan değil, tecavüz ettiği iddia edilen kimsenin bilmem kaç yıllık nikahsız eşi. Sübjektif olması normal. Ama bu lafları diyen bi üçüncü kişi olsaydı o zaman kesinlikle siz ve Perihan Mağden haklı derim…
Önceki blogumdaki temennimi tekarlıyorum; İnşallah bu parazitlerden kurtuluruz da daha güzel şeyler hakkında tartışabiliriz…