İnsanların gözleri önünde yığılmak mı gerek,sadece kalbinizin taştan olmadığını göstermek için ?
Her uzvumdan yaralanmalı ya da her sevdiğimden acı mı çekmeliyim ?
Oysa benim sadece dizlerim taştan, diz çökemedim önlerinde, devrilemedim, altımda şehirler,kasabalar…
Sanki 3 asırdır aynı şaşkınlıklar,güya taştan yapılmış kalbime bilindik iltifatlar,kızgınlıklar.
Ben etrafımda kınından kıvılcımlar dökülen kılıçlar isterim,hayaletler.Çünkü benim cesaretim gülmek ister…
PS:Deli olcam yaa, ben duygusuz diiliiiiimm
yorumlar
kendimi umursamıyorum bir gece.
gece.
her bir kare fotoğrafı biriktiriyorum.
her içişimde de ya sokakta oluyorum ya da fotoğrafları dizerken buluyorum kendimi.
akşamın serinliğinde de kendimi sakin bir yabancı sokaklarda hisseder gibi oluyorum.
güç vermiyor bunlar.
aksine bazen geri olanca gücümle geri gitmeme neden oluyor.
daha fazla zamanı beklemek bütün kıyı ve bütün karşı sahilleri etkiliyor.
daha fazla iletişimsizlik daha fazla çöküş.
yazılar susuyor ve hiçbir şey başlamıyor.
benim olanların günden güne değerleri azalıyor.
zevk alabileceğim resim bile anlamsızlaşıyor.
bütün biriktirdiğim görüntüler azalmama neden oluyor.
gelecek veya yarın pek bir şey değil.
aynı ritmlerdekiler uzun sürede aklıma yerleşiyor.
beyaz fonlarda bütün o saçmalık beni hayatımdan alıkoyuyor.
uzak olan şeyler benim oluyor,yakında ise aklımdan bile geçmiyor düşündüklerimi göstermek.
birininde dediği gibi;
bu negatif enerjiyi turnuvaya taşıyamazsın…