Şüphesiz cin veya hin fikirli birisi atide bir tarihte sorgusuz sualsiz kabul edilmiş gözüken kavramları tartışmaya açabilir ve üzerinde mutabık olduğumuz tüm kavramlar hakkında beynimize nifak tohumları sokabilir. Bir zamanlar Amerika da ırklara renkleriyle hitap etmek geleneğini tartışmaya açan ve sonuç alabilen başkaldırı bugün baktığımız noktadan artık devrimci gözükmese de zamanı itibariyle statükoyu küçük ve çaresiz düşürdüğünü söyleyebiliriz. Neden bu yargılamayı belki daha işin başındayken ‘sanal dünya’ deyimi için yapmıyoruz.Bu deyim Türkçe’de çok sahiplenilen adeta fantezisel çağrışımlar yapan bir büyüye dönüştü… Fizik ve fizikötesi mefhumları arasında hala askıda… Genç nüfusun zorlamasıyla yenilikçi çağrışımlar yaptığı için ‘tutulan’ bir kavram olduğunu varsayarsak iyi niyetli bir yaklaşım sergilemiş olur muyuz. Tıpkı özel radyoların özgürlük şiarıyla yelkensiz dümen açmaları gibi… Daha şerrinden bir nazarla iletişim tutkunu Akdeniz toplumunun ‘space’ den para ve iş sahibi olma hayallerine kucak açmasının hiç mi etkisi yoktur.Üst düzey teknokratların reel reel diye beynimizi transa sokmaya çalıştığı bir dönemde sanal rantlar sevdamız nafile midir… Abartı mıdır acep.Şüphesiz reel üzerine inşa edilmedikçe bilgi teknolojisi alanındaki ısrar, atıl kalmaya daha doğrusu sahiden sanal kalmaya mahkumdur. Belki pek de yabancısı olmadığımız sosyal kastlaşmanın yeni bir oksijen alanı…Bilginin paylaşımının zül görüldüğü bir sosyal yapıda yine de siberin global seçenekleri sürprizli ve heyecan verici gözüküyor ve öyle kalmaya da devam edecek. Üzerine matbaanın gecikmesinin tetiklediği cahillik kompleksimizi eklersek bu heyecanın boyutlarını sanırım daha iyi anlayabiliriz.‘Sanalı’ içselleştirme realiteye dönüştürmeye kafa yorduğu için çalışmalarına iştirak ettiğimiz bu tür derneklerin gayretlerine kesinlikle seyirci kalınmamalıdır.Yerçekimsiz bir hukuki alan ortaya çıkması bir Türk hukukçusu olarak beni heyecanlandırmaya yetiyor.Öncelikle belirtmek gerekir ki yeni ve devrimsel bir cumhuriyete temel olarak, yerleşik Avrupa hukukunu iktibas etmenin paradoksunu yaşamaya alışkın bir toplumuz. Ülkenin çok hareketli olan dinamiklerini roma-germen temelli bir hikayeye endekslemenin ve üzerine osmanlı-fransız aristokratik jargonunu giydirmenin ceremesini çok çektik. Akabinde gelen, geleneklerimizden kaynaklanan, üstatlara saygı lonca geleneği maalesef sorgusuz ve kazuistik bit adalet anlayışını kemikleştirdi. Ülke dinamiklerinin oportünist başkaldırılarından biri de tam bugünlerde bilişim hukuku alanında kendini gösteriyor.Bugün bilişim hukuku ve web yayıncılığı alanında senyor-junyor hukukçular arasında bazı hukuk portallarına yansıyan anlayış farklılığı oldukça dikkat çekicidir. Oysa kaynaklarını takip ettiğimiz ‘fresh’ toplumlarda bu konudaki tartışmaların çok daha pragmatik bir şekilde mesafe katettigini ve yine de tüm legalizasyon çalışmalarına önderlik ettiğini belirtebiliriz…e-ticaret ve e-imza alanında teknolojinin de desteğiyle fütürist hukuki yaklaşımlar oldukça baskındır.Batı dünyasında ekonomik temele dayanmayan hiçbir faaliyet ne kadar heyecan verici gözükse de sempati toplamaz ( bkz zeplin, uranyum telefonlar). Yönverici büyük ekonomilerde uluslararası pazarlar üretmenin yeni araçları olarak medya ve net dünyasına misyon tayin etme ve çok büyük yatırımlar sozkonusu. Türkiye acısından konuya ilgi çok daha farklı saiklerle başlasa da bu enstrümana en azından rekabet gücü acısından lokal kalamayacağımız kesindir.İktisadi ve teknolojik yönlerden konuya bu kadar ilginin bir hukukçu acısından kafi olduğunun farkındayım. Ancak bir hukukçunun da en azından bu ilgisinin sürekli olmasının sonsuz yararlarına inanmaktayım. Bu konuda ne kadar aykırı gelse de üretici adalet ve kanunlaştırma çabalarına geçilmesi artık ertelenemeyecek de facto bir durumdur.Peki Türkiye pratiğinde oluşa gelen kanunlaştırma faaliyetleri bizlere ne ifade ediyor1. İlk planda asırlık alışkanlıklar kendini göstermiş cezai yönden inzibati önlemler alma gereği belirmiştir. Ancak bu konudaki teknik zorluk, yapılan düzenlemelerin kaduklugune işarettir. Savcılığa web sitesinin bir örneğinin gönderilmesi zorunluluğu sanırım bu alanda herkes için tebessüm kaynağı olmuştur. tr uzantılı sitelere olan rağbetin daralması bu tebessümü tabii ki biraz buruklaştırmıştır. Bu örnek bu konuda yapılacak faaliyetlerin teknik beyinlerden ilham almasının kaçınılmaz olduğunu göstermeye yetmiştir.2. Özellikle genç nesil arasında bilgi teknolojisini kullanarak özel postalara ve mesleki sırlara ulaşma çok sık rastlanılan bir sorun olmuştur. Şüphesiz bu anayasal suçun bu kadar fütursuzca işlenebilmesi, vahametini engelleyici müeyyidelerin şart olduğunu hissettirmiştir. Kamu kurumlarının ‘ttnet’ projesiyle kontrol mekanizmasına destek noktası tesis ettiği yönünde oldukça derin şüphelerim bulunmaktadır. Ayrıca İç istihbarat kurumlarının Türk hacker larıyla işbirliği medyaya yansımıştır. Bu noktada bu gücü elinde bulunduran yetkililerin yargı gözetimine tabi olması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Peki ya bilirkişilik müessesinin temini acısından devletin elinde yeterli sayıda nitelikli eleman mevcut mudur.3. Tüm inzibati tedbirlere rağmen şahıslara karsı işlenilen herhangi bir hakaret sucu adli kayıtlara yansımamış olmakla birlikte devlete karşı işlenen suçlardaki hassasiyet bir server sorumlusunun forum alanındaki ifadeler nedeniyle mahkumiyetine yolaçmış ve bu durum sektördeki tüm çalışanlarda bir travma etkisi meydana getirmiştir. Şüphesiz ileri bir devlet organizasyonun ilk hedefi öncelikle vatandaşının bireysel ve kamusal haklarının ihlalini önlemeye dönük olmalıdır. Ve bu alanda suç tespit edilirken daha dar, internetin doğasına uygun ve pragmatik bir hukuki yorum getirilmeli ve milyonlarca data arasında ‘suçun yayılma hızı’ gibi kıstaslar düz mantıkla algılanmamalıdır. Suçun etkisi kastın yoğunluğu ve suçun sonuçları şikayete bağlılığı gibi ek faktörler üzerinden yargılamaya gidilmeli infaz sürecinde kullanıla gelen yöntemlere çok daha yenileri eklenmelidir. Tüm aşamalarda yine de kanunları uygulayan kişilerin billişim teknolojilerine ve araçlarına aşina olmalarını sağlayıcı sivil-kamu enformasyonu sürekli kılınmalıdır.4. Web yayıncılığında reklam yasağının uygulandığı alanlardaki bazı aksak adımlara dikkati çekmek isterim. Bir hukukçu olarak hukukçuların ve avukatların sitelerine barolar marifetiyle getirilmeye çalışılan müeyyideler kınama cezaları vb henüz anlamlı ve etkili değildir. Bu konuda baroların, yaralı organları tümden kesmek yerine düzeltici yol gösterici bir enerji sarf etmeleri ve bu alanda oluşacak mesleki ilkeleri belirlemek için şimdiden yoğun bir teknik ve enformatik çaba içine girmelerini mantıklı görmekteyim. Kınama cezalarına bakıldığında bu konuda yeterli delil elde edilmeden ve yeterli teknik bilgiden yoksun olarak karar verildiği göze çarpmaktadır. Hukukun gerek pratiğinde gerek akademik tarafında iletişimin vazgeçilmez öneme sahip olduğu ve bu alanda iletişim aracı olarak internetin sayısız yararları- özellikle hukukun sosyalleşmesi açısından- olduğu gerçeği daima göz önünde bulundurulmalı sürece gereksiz ve bilgisiz müdahalenin yarardan çok zarar getireceği unutulmamalıdır.İnteraktif taahhütler, akitler, bağıtlara sonuç bağlanması, elektronik imzalar, elektronik ticaretin hukuki altyapısına ilişkin karşılaştırmalı çalışmalar, mesleki bürokrasinin zaman para ve efor kaybının giderilmesine yönelik adli otomasyonun tesisi ve etkin kullanımı, devletin, ihale, tescil sisteminin saydamlaştırılması, bir vasıta olarak bireysel ve kamusal hakların geliştirilmesi sürecine etkileri, teknolojik deliller ve kudretleri, bilgi paylaşımın sınırları elektronik, idari ve mali takip, yazılım kopyalama ve telif hakları, taraf sorumlulukları, web alanlarının tescili devri satımı kiralanması şifrelenmesi güvenliği, anti-tröst ve haksız rekabet müessesine…basın kanununa etkileri, uluslararası www teamülleri ve hukukuyla eşgüdüm ve benzeri …hukuki yansımalar sürekli olarak hukuki ilgiye muhtaç olmaya devam edecektir.15.01.2001