İstanbulda bi bayram tatili. Ucuz bi pansiyonda… Taksim’de karanlıkta ve yalnız. Telefonsuz, bilgisayarsız, herkesten uzak.Kimse beni tanımadan ve ben kimseyi tanımazken.Aylak aylak dolaştım. İstiklal’de ara sokaklarda. Bayramın birinci günü gidemediğim bayram namazının hırsını, pazar ayininde çıkardım eski bi kilisede. İlahiler okudum onlarla. Ama ekmek yemedim, şarap içmedim. Bi iranlının doğum gününü kutladık. Yollarda kaza olmaması için dua ettik. İngilizce, türkçe, farsça vaazın sonunda. Ve sonra gidip bi sıcak çikolata içtim.Kimseyle konuşmadım. Sadece yürüdüm. Yürüdüm. Binalardan yayılan müziği duyana dek.Şimdi mutlu rahatlamış ve sakinim. Bi bayram tatilini, bi kurban bayramı tatilini, herkesten bu kadar uzak, her gün hiç tanımadığım azizelerin koruduğu söylenen kiliselerde mum yakarak, bazen kendimden bile uzaklaşarak, kendimi bu kez hepsinden daha çok başka birinin yerine koyarak geçirdim.Ve çok güzeldi. Çok…Şimdi yeniden bi süreliğine de olsa gözümü kapayınca uyuyabilmenin rahatlığıyla yazıyorum. Ve galiba gülümsüyorum..