Son zamanlarda, laiklik tartışması ve laik cumhuriyete ile Atatürk’e yapılan hakaretler çığrından çıkmaya başladı. Ve zaman zaman siyasi islamcı kesimin ve medyasının yapmış olduğu ‘Atatürk dinsizdir.’saçmalıkları gündemde dolaşmaya başladı. Bu elbette ‘Hem laik hem Müslüman olunmaz.’ zihniyetinin, bir yansıması veya dışa vurumu.Peki ama ulusunun bağımsızlığını, milletinin refahını sağlayan, TC’yi imar eden, gerek sosyal gerekse ekonomik haklarla türk insanını muasır çizgiye ulaştıran, hiç durmayan ve devrimleriyle bunu pekiştiren Atatürk, kime ve hangi çıkarlara hizmet edenlere göre dinsiz ve bu düşünce sürekli neden dile getirilmeye çalışılmakta? Bu soruların cevapları için öncelikle Atatürk’ün icraatlarına bakmamız ve Emevi Dönemini( yani aşırı arap milliyetçiliği) incelememiz gerekir.Bunlara bakıldığında ,din uleması geçinen kesimin aslında dinsizin önde gideni olduğu açıkça görülüyor.Ne kadar acı! Din müfettişi kesiliyorsun, ama dini çıkarların için araç olarak kullanıyorsun. Bir de, dindar insanlara dinsiz yaftası yapıştırıyorsun.Aslında araştırıldığında şunları görüyoruz. İslamiyet özellikle Hz.Muhammed ve 4 halife döneminden sonra emevilerin aşırı arap milliyetçiliği poitikaları ile Arabi özelliklerle insanlığa sunulmaya, islami yaşantı sanki Arabi yaşantıymış gibi yansıtılmaya başladı. Fakat, Hz.Muhammedin islami mesajı ve anadoluda oluşan İslam, bu Arabi islamdan çok daha farklıydı. Gerçek islamdı! Osmanlı devletinin son yıllarında gerçek islamın yerini tekrar Arabi İslam almıştı.Din uleması geçinenler,matbaanın gavur icadı olduğunu savunan zihniyet sahipleri topluma hakip olmaya başladı. Bu, aslında bir imparatorluğun çöküşünün bir deliliydi.Bu din uleması, islamı bilim ve teknikten uzaklaştırmış,insan özgürlüklerini kısıtlamış,özellikle kadını kara peçe içerisine sokmuş, ekonomik ve sosyal hayattan koparmış, toplumda korku ve vesveseyi hakim kılmış ve böylece toplumda çatırdamalar olmuştur. Esas konu ise, tam burada başlamaktadır. İslamiyet, bu oluşan toplumun oluşmasını mı emretmişti yoksa, bu olanları mı emretmişti? Hz.Muhammed ümmetine bunların tersini söylememiş miydi? Aklı mantığı kullanmayı söylemişti, okumayı, çalışmayı, ilimi emretmişti, cahiliye döneminde kadına yapılan zulmü yasaklamıştı, insanı topluma tekrar egemen kılmıştı. İslam imparatorluğunu kurmuş, müslümanların özgürlüğü için mücadele vermişti.Durum böyle iken, cumhuriyetin kurulduğu yıllara bakarsak Atatürk, devrimlerinde neyi amaçlamıştı? Milletinin bağımsızlığını,özgürlüğünü,inancını istediği gibi yaşamasını, kadının toplumsal hayatta tekrar var olmasını, emperyalizme karşı durmasını ve çağdaşlaşmasını değil mi? Aslında, Atatürkün yapmış oldukları islamla çelişmiyor aksine islami inancımızın ne olduğunu bize hatırlatıyor.Bunu, iç ve dış düşmanlarımız çok iyi biliyor, ama bir türlü biz öğrenemedik. Türkiye üzerinde oyun o kadar açık ve seçik şekilde oynanıyor ki…Şimdi, sapkalarımızı önümüze koyalım ve düşünelim Allah aşkına. Hala, İngiliz mandası olup islamı daha iyi yaşayacağını savunan, ki İngilizlerin manda yaptığı Afrika ülkelerinin hali ortada dururken, özgürlüğün sadece kendi özgürlüğü olduğunu zanneden, çeşitli oyunlarla elin gavuruna ülkemizi sömürten, Humeyniyi baş tacı yapan, ki o Humeyni toplumsal hayatta kadını yok etmeye çalıştı, içi pislik dolu bir zihniyet mi dinsiz yoksa Atatürk mü?Bir de, şu açıdan bakmakta fayda var. Müslümanlık ve dindarlıktan kastınız Araplaşmak, uydurma bir islamı yaşamaksa, Atatürk dinsizdi,ama kastınız Hz.Muhammedin islamını yaşamaksa, merak etmeyiniz içimizde en dindar oydu…