Moskova da kaldıgım süre içersinde boş vakitlerimi kadın resmi çekerek ve toplayarak geçiriyordum.

Rus kızlarının uzun bacakları büyük elleri ve o donuk güzelligi bana eşsiz bir koleksiyon sunmuştu. Fotografları 5 10 dolar karşılıgında kendi yarattıgım mekanlarda çekiyordum. İlk önceleri bir bütün olarak aldıgım resim karelerini yavaş yavaş bu işte ustalaşmamla yanlızca gögüs ucu, sade bir ayak, tüylü bir kol ayrıntılarına girerek geliştirdim. Moskova da her tarafta istedigim ölçüde resim topladım.
Bir akşam arkadaşım MR Kas beni arayarak görüşmek istedi. Bu adamı uzun zamandır tanıyordum. Görüşmesini kabul ederek bir restorantda buluştuk. Bana kendisinin bir partiye davetli oldugunu ve yanında benimde bulunmamı istedi. Önerisini seve seve kabul ettim. Gidicegimiz ev sahibi hakkında biraz bilgi isteyince tabagına yumuldu. O dedi bir kadın koleksiyoncusu. Bir an ilkilip konuşmanın devamını getiremedim.
Büyük caddenin önünden geçerken güzel kızlar caddeleri süslemeyi başlamıştı bile. Evime vardıgımda tekrarladım kadın koleksiyoncusu.

Moskova nın içlerinde uzun bir yol kat ettik ve sonunda muhteşem bir binaya ayak bastık. Etrafta hiç kimse yoktu. Bunun gizli bir buluşma oldugunu tahmin ederek pek konuşmadım. Sadece sorulara yerinde cevaplar vermekle yetindim. Asansörün içi sidik kokuyordu. Rusya da bu alışılmış bir durumdu. İnce uzun koridordan geçerek mavi bir odaya –ki oldukça büyük bir odaya girdik. Gözlerim sanki bugüne kadar fotograflarını çektigim kadın suratları arar oldu. İçeride oldukça alımlı ve güzel kızlar vardı. Arkadaşım bagırarak ev sabini benimle tanıştırdı. Bu herif sanki soluk benizli bir sapık gibi bana gülümseyerek elimi sıktı. O an can sıkıntısından kayboldum. Adam bana dönerek oldukça iyi ingilizcesi ile resimlerden bahsetti. Uzun ve ölçülü bir konuşmanın artından kendimi barın kenarına attım.
Kafamda bir düzen yoktu ve bu kafa bu odaların içinde dolaştıkça kendini kaybediyordu. Mavi duvarların içinde mavi elbiseli ve mavi gözlü bir kıza yaklaştım. Kendisine içki isteyip istemedigini sorarak ingilizcesini test ettim. Kız sadece 500 dolar karşılıgında bana 1 saat sunabilecegini söyledi. Mavi elbiseliden uzaklaştım. Diğer tarafta PetraVerkaik i andıran büyük gögüslü kadın arkadaşım ile konuşuyordu.
Bir ara bana dönerek eliyle her şeyin yolunda gittigini işaret etti. Kadın koleksiyoncusu boş bir anda yanıma yaklaşıp tüm olup bitenin ne anlama geldigini sorup sormadıgımı merak etti.

Bu yaşlı milyoner ara ara tüm güzel kızları toplayıp davetler verir, kızlarında bir kaç kuruş kazanmasına izin verirmiş. Etrafında bu kadar alımlı bayan ile kendinden geçer kendini koleksiyoncu olarak tanıtırmış.
O gece hangi kıza yaklaştıysam bana 500 dolar başlangıç dedi.
Aslına bakarsanız ben bu kadın koleksiyoncusunu kafamda nerelere götürmüştüm ama adam kendine taktıgı bu takma adı çok basit bir şekilde harcamıştı. Oradan ayrılmak için izin istedim. İnce file çoraplı bir kız bana eşlik ederek kahve içmeye yolandık.