Uyanmak ne de yanlış bir tanımdır, uyumayan varmış gibi. Uyumak ne de yanıltıcıdır, sanki uyanan varmış gibi. Önemli olan hangi rüyayı görmekte olduğumuzdur. Öğretilmiş rüyalardan sıyrılıp kendi rüyalarını yaratabilenlere ne mutlu. Çünkü sadece onlar bilirler, herkesin aslında uykuda olduğunu. Diğerleri uyanık sanarlar kendilerini, çünkü öğretilmiş ortak rüyayı görmeyi gerçeklik olarak algılarlar. Herkes kendi rüyasının gerçek olduğuna inanır. Ve bu inancın sağlaması, bir diğerinin ya da diğer bir çok insanın aynı rüyayı görmesidir. Halbuki akıldan çıkarılmaması gereken en temel gerçek şudur ki: Aynı rüyayı kaç kişi görürse görsün rüya rüyadır.Ortak rüya bulaşıcı ağır bir hastalıktır. Kazalar badireler savaşlar ölümler felaketler seks doğum hastalık vb. gibi bir çok olay ortak rüyadan sıyrılıp çıkabilmemiz için bizlere verilen anahtarlardır. Kanser olduktan sonra çok daha pozitif olan insanları hepimiz biliriz. Fakat ortak rüya o denli ağır bir rahatsızlıktır ki, kanser gibi güçlü bir rüya kırıcı başımıza gelmedikten sonra kolay kolay yaşadıklarımızın inandığımız kadar gerçek olmadığını göremeyiz. Bir insanın rüyada olduğunu kanıtlarla ispat etmek, bu ispatı yapanın rüyadan uyanmış olduğu anlamına gelmeyebilir. Muhtemelen o kapasiteli yaratık kendi rüyasının ne kadar da gerçek olduğunu bize bulaştırmak-empoze etmek istiyordur. Parapsikoloji, meditasyonlar, zihinsel güç öğretileri, hiç de uyanık görünmemektedirler. Empoze edilmiş kollektif rüyaları gerçek kabul etmemiz için ‘DNA yetmezliği’ dışında ortada geçerli bir tek sebep yoktur. Ufukta beliren en geçerli hedef, kendi rüyalarımızı mümkün olabildiğince diğer rüyaların etkisinden kurtarabilmektir. Özgün ve dış etkilerden olabildiğince sıyrılmış bir rüya, sabitlenmiş ve bilimsel açıdan kanıtlanabilir görünen bir rüyadan daha fazla incelenmeye değer bulunacaktır. İncelenmek için mücadele ediniz.Başkalarının rüyalarına yatanlar sistemik fonksiyon bozuklukları sergilemek zorunda kalırlar. Bu da yeryüzünde hasta ve doktor sayısını, olması gereken miktarın çok üzerine çıkartır. ‘Para kazanabilmek için kendi rüyalarından vazgeçme ve kabul edilmiş özgür erkekler rüyasına boyun eğme rüyaları’ ülkemizde çok yaygındır. Rüyalarınızdan vazgeçmeyiniz ve kendi özgün rüyalarınız için uyuyunuz. Uyanmak kimsenin harcı değildir. Gününün yarısından fazlasını, kendisinin ve ailesinin karnını doyurmak zorunda olan bir işçinin kendi rüyasına yatabilmesinin ne kadar da imkansız olduğunu aklınıza getirin. İşte bu durum dünyayı devindiren temel mekanizmadır. Asla kendi rüyasına yatamayan, başkalarının rüyalarının esiri olan insancıkların rüyası! Dünyayı devindiren ve belki de felakete sürükleyen sistemin özeti budur. Bir fani topluluk, karnını doyurabilmek için, empoze edilen rüyayı ömür boyu görmeye ikna olur ve bu ikna olan enerji toplulukları dünyayı yazgılı olduğu noktaya sürükler. Çoğunlukların DNA’ları başkalarının rüyasını görmeye imkanlı olarak dizilmiştir. Kendi konumunuzun çabucak farkına varıp, size verilmiş rolü çabucak bulmak zorundasınız. Karınlanını doyurmak için başkalarının rüyalarına yatanlar; ya da herşeye rağmen kendi rüyalarına yatanlar. Ya o ya da ötekisiniz. Sizi dünyanın en eşsiz rüyalarına ulaştırmayı vaad eden öğreti sistemlerinin hiçbirini kendi rüyasını görebilme gücü olanlara tavsiye etmiyorum. Her faniye bir DNA biçilmiştir. DNA’ larınıza aykırı yazılımları beyninize yükleyerek işletim sisteminizi, sistemin esir işçisi haline getirmeyiniz. Aksi taktirde sistem yavaşlar ya da çöker.