Salı – 27 Ekim 1981Bu tıpkı çatalı kuma saplamaya çalışmak gibiydi. Her hamle başarısız ve zaman kaybı. Ardından gelen, başarısızlığın bıraktığı o karamsarlık hissi… Bunun ne kadar daha böyle devam edeceğini bilmiyordum. Belki de tüm bu yaşadıklarım doğalmış gibi davranarak ve şuan ki durumumu umursamayarak zaman kazanmış oluyordum. Ancak bunun beni iyi bir sona götüreceğinden emin değildim. Her nasıl hissedersem hissedeyim yine de devam ediyordum. Deniyordum, içten içe pes etmiş olabilirdim ama yine de devam etmeliydim. Evet ama çok yaklaştığını düşünüp te, aslında daha hiç yola çıkmadığını farketmiş olmak o kadar umut kırıcıydı ki… Belki de hayal kurmaya devam etmeliydim. Bundan önceleri hayal kurmak büyük bir zevkti benim için. Zararsız ve gerçekleşemeyecek kadar mutluluk içeren hayaller. Tabi ki de hiçbir zaman gerçekleşmezlerdi. Bu da benim yeni hayaller kurmama sebep olurdu. Acı ve gözyaşıyla geçen anların olduğu kötü hayallerdi bunlar. Çünkü bunlar diğer hayallerim gibi değildi, gerçeğe daha yakındı ve hiçbir zaman yaşayamayacaklarımın üzerine kurulmuş; gerçekleşmesi imkânsız hayallerden oluşmuyordu. Bunlar, hiçbir zaman gerçekleşmesini istemeyeceğim ama iyi hayallerimden geriye kalan ve yaşadıklarımdan birer alıntı olan kötü ihtimaller zinciriydi. İyi hayaller kurmak ise, mutluluğu hak eden ve ona lâyık olanlara özgü bir beceriydi. Zaten hayatımdaki olup bitenlere tanık olurken bu beceriye sahip olamazdım artık. Bir kararım vardı. Bundan böyle hiçbir zaman gerçekleşemeyecek hayaller kurarak zihnimi meşgul edip, zamanımı boşa harcamayacaktım. Bunun yerine gerçekleşebilecek hayaller kurmam daha doğruydu. Tıpkı bir gün hayalini kurmuş olduğum, şuan ki hâlim gibi… Ve bu hâlim bana kaybedecek hiçbir şeyimin olmadığını ifade ediyordu âdeta. Kaybedilecek bir şeylerin olmadığını düşünmeye başladığın zaman ise, geride bıraktığın ve daha önce sahip olduğun hiçbir şeyi de önensemezsin artık. Buna en iyi örnek belki de bendim. Hayatım boyunca hep kaybetmekten daha fazlasını elde edemedim. Kabul ediyorum, güzel günlerim olmuştu ve hafızamda ayrı bir yeri olan çok hoş anılara da sahip olmuştum ama bunlar geçen her bir gün kaybettiklerimin yanında değersiz kalıyordu. Peki ya daha sonra kazanacaklarım? Buna ihtimal veremiyordum. Hep kaybediyor olurken, geriye ne kazanabilirdim ki?..(16 yaşındaki bir hemofili hastasının yazdıkları.)Yazar Notu : Metnin, illegal çoğaltımlara karşı içeriği değiştirilmiş, temel cümle ve kelimeler çıkarılarak aslı korunmuştur.
yorumlar
Sağlığını yitirmek insana genelde karamsarlık ve hiçbirşeyden zevk alamama durumu yaşatır. Aslında unutulmaması gereken çok öenmli birşey vardır: Moral bozukluğu vücudun direncini kırıp hastalıkları tetikler.Yazıyı yazan kişinin hayata karşı gücü kalmamış olması üzücü…Vazgeçmişlik var yazıda. Karamsarlık var. Aksi olsa hayat daha kolay olurdu O’nun için belki de…