Gencecik bir sanatın, tüm dünyanın ortak beğenisi olması çok ilginçtir. Sinema gibi tarihi 1 asır olan gencecik bir sanat dalı dünyanın her yerinde, her kesiminde insan tarafından biliniyor ve seviliyor. Dünyadaki bir çok insan mutlaka “film izlemeyi” seviyor. Sevmeyenlerin sayısı bir Monaco etmez zannetmiyorum.Evet, herkes “film izlemeyi” seviyor mutlaka. Çünkü ekranda izlediği şeyde ya kendisini buluyor, ya da kensini oraya koyuyor. İşte diyor, “bu benim yaşadığım dram” ya da “vay bee adama bak uçuyor, keşke bende uçsaydım”. Bir şekilde ekranda veya perdede gördüğü ile bağ kuruyor ve o anda izlediği sesli fotoğraflar bütünü aklını başından alıyor izleyenin, “film izlemeyi” çok seviyor sonra. Niye böyle kötüymüş gibi yazıyorum? Aslında değil. Ama “film izlemeyi” seven bir çok insanının yanında “sinema sanatını seven” insanlarında olduğunu anlatmak için giriş yapıyorum.
Film İzlemeyi Sevmek ile Sinema Sanatını Sevmek arasında büyük farklar, farklı açılar var. Uzun zamandır aklımda yerleşen, gelişen fikirler bundan kendi adıma emin olmamı sağladı. Gördüğüm bir sürü “film sever” ve “sinema sever” arkadaşımı karşılaştırmam bundan emin olmamı sağladı.
Film İzlemeyi seven tayfa; çok seçicidir, önce bunu kavradım, her filmi izlemez. Aslında sıfata bakınca (film izlemeyi seven) bunu yapmaması gerektiğini düşünür insan ama öyle değildir. O tayfanın bir seçimi vardır. Örneğin komedi izlemeyi çok sever, aksiyon izlemeyi sever, fransız sinemasına hastadır da hollywood’dan nefret ediyor olabilir. Film izlemeyi seven tayfanın Sinema Sanatını seven tayfanın tavsiyelerine burun kıvırması ihtimali yüksektir çünkü Sinema Seven tayfa çok daha geniş bir yelpazeden bir seçenek sunacağı için Film İzlemeyi seven tayfanın seçimlerine ters düşme ihtimali yükselir. Film İzlemeyi seven tayfa kötü filme dayanamaz, yarısında çıkar, kapatır, kırar dvdsini belkide. Film izlemeyi seven tayfa arşiv yapmaz, biriktirir. İnternetten indirdiği filmi atar bilgisayarın bir dosyasına, sonra bir akşam film lazım olunca “dur lan ben onu indirdiydim” der, F3’e basıp, aratır bulur. Ya da torrent programı hangi klasöre indiriyorsa direk oraya bakar. Film İzlemeyi seven tayfa izlediği şeyden safi keyif ve eğlence almasını Sinema Sanatını seven tayfaya göre daha çok becerir. Çünkü derdi yoktur “lan bunun alt metni ne imiş?” diye. Film İzlemeyi seven tayfa için, Tv’de film izlemek dert değildir, çünkü filmin sürekli reklamla bölünmesi aslında işine bile gelir. Nefes alır.Film izlemeyi seven tayfa, dediğim gibi gerçekten daha çok keyif alabilir izlediği şeyden, daha tasasız izler karşısında akan sesli resimleri. Ve kesinlikle, kesinlikle Film İzlemeyi seven tayfa Sinema Sanatını Seven tayfaya göre düşük değildir. Sonuçta ortada olan gene aynı insanların yaptığı filmleri izlemektir.Sinema Sanatını sevenler ise; seçicilik genel anlamda sıfırdır. Sinema adına elinde izleyebileceği ne varsa izler, B Film, Erotik, Gerilim, Fransız, İspanyol, Bad Taste, Hollywood… Mutlaka özel seçimleri, çok beğendiği isimleri vardır. Özel sinemacıları vardır ama her filmi bilmek ister, sinemayı bilmek, daha çok bilmek adına izlemek ister. Sinema Sanatını sevenler kötü filme dayanmaya çalışırlar. Çünkü bir filmin hakkında konuşabilmek için onu izlemek gerekliliğine inanırlar ve film kötüde olsa dayanırlar. Sinema Sanatını Seven tayfa arşiv yapar, biriktirmez, indirsede alsada filmleri düzenlidir, ne nerededir bilir. Sinema Sanatını Seven tayfa izlediği sahnelerin altında birşeyler vardır fikri ile pürdikkat, bu pürdikkat’ten dolayı tam keyifli izleyemez izlediği eseri. Keyif alır, sonuçta sinema sanatını sevmektedir, keyif tabiki alır. Ama iddia ediyorum, keyfi ölçen bir alet olsa keyif derecesinin Film İzlemeyi Seven tayfadan az olacağına eminim. Sinema Sanatını seven tayfa Tv’de film izlemeye dayanamaz. Cnbc-E bile kesmez onu. Mümkün olsa da hep üniversite sinemaları olsa her yerde ister, bölünmeden bütün bir film olsun ister. Sinema Sanatını Seven tayfa gerçekten bir sanat dalını sever. Onun hakkında araştırır, bilmek ister, onun hakkında yazmak ister, hatta onu yapmak ister. Sanata tutkunluk başlar bir nokta. İzlenen binlerce filmin ardından bir aşama atlanır.Burada bahsetmek istediğim şeyler sinematik rütbeler değil. Sinefil, sinema manyak, sinemasever gibi şeyler değil. Burada bahsetmek istediğim farklı sevgiler bir sanat dalına karşı. Yani bir arkadaşı bir kızı sever, onunla gezmek güzeldir, iyi içilir ama sevgilisi için o kız aşık olunacak, sevişilecek kızdır. Anlatmak istediğim budur.Bunlar tamamen yıllardın yaşadığım sinema aşkının bana hissettirdikleridir. Kendi nacizhane görüşlerimdir. Ortak zevkleri paylaştığım tüm tayfalara selamlar olsun.