buhaberi okuduğumda “aklıma yatmayan bir şeyler var” dedim kendi kendime. neyin beni rahatsız ettiğini bir türlü bulamadım. daha önce köprünün üstünde gördüklerimiz zaten tükenmiş insanlardı. şimdi neydi beni rahatsız eden? zaten hepimizin en kötüleriydi. ibretimizdi bu çocuklar. sorun neydi?
aslında bulmak zor değilmiş. biraz düşününce, biraz aralayınca kalbimle beynimi çıktı kendiliğinden. restoranların camına yapışırken, ayağımıza sarılırken, atm klübelerinde uyurken, bu çocukların hayata ne kadar çok asıldıklarını görüyorduk. bu umutsuz durumları, aslında ne kadar umutlu olduklarını gösteriyormuş bize. ve nasıl da sönmüş umutları. terkediyorlar gemiyi artık. şimdi kim kaptan kim fare bu durumda?