Gecenin tam ortalarına doğru yaklaşıyordu. aklına bile gelmeyen uyku ve korkutan rüyaların içine girmemek için yapılan düşünceler.Biraz öncede yine sorunlu bir telefon görüşmeleri…. Yine sabırların harmanlandığı bir geceydi.Nereye giderdi bunun sonu bilmiyordu..En güzel yerinde bitmiş bir yemek gibiydi yaşananlar.Her şey yazın birden kışa dönüşmesi gibiydi.Şimdi tepetaklak olmuş bir hayatın tam ortasındaydıCaddenin boş kaldırımlarında sigarasını yakmış, soğuğunda hasretle beklenildiği günlerde yürüyordu. Yalnızlığında.Aşkın en kötü yanı vücudunda geçmesi zor derin izler bırakması diye düşünüyordu.Ya içerdeki yaralar onları düşünmek daha da kahrediyorduYaşadığı ülkenin sorunları yetmezmiş gibi ! hadi onu da geçti, geçim derdinin insanı hallaç pamuğu gibi yere serdiği bu günlerde birde aşk sorunları insanı yiyin bitiriyordu.Ağır geliyordu kaldıramıyordu. Kanayan yaraların acıları. merhem olamayan ilaçlar tedavi kabul etmeyen bir kalp ve mantığın ağır bastığı bir hayat!Kaldırım da ağır ağır yürürken bulutların arasından parlayan bir yıldız dikkatini çekmişti göz kırparcasına parlıyordu gecenin karanlığında. havada iyiden iyiye esmeye de başlamıştı. ceketinin yakalarını hafifçe yukarı kaldırdı. Ceketini sol cebinde sigarası vardı . güzel bir sigara içmek için elini cebine attığında paketinde son sigarasının kaldığını fark etti. Paketini içinden özenle çıkardığı sigarasını ceketinin sağ cebinde alarak güzelce yakmıştı. Derin bir nefes çekerek rahatlamanın vermiş olduğu gevşemeyle aklına yaşanılan güzel anıları getirmeye çalışıyordu ama iyi anılarından çok kötü anıları beyninde öyle bir birikmişti ki izin vermiyordu güzelliklere.Hemen ilerde belediyenin yapmış olduğu küçük bir park vardı gözü hemen ilişivermişti parkta iki tane salıncak vardı rüzgarında sert esesi tutmuştu. salıncaklar yaşlanmanın da vermiş olduğu bir yorgunlukla kendi aralarında konuşurcasına sesler çıkartıyor ve ileri geri hareket ederek dans edercesine hareket ediyorlardı.Hemen sol tarafta çocukların neşeyle yukarıdan aşağı indiği kaydırak vardı sessizdi kimseler yoktu hemen ilerde bir çöp tenekesi. İçerisinde kedilerin çığlıklarını duydu bu serin havada açlıktan birbirleriyle kavga ediyorlar ve çöp tenekesinin içinden alacakları birkaç yiyecek ile karınlarını doyurma telaşındaydı var. Ses sizce bunlara bakarken gecenin kör bir saatinde tekrar aklına gelmişti gelmek istemeyecek olanlar.Sigarası bitiyordu son bir nefes çekerek evin yolunu tuttu yavaşça üşümüştü eve gitmeden açık bir market bulmalıydı ama yakın bir civarda bu saatte açık bir market bulmak zordu.en iyisi evin önünden kredi çekerek aldığı arabasını alarak bir petrol istasyonundan sigarasını almalıydı. bu günlerdeki en iyi dostlarından biriydi onsuz yapamıyordu.Gecenin tüm ihtişamını yaşarken yavaş yavaş eve doğru gelmek üzereydi pantolonun cebinden arabasının anahtarını çıkardı. Ve arabasına binerek hemen beş kilometre uzaklıktaki petrol istasyonuna girdi arabasını park etti.tuvalet girişlerinin hemen yanına ve markete doğru ilerledi. Ve Birtan sigara istedi içerideki kişi artık geceleri gelmesine alışmıştı hemen sigarasını uzattı ve parasını alan market görevlisi arkasından bakarak iyi geceler dedi!Tekrar evin yolunu tutmuştu arabasına binip eve doğru yaklaşmıştı arabasını kaldırımın üzerine çıkarttıktan sonra kilitledi malum anılarla dolu bir arabası vardı çok güzel anılar geçmişti birden kafasında. Arabayı park ederken bunları da kaybetmek istemiyordu.Yavaşça dışa kapıyı açtı. malum gecenin bir vakti komşularını rahatsız etmek istemiyordu. dördüncü katta oturuyordu. yavaş yavaş merdivenleri çıktı. işte gelmişti yalnızlık karargahına. Kapıyı tam açarken anahtar sesini duyunca aklına azız nesinin yalnızlık şiiri aklına geldi. Hafifçe gülümsedi gerçekten yalnızdı. Artık bunu iyi anlıyordu.Evi küçüktü şirin bir evdi yıllarca hayalini kurduğu bir evdi aslında. giriş kapısından içeri girince hemen sağ tarata bir tuvalet ve onun hemen ilerisinde banyo vardı. banyonun karşısında yatak odaları vardı o kutsal mabediydi. yatak odasının hemen yanında ise hayallerini kurdukları çocuk odası vardı.Ama şimdilik sadece odaydı içi boştu.koridorun hemen karşısında büyük bir salon olmamakla birlikte, kendilerine yetecek kadar bir salon mevcuttu.Kapıdan her içeri girdiğinde düşüncelere dalıyordun eden böyle bir hayatın içinde buluvermiş ti kendini. Oysa çok özlüyordu. Ne hayallerle başlamıştı evinin güzel olması için ikisi de. Ama!!