Hüzün Yağan BalkonBen biliyordum; zamanın yitip gidişlerinde, sensizliğin acısıyla kavrulan ellerim kanayacaktı. Avuçlarıma bir demet umut bırakıp gidenler oldu, unuttuklarım değil onlar. Ben hatırlayışlarımda koptum sevdalardan. Kopmasına koptum ya sen hep yanımdasın, çocukluğumsun, geçmişimsin. Senle olmak kadar, sensizliğe susuyorum düşlerimde. Her gün olmasa da; panik olduğum günlerin sonunda, düşlerim sana küstü sanıyorum, seni düşünüp anlatıyorum odama. Unutulmanı istemediğimi biliyorsun ama sesin kulağımda yok artık, yüzünü unutmaya başlıyorum, gözlerim kapanıyor sen gelince aklıma; göremiyorum.Yağmur kadar güzeldi sesinle dans etmek. Sen görmedin, ama sen uyurken dans ederdim, sesini düşler sana sarılırdım. Her kaçışında ben çıktım karşına, biliyorum yaralıyor bu seni. Ama sen benden kaçmazken, neden senden uzakta kalayım ki? Sen kaçtıklarına kızmadın, bana kızdın, sırf bende arkandan koştum diye….Hüzün yağdı şehre. Özler misin bilmem yağmuru. Ben küçükken – ki sende küçüktün- yağmurda top oynamayı severdim. Üstüm başım mahvolurdu ya, annem hiç kızmazdı. Bilirdi nasıl sevdiğimi. Hep böyleydi bu, sevdiklerime saygı duydu annem. Zaten çok şey istemedim, çok şey sevmedim. Sana uzaktır bu gülüşlerim şimdi. Yüzümde çizilmemiş gülüşler var bu şehirde. Sana ait bir şeyler buldum şehirde. Sensizlikten mi ne? Öyle ya sen yokken anmayacaktım hasreti! Anarsam hüzün yağardı şehre. Oldu işte hasret girdi ruhuma, özlemlerim tane tane acıttı tenimi. Saçlarımda hissetmedim yağmuru. Çıkmadım balkona. Hüzün yağdı kendi kendine. Ben inanmadım dönmeyeceğine.Ben giderken, istemezken ama giderken, bana ?gitme? diyeni sevdim. Unutmadım seni…