”Hayır!”dedi. On dakikadır sürüp giden bu haksızlığa daha fazla dayanamayacaktı. ”Hayır sıra sizde değil!” Genç adamın bu patlayışına hem etrafındakiler hem de kendisi çok şaşırmıştı. Sözlerini daha etkili bir hale getirmek için bir kez daha tekrarladı. ”Sıra sizde değil.”Bankanın kalabalığından olsa gerek içerde kalan azıcık hava dahi rutubetlenmiş ve nefes almanın zorlaşmasına yol açmıştı. Genç adamın zaten düşünemeyen beynini bu hava adeta bir pelte, işe yaramaz bir pelte haline getirmişti. Tam o sırada sıranın arka tarafından bir cisim yaklaştı. Yaklaştıkça yaklaştı ve en sonunda cisimle adam arasındaki mesafe 1cm olunca anladı ki o cisim genç adamın çocukluk arkadaşı Salih’in eliydi. Fakat anlayamıyordu. Salih’in elinin burda ne işi vardı? Ve bundan da öte ”Salih’in elinin gözümde ne işi var?” diye düşündü genç adam. Birden bir acı hissetti. Tam gözünde bir acı. Duyuları hissizleşmişti sanki. Salih’in 10 sn’dir gözünün içinde olan elini daha yeni hissedebilmişti. ”Lan çeksene gözünü elimden!” diyerek lafları karıştırdı genç adam. ”Aman elini gözümden işte!Çıkardın gözümü!” Salih hayatının kararını veriyormuş gibi tam 3 sn düşündü. Bu sırada genç adamın gözü iyiden iyiye oyuluyormuşçasına acımaya başlamıştı. ”Aha!” dedi. ”Artık ben bittim. Tek gözüm olmadan nasıl yaşıycam nasıl etrafımı görücem?!” Hayatın bu acımasızlığı bunaltmıştı artık onu. İçine bir sıkıntı çöktü. Derken Salih birden parmağını çıkardı genç adamın gözünden. Olayın sevinciyle genç adam Salih’i bir güzel kucakladı. Ona defalarca teşekkür etti ve son olarak hızını alamayıp sırasıyla; sağ yumruğunu, sol yumruğunu ve iki bacağını birden kaldırıp Salih’i dövmeye girişti.