Hiçbirşey yapmak istemediğin zaman , hiç yapmak istemediğin şeyleri yaparsın… Ne yapacağını en bilmediğin anda, hiç izlemediğin dizilere takılırsın,aptal repliklerin aptal duygularını dudaklarına musallat edersin; en zayıf anındır işte, içinde sıkıntılarla boğuşurken, izlediğin her şeyin içine kontrolsüzce,balıklama dalarsın… Birilerinin aptal dudaklarından çıkan sözler senin dudaklarının bunca zaman zaptettikleridir sanki, birisinin gözleriyle akıtmaya çalıştığı duygu seli, bunca zaman içinde kaybolduğun bir çağlayandır sanki… ( “Suyun intiharı gelir aklıma şelale deyince”,Birhan Keskin’in bu dizesini hatırladım nedense şimdi…) En fenası, yapı kredi ,coca cola reklamlarına falan ağlamaktır kolaylıkla,ya da şimdilerde şekerbank bile… Susarsa susarım,susarsam susar, susarsalar susarızz’lar, anlamsız uyarlamalar, donuk sessizliklerdeki fosforlu naralar.Hiçbirşey yapmak istemediğin zaman,hele asıl yapman gerekenleri yapmadığın zaman,sadece o günlük bile yapmadıysan,100 çocuklu bir misafire kapılarını açmış gibi olursun sanki…Tiz sesli,şımarık,7 yaş grubu çocuklar.Hepsi de oğlan…Tiz sesli oğlanlar…Tiz sesli zıpır oğlanlar..Tiz sesli,zıpır,tez canlı,darbe almış koca ayaklı kırmızı karıncaların kaçışları kadar hızlı,güçlü oğlanlar..İndirdiler mi kafanı gözünü yaranlardan…İçin onlarla dolar,kulaklarının zarı patlar…Tam da karnının ortasına,çok santim çaplı bir delik açmak istersin,içerindeki tüm sesleri,tüm vıyaklamaları,tüm oğlanları dışarı fırlatmak istersin…Çıkamasalar da bir anda dışarı, bu kahrolası izolasyonu biraz yıkmalı…Ne yapacağını bilememek çok kötü bir şeydir. Dakikalarca ağzının ihtiyacı olan bir tat üzerinde düşünüp de bulamamaktır,belki daha da kötüsü,bulup da ulaşamamak,mesafelerle gene gene karşılıklı selam durmaktır…Bir dakikada tam bir yıl büyüyor gibi hissetmektir. Dışarısının çok soğuk olduğunu bildiğin halde, evinin şeytani sıcak hava moleküllerinin tuzağına düşüp sana bir şey olmayacağını düşünerek,açık bağrın için o elinin uzandığı kaşkolu almaktan caymak, sonra dışarıya adımını atmak, üşümek,çok üşümek, kendine karşı açtığın harpten, seni evinden uzaklaştıran her adımının bünyene savurduğu mermilerle mağlup çıkmaktır, kendine yenilmektir bilmemek.Yenmek için çok geç olduğunu düşünmek, elindeki bir yenilgiye baktığında onu bir amip olarak etiketlemek,insiyatifli ruhunla yüzde yüz indirimler yaparak kendisine, hep kendine satmaktır defalarca, hep beleşe…Kendini kazıklamaktır yani bilmemek,önce tavan yaptığın bedellere yalandan iskontolor uygulayarak,yalandan karlarla kendini avutmaktır,falan…Kimseye vermesin Allah boomerang sıkıntılar,haller;naylondan yapma ruhlar…Geri dönüşümü olmasın hiç bir şeyimizin,iki damla gözyaşımızla eriyecek dayanıksız,iradesiz,karaktersiz kağıtlarla giyinsin ruhumuz.Ya da bembeyaz,dolu dolu küp şekerlerle,ya da suya atınca eriyen C vitaminleriyle ya da ,ya da,ya da…Birden fazla ‘ya da’ ile bitmeli belki de bir bilinmezlik yazısı…