bildirgec.org

2009’da çekilmeye başlanan yeni Yılmaz Erdoğan projesi 27 Kasım’da seyirciyle buluştu. ”Neşeli Hayat”, Erdoğan’ın başrolünde ve odak noktasında olduğu, çevresi birbirinden başarılı eski ve yeni BKM oyuncularıyla çevrili dram soslu bir komedi filmi. ‘Müslüman mahallesinde bir noel baba’, ‘küçük adamın büyük hikayesi’ gibi cümlelerle tanımlanan film, bana göre vaad ettiği ölçüde tatmin edici bir hikaye sunuyor. En önemli yönü ise tek karakter odaklı olması ve bu karaktere başarıyla hayat verilmesi. Dolayısıyla filmin incelemesini bu karakter üzerinden yapmak mümkün. Filmin kahramanı Rıza, büyük şehirde küçük hayalleriyle mütevazi bir hayat yaşayan sıradan bir insan. Karısı ve evlerine zorunlu yerleşen kayınbiraderiyle birlikte yaşıyor. Mahalle sakinleriyle de ‘saadet zinciri’ gibi bir talihsizlikten dolayı arası kötü olan Rıza, günlük 40 TL’ye Noel Baba kılığında bir alışveriş merkezinde çalışıyor. Daha önce terlik kostümüyle stadyumlarda çalışan kahramanımız, aslında kendi deyimiyle bu ‘kepaze’ işten utanç duyuyor.

Bu noktada büyük şehrin iki farklı yaşamını tek bir karakter üzerinden göze sokmadan gösteren yönetmene ayrı bir övgü yerinde olur. Rıza, fakir bir hayat yaşıyor ama Yılmaz Erdoğan’ın da dediği üzere filmde fakir edebiyatı yapılmıyor. Aynı filmde olduğu gibi alışveriş merkezinde gördüğü bir imgeden yola çıkarak yazdığı bu karaktere inanmış olan yönetmen karakterin ‘Neşeli Hayat’a maddi değil manevi anlamda ulaşacağını görmek ve göstermek istiyor. Tabii bu durum o kadar kolay olmuyor. Hikayenin başından beri ruhsal anlamda yalnız ve sıkıntılı olarak gördüğümüz karakter önce maddi hedefi denemeli. Hikayenin bu kısmı filmin ortalarında öğrendiğimiz olayla ortaya çıkıyor. Daha önce kolay yoldan rahata ulaşmak için güvendiği ‘Neşeli Hayat’ Rıza’ya darbe vurduğu için hayattan daha fazlasını istemekten korkar bir hale gelmiş. Bu korkaklık ve güvensizlik, onu hayata karşı çekingen yapıp insanlardan uzaklaştırmış. Öyle ki karısı bile ondan beklediği yakınlığı görebilmek için kendince tedavi yöntemleri (bal) uyguluyor.

Aslında film kendini yalnız hisseden ama yalnız olmayan bir adamın hikayesi olarak yorumlanabilir. Karısı, kayınbiraderi, komşuları, iş arkadaşları, patronları, kahve arkadaşlarıyla birlikte çevresi geniş ama onları göremeyen yalnızlığı içinde kaybolan bir insan. Kendi iç sorunlarında o kadar kaybolmuş ki, aynı evde görmezden gelerek yaşadığı karısı ve kayınbiraderinin sorunlarıyla ilgilenmiyor bile. Ne zaman ki onların sorunlarını çözmek için harekete geçiyor o andan itibaren ilişkilerinde daha etkin, yaşamında daha aktif ve kendine güvenen biri haline dönüşüyor. Filmin kilit noktası da burada yatıyor. ‘Neşeli Hayat’ aslında Rıza’nın daha önce ulaşmak isteyip hayal kırıklığına uğradığı ulaşılmaz bir yaşam değil sadece kendi çevresiyle iyi bir iletişim içinde olduğu zaman bile yakalayabileceği bir mutluluk anlamına geliyor. Karakterin ruhsal değişimi de hikayeye bu şekilde yansıyor. Ve Rıza’nın hayatında ciddi anlamda hiç bir değişiklik olmamasına rağmen hüzünlü başlayan hikaye mutlu sona eriyor. Filmin final sahnesinde geri sayımla girilen yeni yıl Rıza için yeni bir umut haline geliyor.

”Neşeli Hayat”, Yılmaz Erdoğan’ın en sessiz, sakin ortaya çıkmış işlerinden biri. Ne bir ”Vizontele”, ne bir ”Organize İşler” ama yine de anlatacak bir derdi olan, duyarlı ve seyirciyi yakalayıp anlattığı hikayenin içine çekebilen bir yapım. Başta Yılmaz Erdoğan, Büşra Pekin, Ersin Korkut olmak üzere de tüm oyuncular üzerlerine düşen görevi başarıyla yapıyorlar. Tamamı tiyatroculardan oluşan bir kadrodan da farklı bir şey beklenemezdi zaten. Filmin bana göre tek eksik tarafı yan karakterlerin belki de çok fazla olmasından dolayı hikayeye önemli bir etkilerinin olmaması ve ana karakterin değişiminin çok hızlı geçiştirilmesi. Tüm bunlar dışında ”Neşeli Hayat” herkese tavsiye edebileceğim samimi ve başarılı bir film. Yılmaz Erdoğan’la birlikte tüm BKM ekibini (godikleri) sinema filminde görmek için bile izlenebilir. Filmin adı gibi neşeli tasarımlı resmi sitesini de ziyaret etmek isterseniz buyrun.