Belki buldunuz bulaşık makinesini elde yıkayanlara nazaran şükür edeceginize birde sorun mu yaşıyorsunuz diyenler çıkacaktır ancak hayatın bir parçası haline gelen bulaşık makineleri hayata pek çok kolaylık getirmsine ragmen pek çok zararda verebiliyor.Bardakların pırıl pırıl parlamasını sağlayan makine parlatıcısının en son buhardan önce püskürtüldügünü dolayısıyla durulamadan direk kimyasal olarak vücudumuza girdigini biliyormuydunuz? Bunu makine yetkilileri de açıklıyor zaten. Bunun yerine bitkisel makine parlatıcıları veya elma sirkesi kullanılabilir. Evet pek çok kişi bulaşık makinesinin parlatıcı gözüne sirkekoyuyor, hem parlaklık sağlıyor hem koku yapmıyor hemde vücuda zarar vermiyor. Sirkenin tarihteki en etkili dezenfektan oldugunu düşünecek olursak en ideal çözümün o oldugunu anlarız ayrıca makinede koku olacagını düşünenler yanılıyorlar hiç koku yapmıyor.Ayrıca İstanbul’un suyunun kireç oranı düşük oldugu için (herkes yaşadığı şehrin kireç oranını öğrenebilir)kesinlikle bulaşık makine tuzu ve çamaşır makine kireç önleyici kullanmaya gerek yok. Zaten bulaşık makine servisleri suyu yumuşak olan yerlerde tuzun bilakis daha çok zarar verdigini dogruluyor. Çamaşır makineleri içinse kireç önleyicinindaha pahalıya mal oldugu bilinen gerçek.Ayrıca bardakların çizilmesini sağlayan şey suyun tazdiği ve deterjanın toz olmasıdır, buna bir nebse önlem almak isteyenler mutlaka jel deterjan kullanmalılar.