“atladığımda farkettim hayat çok güzel” demişti tom tomdemek atlamak gerekiyor……………hadi zoey iş başına!!derken zoey uyuya kalır-hep böyle uluorta yerde uykuya kalıyo bu kızcağız-uyandığımda kendimi bir otobanın ortasında buldum.arabalar, korna sesleri, bağırışlar…lanet olsun nerdeyim ben…ne oluyo burda diye bağırmaya çalıştığımda sadece bi dana sesi duydum.Yüce Tanrım neler oluyor böyleee?…koşmaya başladım;arabaların aralarından geçmek neden böyle zordu?kütlesel bir fazlalık hissediyordum mevcudiyetimde….sonra bi aracın yanına gittim.aracın içindeki kadın korkulu gözlerle bana bakıyodu.”defol pis sığır” diye bağırmaya başladı.ne sığırı ne diyorsun sen kadın demeye çalıştığımda gene o dananın sesini duydum.sonra birden arabanın camından yansıyan aksimi gördüm.işte orda koca bir dana bana bakıyordu!!!bir kez daha lanet olsun;ben bir dana olmuşum…yoksa gregorun laneti miydi bu?onu odamdaki döşemede sıkıştırıp ezip geberttiğim günden beri her şey boka sarmaya başladı hayatımda.ve şimdi de bir danayım…koşmaya başladım tekrardan, bu otobandan çıkmalıydım bi şekilde.arabaları ezip geçmenin bu kadar kolay olabileceini bilmezdim doğrusu…trafiği aştım sanırım ve ilerde ormanlık bir alan gördüm oraya doğru hızla yol aldım.insanın dört bacağı olunca daha da bi hızlı koşuyomuş.eee dana olmanında güzel yanları olmalıydı zati…sanırım ben sevmeye başlamıştım bu danayı…ben olan dana susanmıştı sanırım ki gördüğü ilk su birinkitisinden su içmeye başladı.tamamen içgüdüselmiş bu sanırım.nasıl su içebilirim diye düşünmeden su içer vaziyette buldum kendimi tıpkı su birikintisinin beş metre ötesindeki otları yemeye nasıl başladıysam.ohhh..karnım doymuş susuzluğum gitmişti yan gelip yatma zamanıydı.hey gidi günler insanken ne severdim yemek yiyip uzanmayı kanepemde…derken uyandım!rüyanın içindeki RİYAnın içindeki rüyaymış bu meğer…NOT:bu yazımsı şey letter to dana eşliğinde meydana gelmiştir…ilgililere duyrulur.