Son zamanlarda konuyla ilgili yapılan yasal düzenlemeler ve ardından gelen tartışmalar nedeniyle konuyla ilgili olarak taraf olmadan konuya farklı açılardan yaklaşarak, hem kendim bilgi edinmek hemde okurlara özet ve daha anlaşılır bir şekilde bilgi verebilmek için GDO hakkında yaptığım bir araştırmadan bahsetmek istedim sizlere.. Organizma derken tüketiğimiz meyve ve sebzelerden dolayı konuya başta insan sağlığı açısından bakılacak, konu büyük oranda tükettiğimiz yiyecekler açısından değerlendirilecektir.Genetiği değiştirilmiş organizma yani GDO, kısaca gen yapısının değiştirilmesi yoluyla genel karakteristik özellikleri değiştirilmiş olan organizma demektir. Genetik mühendisleri tarafından yapılan bu işlem, bir organizmanın DNA sından belirli bir gen parçasını keserek başka bir organizmanın DNA sına eklenmek suretiyle de yapılabilir, ya da sadece kendi DNA sından belirli bir özelliği temsil eden genlerin çıkartılması şeklinde de olabilir. Şimdi öncelikle neden bazı canlıların genetik yapısı değiştiriliyor ne gibi bir ihtiyacı karşılamak ya da neyi önlemek için bu işlemin gerçekleştirildiğine bakalım. GDO teknolojisi ilk olarak 1996 da ABD de bitkileri zararlı bakterilerden korumak amaçlı olarak uygulanmaya başlamıştır. Yani bitki bakterilere karşı genetik olarak güçlendiriliyor ve artık o bakteri o bitkiye olumsuz etki edemiyor.Bunun yanında üretimi artırmak, üretilen organizmayı daha kaliteli bir hale getirmek ve böcek ilaçlarının zararlı etkilerini ortadan kaldırma gibi yararlarınında olduğu söylenmekte. Ayrıca şu da var ki tohum bulma gibi bir dert olmayacak çünkü istediğiniz özellikte meyve sebze çeşidi ve tohumları laboratuvarlarda rahatlıkla üretilebilecek. Dünyada başta ABD,Kanada,Arjantin ve Çin olmak üzere toplam yaklaşık 67 Milyon hektar alanda GDO tarımı yapılmakta.Diğer taraftan, GDO nun zararları hakkındaki görüşlere kısaca değinirsek; örneğin muza karşı alerjisi olan bir insan, doğal olarak haberi olmadan yediği ve içine yani DNA sına muzda bulunan bir gen katılmış domates yediğinde benzer alerjik etkiye maruz kalabilecek. Öte yandan daha önemli ve kalıcı etkilere bakarsak birçok bilim adamları bu gen aktarımı sonucunda doğal üretimin geri dönüşsüz bir biçimde yok olacağı, toprağın ve bu topraklardaki üretimin tamamen yapay tohumların üretimine mahkum kalabileceği yönünde uyarılar yapmaktadır. Biyolojik çeşitliliğin yok olması, toksik etkilerin oluşması, Anbiyotiiğe karşı bağışıklığın oluşması, hayvanların sağlığı ve dlayısıyla hayvansal ürünlerin bozulması gibi son derece ciddi ve ürkütücü etkilerinden de vurguyla bahsedilmekte. Peki bu GDO lu organizmalar yani yiyecek ve içecekler neler? GDO teknolojisinin en çok uygulandığı yiyecekler % 99 unu soya, mısır, kolza ve pamuk oluşturmak üzere patates, domates, pirinç, buğday, balkabağı, ayçiçeği, yer fıstığı ve bazı balık türleridir. Son olarak önemli bir nokta olduğunu düşündüğüm için şunuda eklemek istedim. GDO lu tohumlardan elde edilen ürünlerden çıkan tohumları çiftçilerin kullanma hakkı yok. Evet yanlış okumuyorsunuz.Böyle bir işlem korsan tohumculuk olarak değerlendiriliyor ve cezai işlem yapılıyor. Konuyla ilgili olarak daha çok şeyin söylenebileceği malum. Fakat burada amacım, şimdiki neslimiz ve geleceğimiz için son derece önemli olduğunu düşündüğüm bir konuda sizleri kısa ve öz bir şekilde bilgilendirmek ve bi nebze dikkatinizi çekebilmekti. Umarım başarabilmişimdir…Saygılarımla…