adı üstünde: günlük…
adı üstünde: günlük… ne kadardır yaratılmak istenmişliği dünyanın… ne kadarıdır yarattığı inanılanın… bir kere hissedersen kanında gerçekliği; geri dönüşü yoktur derler anlatılana.. anlatan baban olsa dahi titriyorsan fütürsuzca; kelimelere bırakma parmaklarını, uyuşukluk hakim olmasın yaratına… bir karışık elbise giydiğim kamuflaj ihtiyacıyla, lanetliyorum tüm olma ihtiyacını ve oldum sanrısını… izni umarım olur ilgilinin: biliyorum değiştiremem dünyayı ve o yüzdendir ki varlığım anlamını, yarattığında arar: soru işaretleri ve türkçenin katliamı… (demiş ki birileri daima)
yorumlar
türkçe de kaypak ve kayganlığıyla intikam almadadır kendisini katletmeye çalışanlardan.
türkçe de intikam peşindeyse nedir yeniden yaratılacak olan… vian kaypaklıkla suçlanmışmıdır, haşa karşılaştırma söz konusu değil. soru: kalıplar mutlak mıdır? varlığımız esnetir mi oluşumuzu?
olusumuzu varliimiz mi esnetir bilemem de vian’in pesine birden fazla dil takilmistir.
türkçe intikam peşinde değil ama yanlış kullanılması durumunda intikamını “bonus” olarak sunuverir, öngörülmemiş yan anlam sürprizleriyle.