Uzun uğraş ve çabalardan sonra nihayet Cumhurbaşkanımızı seçtiler.Kimileri havai fişeklerle kutladılarsa da birçoğu da protestolarını değişik şekillerde fark ettirmeye çalıştı at gözlüklülere.Benimkisi bir fark edilme yada fark yaratma adına yazılmaya çalışılan bir yazı değil de Cumhurbaşkanlık kavramını anlama kavgası.Ülkemiz müthiş bir tarihi geçmişe ve kişilere sahipken alternatif cumhurbaşkanı adayı gösterememiz çok büyük kayıp.Bir kişi çıkıyor ben adayım diyor ve alternatif bir aday yok – elbette herkesin bir adayı vardır ama neden biri ya da birileri çıkıp ben de adayım diyemiyor – .Bu kadar vahim bir durumda mıyız?.Cumhurbaşkanlığı kavramı benim kafamda şöyle şekilleniyor çok kısaca: Herhangi bir siyasi geçmişe ve eğilime sahip olmayan, tarafsız,bu büyük sorumluluğun altından kalkabilecek, cumhuriyetin ve demokratik devletin gereklerine uyup daha ileriye taşıyabilecek önemli bir şahsiliktir.Şimdi oluşturulan tabloya bakıyorum.siyasi geçmişi belli olan bir şahıs aday oluyor.ilk oylamadan gerekli oyu alamıyorsun ikinci cabası ve nihayetinde sonuncusunda zorla cumhurbaskanlıgı köşküne çıkıyorsun..vah vahh…ite kaka cumhurbaşkanlığı..Bunların yanında cumhurbaşkanlıgında daha ilk dakikalarda ilkleri yasıyorsun.köşkte başörtülü bir bayanın eşi var ve askerler yeni cumhurbaskanının yemin töreninde yok…- başörtüsünü tekrar gereksiz tartışmaları gündeme getirmek için değil ilk olduğu için yazıyorum, sorun o değil..,-vah ülkem vahh…ne günlerdeymişiz nereye gitmişiz…laik ve demokratik olduğu söylenen ülkemde bu tabloyla karşılaşmak çok üzdü beni..sayın gül ne kadar adil ve demokratik olabilir ki herkesi kucaklayabilsin, kucakladı ne kadar samimi olabilir veya inandırıcı…,hep bu şüphelere bir yenilerinin eklenmeleriyle bizi bekleyen 7 yıla girmiş bulunmaktayız..hayırlısı olsun demeçleri hiç hoşuma gitmese de bu 7 yılda umarım çok hayır duasına çıkmayız..,