korkuyordum yüzünü görmekten…yüzüne bakmaya cesaretim olsa senide kendimide affedecektim aslında…saatlerce dönemedim eve sessizliğimin bizi daha çok yaralayacağından.yine hayal kırıklığına uğratmıştım seni ve biliyordum bu defa son birkaç umudundan çaldım…elinde kalan birkaç bozuk para ve birkaç umuttan başka ne vardı.tek yapabildiğim telefon açıp üzülme diyebilmek oldu saatler sonra…bölüştürdüm bütünüyle olan suskunluğumuzu…-…kimbilir neler anlaşılıyor şu üç noktadan…suskunluk bu başka birşeye benzemez…ne söylediğini bırakır ne söylemediğini…”……”işte bende tam orada bölüştürdüm bütünüyle olan susukunluğumuzu…yada herbirimizden bir fazlası…buda olamadıklarımız olsun”.”