Gecenin ikisinde hala başlayamamış olan uyku halim 4.18 de hiç uyumamışım gibi aynı şeyleri düşünerek uyanmamla sona erdi.Sabah ezanı okunana kadar hiç kıpırdamadan gözlerimi tavana dikmiş “neden böyle oluyor” dedim durdum. Hata nerde? Birinden hoşlandım. Hatta sabahın dördünde gözlerimde biriken yaşlara bakacak olursak aşık bile olmuş olabilirim. –Kim demişti “kavuşamazsın aşk olur” diye– Neyse… yapayalnız bir adam. Yapayalnız bir kadındık tanıştığımızda. Çok eğlenen, çok keyifli, gözlerinin içi gülen iki kişi haline geldik bi anda. Sonra olan oldu.
Gene öptüğüm kurbağa başkasının prensi oldu.Şu eski sevgililerde bir alıcı var. Adamlar birine aşık olmaya başladığı anda sinyalleri alıyorlar. Ve hemen panikle ve “o benim!” nidalarıyla taarruza geçiyorlar… Oysa ben kimseyle savaşmadım hiç. kimse için düelloya girmedim. Herkes istediği kararı kendi versin istedim. Ama bu defa o kadar umutluydum ki… bu defa o kadar mutluydum ki… neden 8 aydır aramayan kadın ben mutluyken aradıki????…Güçsüz kadın gene kazandı. “sensiz yaşayamıyorum sevgilim” dedi. Gitte yaşasın o zaman dedim. Ben yaşarım nasıl olsa… ben ayakta durduysam bunca zaman sensiz, gene durabilirim. Ama belli ki o unutmuş sensiz nasıl ayakta durduğunu ve ayrılınca duramamış. eğer aklın kalacaksa git…
O da peki dedi. Benim içimi yakan o acıyı bir peki sözcüğü nasıl başardı bilemiyorum ama çok acıdı. Galiba ben onları söylerken çok ciddi değildim. ben birkez daha bir erkekten mantık bekledim sanırım. ben onla çok ayrıldım, biz ayrıldığımıza göre mutsuzduk demekki ama şimdi mutluyum neden gideyimki demesini bekledim sanırım; demedi. “peki”Sabahın dördünde uyandığımda da hala acıyordu…Sonra ezan okundu.Kalktım.Ağarmaya çalışan Buz gibi gökyüzüne baktım buğulu camdan görebildiğim kadarıyla…Ezan sesinin huzuruna kapılıp biraz sakinleşmek istedim. Ezan bittiğinde kendimi “hayırlısı değilmişki olmadı, sağlığım yerinde çok şükür” şeklindeki klasik türk mantığına adapte etmeye çalışıyordum amaSela sesi geldi uzaklarda bir camiden. Bu nasıl bir kinayedir Allahım diyerek gözyaşlarıma inat gülümsedim. Neden hep güçlü durup, hep kaybettiğime cevap bulamadan, uyandığımdan beri beynimde dönen şarkı sözlerini mırıldanarak güne hazırlanmaya başladım… “tam karşıya geçerken bıraktığın o el benim.”
yorumlar
yarabandy zaten hep kadinlar erkeklerden birseyler bekler ama erkekler ne yazik ki o seyi onlardan bekledigimizi bilemezler.cünkü biz süslü kelimelerin arkasina siginiyoruz her defasinda.belki feminen olmanin dezavantajidir.ben de senin gibi sürekli bir seyler söylemek isterim sevdigim kisiye ama o “seyi” öyle bir kelimeyle ifade etmeye calisirim ki dogal olarak karsimdaki de gizli kapakli sözlerden dolayi anlayamaz aslinda ne istedigimi.ama keske “bende sensiz yasayamiyorum” deseydin veya onu sevdigini söyleseydin sonuclari belki daha güzel olurdu:(
adinin karsisinda aci yaziyorbütün sözcüklerdene desen küfür gibisenden yana cümleler bilegülüslerim vardi benim ben kimim ben nerdeyimtam karsiya gecerken biraktigin o el benimbirde sen birak beni unut gittigin bir yerdekim kaldi ki cok büyüdüm sayendetabirim caiz degil numunem yoksende kalsin aslimmüstakil bir masaldi bitti isteben ayni haytayimgülüslerim vardi benim ben kimim ben nerdeyimtam karsiya gecersen biraktigin o el benimbirde sen birak beni unut gittigin bir yerdekim kaldi ki cok büyüdüm sayende
ben sadece “bana gelmek onun tercihi olsun” istemiştim.hoş, hala benden vazgeçmiş değil, her akşam hal hatır soran bir msj atıyor… bu daha çok zoruma gidiyor…
bazen şöyle bir durum oluşabiliyor istem dışı olarak.Erkekler kadınlardan acık acık konusmalarını kadınlarda erkeklerden acık acık konusmalarını ve kendilerinin ne hissettiğini söylemeden anlamalarını bekliyorlar.Bu da senın yaşadıklarına benzer olaylara yol açıyor.Keşke herkes birbirini anlayabilse ne kadar güzel olurdu:( ve herkes birbirini eşit sevebilse:(