AYŞE: Sevgili seyirciler ve stüdyoda hazır bulunan muhterem cemaatimiz Cuma Sohbetlerimize hepiniz hoş geldiniz. Hemen hocamıza ilk soruyu yöneltiyorum. Hocam, geçenlerde Fatih’in Çarşamba semtinde dolaşıyordum. Bir grup yobaz gördüm kediyi “hıris hıris” diye çağırıyorlardı. Bunun satanizim’le bir ilgisi var mı, İslam’da var mıdır bunun yeri efendim?

YAŞAR: Tabii… Şimdi Araplar kediye “pisi pisi” demezler, Arapça’da “P” harfi yoktur. Çünkü o çağlarda “P” harfine ihtiyaç yoktu. Yani kediye “pisi pisi” demezler “hıris hıris” derler. Türkiye’de ise bazı Arapçılık akımına kapılmış münafıklar hala bu geleneği sürdürürler. Efendim, bu konuda ne bir hadis vardır ne de bir ayet. Ben “İslam Dünyasında Kedinin Yeri” adlı kitabımda bunları açıkça anlattım, alınız, okuyunuz. Bu adamlara da kulak asmayınız. Bu çağda hangi akıl hangi mantık? Kediye “hıris hıris” diye çağrı yapmak. Bu tamamen bir oyundur, kanmayalım, kandırılmış kedilerimizi de uyaralım.

AYŞE: Sağ olun Hocam, çok aydınlatıcı oldu. Şimdi size bir soru yöneltecek olan konuğumuza mikrofonu uzatıyorum. Buyrun…

KONUK-1: Hocam ben bir ev hanımıyım, günlerdir aklıma takılan bir soru var. Bu yüzden uykularım kaçıyor. Sırf bunu sormak için Hakkari’den geldim.

YAŞAR: Buyrun sizi dinliyorum.

KONUK-1: Hocam sorum şu: Tırnaklarımızda kırmızı renkli oje varken öğle namazının son sünnetini kılabilir miyiz? Bi de, aseton abdest bozar mı?

YAŞAR: Bakın şimdi efendim, öyle manyak sorular soruyorsunuz ki… Bunlar ilmihal bilgileridir. Alın bir…

AYŞE: Çok özür diliyorum sözünüzü kestim, bir seyircim daha soru sormak istiyor, buyurun…

KONUK-2: Ben hocama şunu sormak istiyorum: Hocam, Cuma günü ikindi vaktinden sonra sol ayağımızdaki şeytan tırnağını kesmemiz harammış diye duydum. Bu doğru mu? Doğruysa neden doğru? Yanlışsa neden öyle oluyo?

YAŞAR: Kimden duydunuz yav!? Ondan duydum, bundan duydum. Efendim o kadar vahim bir şekilde teferruata dalmışsınız ki şu anda İslam aleminin başına çöreklenen öyle büyük belalar var ki…

AYŞE: Lafınızı balla kestim, bir seyircim daha soru sormak istiyor.

KONUK-3: Hocam, ıssız bir çölde susuzluktan ölmek üzereysek domuz eti yemek helal olur mu? Teşekkür ederim.

YAŞAR: Bi şey değil! Ya hu siz beni çıldırtmaya mı geldiniz buraya? Issız çölde domuz etinin ne işi var? Üstelik siz susamamış mıydınız? Bakın ümmet büyük bir gaflet içinde…

AYŞE: Bi saniye hocam sözünüzü kestim, bir seyircim daha soracak hepsini toptan cevaplarsınız.

KONUK-4: Hocam, Allah sizden razı olsun bize çok faydalı bilgiler verdiniz. Valla tüylerim diken diken oldu bakın…

YAŞAR: Daha bi şey konuşamadık ki…

KONUK-4: Olsun yine de benim tüylerim diken diken olmakta ısrarlı. Hocam, ben size şunu sormak istedim: Hanımların paralı veya altınlı günlerinden aldıkları meblağı faize yatırmaları haram mıdır? Bi de saçımızın kaç teli gözükürse günah olur. Gözükmeyen her tel için sevap kazanmamız olası mıdır?

YAŞAR: Bakın efendim…

AYŞE: Kusura bakmayın programın süresi doldu. Kapatmak zorundayım. Ayşe Özgün, her gün efendim.