Ateş gibi sıcak toprağa beni dansettirdiği, kullanılmış maskelere beni güldürdüğü ve önemsiz ölümüme tapıyorum, beni yaşamaya zorladığı için…”Kafiyesini kaybetmişim düşlerimin… Evet, kafiyeli ve herdilden, fakat altyazılıydılar ? Zamanı geriden takip edip, mevsimleri kaçırır olmuşum, ne var ? Yenilmişmiş ruhum bunlara, bu, servis tabağımda beşamel sosuna bulanmış insanoğluna. Onlar ki, midelerine batan çatala şiirler düzer, kör kahvaltı bıçaklarını ölümün keskin kılıcı diye överler.Artık bilge olamazmışım, ben uyurken kemirmişler başımdaki çiçeklerden tacımı ve gölgesinde uzandığım dev sekoyaları…What if I avenge ?What if eye for an eye ?…So I’ll just ask a questionWhat if ?What if your words could be judged like a crime ?
yorumlar
sıcak kumlara beni gömdüğü için hamdi abi’ye, taze sıkılmış portakal suyuyla buzlu safari hazırlayarak sıcak kumlarda çıplak ayakla zıplaya zıplaya bana getiren yeğenim naci’ye, peçeteye yazdığım istek parçayı hiç detone olmadan söyleyen kuzenim filiz’e…judging(jogging) the “crime of the century”.