ateşböceği

Ateşböcekleri çocukluğumdan beri en ilgimi çeken canlı türüdür. bi sürüsünü yakalayıp pet şişe içersine koyup, fener yapma hayalimiz vardı çocukluk arkadaşlarımla. bu hayalimizi gerçekleştirdik ama istediğimiz randımanı alamadık açıkcası. herbiri aynı anda yanıp sönse olucaktı belki ama hepsi farklı zamanlarda yanıp söndükleri için pek aydınlatamadılar çevreyi.

herneyse, sadece dişi ateşböcekleri karınlarının son halkasındaki fosforışıl organı sayesinde ışık saçıyormuş. (fosforışı: bazı cisimlerin ve canlıların normal sıcaklıklarında bir artış olmadan, karanlıkta ışık verme özelliği. bu özelliği mısırlılar bulmuş. elmasın güneşli bi ortamdan karanlık bir ortama geçtiği vakit, bir süre ışık yaydığını farketmişler. kaynak:meydan larousse)
fosforışıl organda bulunan lusiferin‘in, lusiferaz isimli bir enzimle oksitlenmesi sonucunda ışık ortaya çıkıyormuş. bu olay ateşböceklerinde ritmik olarak, yaklaşık bir saniyelik aralarla gerçekleşiyormuş. tabi birçok türü için geçerli değil bu. bazılarının vücudundaki bakteriler oksitlenmeyi başlatırken, bazıları kendi isteğiyle başlatıyorlarmış. ayrıca bu özelliğe sahip tek hücreliler, süngerler, sölenterler, taraklı hayvanlar, yuvarlak solucanlar, halkalı solucanlar, kabuklular, derisi dikenliler, yumuşakçalar, böcekler, tulumlular ve balıklar olmak üzere yaklaşık 36000 tür canlı varmış. ve en uzun süre ışık çıkaran canlı, bir tür mürekkep balığıymış(yaklaşık bir dakika).
son olarak, bu kaynaklarda yazmayan bir şey daha, bilim adamlarının bile bildiğini sanmıyorum:) eğer ateş böceği ışık çıkardığı zaman üstüne parmakla basarsanız daha uzun süreli ışık çıkarıyo.