Günümüz, daha doğrusu sömürü sistemine bağlı olarak AZ ve TALEP; sevgi, aşk ve her türlü birlikteliklerin şekillenmesinde ve sosyal ilişkiler de her insanı kendi iradesi dışında etkisi altına alır ve İNSAN in istemediği mecralara gitmesine sebep olur.Kişinin tüm hümanist yanını, iyi niyet ve tüm insan olmaya çalışma çabası karşısında acımasızdır ve son kertesine kadar sömüren anlayışlar bütünü hakimdir toplumsan düzen içinde.Şimdi önce kendini koymalısın bir başkası yerine ki zaten çoğu zaman yapıyorsunyapıyoruz bunu. Bunu yaparken, toplumsal bir İLENMEDİLENME mekanizması devreye giriyor. Bu kez kendine lazım olmasa bile, İNSANCIKLAR bundan istifade ederek senin sömürülmeye açık durumunu kullanmaya başlarlar.Bu gerek bilgisel, gerek ekonomik ve gerekse duygusal olsun, ha bide cinsel, bir meta gibi toplumsan İSTEM (talep) karşısında sömürülür. Sen bunun farkında olsan da, olmasan da bu böyle gelişir.Sana gösterilen ilgi karşısında sen kendini sömürülmeye müsait durumda teslim edersin SUİSTİMAR edeceklerin anlayışına.Sanırsın ki; bir ALIŞ VERİŞ VAR BU İLİŞKİLER ZİNCİRİNDE. Aslında yok Sen memnunsundur ürettiğin için, VERDİĞİN için. Karşındakilerde senden memnundur, aldıkları ve sömürdükleri için. Elbette CELLÂT in bir gün İNSAN olarak uyanması mümkündür. Ama uyandığında, ayakların altındaki sehpayı çekmiş olacak ve senin PİYASA DIŞI insanı ARZ ve Talep’lerin yerine getirilmemiş ve hatta senin yontmaya çalıştığın ODUN sürüleri, seni kendine benzetmiş olacaklar.Sen şimdi bu noktada benden geçti diyeceksin.Bu da sistemin; İnsanlar; DOGAR, BÜYÜR ve ÖLÜR anlayışına teslim olmuşsundur demektir.Senden gedmemiştir aslında, çünkü sen sanatçısın, yani en azından sanatla ilgilisin..Ve zaten bunu icra edemeyişin altında sömürüye karşı oluşun yatar.Sevgi de, aşk da yaşadığımız sistemin ürünüdürler. Nasıl sevmemiz gerektiği, nasıl aşık olmamız gerektiği sistemle ilintilidir. Bu nedenle; birini sevmek, ye da birinin seni sevmesine anlam ararken HESAP etmek durumunda kalıyorsun.Konu sevgi, ARZ ve TALEP konusu olduğu için hem yazının içinde kendimi ifade etmeye çalışıyorum, hem de sana düşüncelerimi ifade ederek sonuçlar çıkarmanı istiyorum..Biliyorsun ki insanı yaşadığı toplum belirler ve yaşadığı topluma; tüm kişisel gelişim sürecinde ona rehberlik eder.Senin yetiştiriliş tarzın ve kişisel özelliklerin (her insan gibi farklılıklar gösterse de) her birey gibi sömürülmeye açık bir PAZAR durumuna getirtilmiştir. Yani piyasa ekonomisi gibi kişiliklerde birer pazardır. Bu kişisel Pazar da her şey alınır ve satılır durumda. Hani sen dersin ye bazen YEMEDİM, bu nokta arz ve talebin kendini ifade ettiği noktadır.Artık SÖMÜRMEK için klasik anlamda, askeri işgaller ve ye ekonomik yaptırımlarla olmuyor bildiğin gibi. SÖMÜRGELEŞTİRİLMİŞ beyinler la dünya yönetiliyor. Bu da demek ki ARZ ve TALEP bir META alış verişinden öteye gitmiştir.Üretimle birebir ilintilidir, çünkü üretim de kendini ARZ ve TALEP doğrultusunda ortaya çıkar. Yani piyasa veya insan gereksinimleri neler seç buna göre ve buna uygun ürünler oraya çıkarmak zorundasın ki kendini ifade edebilesin YEDİRESİN daha doğrusu.Bu tüm toplum olduğu kadar, örgüt ve her türlü oluşumlar da durum aynıdır ve değişmez. BİREY için sonucu bir META dır.Ve hatta ÖLÜSÜNDEN bile faydalanılmaya çalışılır ki bunu yaşamış biriyim.En devrimci örgüt bile hiç işe yaramamış bir sempatizanının kavga da ölümünü malzeme olarak kullanır.Kaldı ki, düzenin köhnemiş ilişkileri içinde en mahdum duygu ve düşünceler sömürülmesin.Bura da konuyu biraz daha kişiselleştirmek gerekirse. Sende de sömürme içgüdüsü ve arzusuyla piyasa koşularına uygun davranmak zorunda hissediyorsun. Ve ikili ilişki de FAYDA-YARAR arıyorsun. Bunu yapmamın sakıncası yok yanlış anlama. Elbette temkinli düşünmek ve davranmak zorunda olma bakımından önemlidir bu. Ama bunu yaparken KURD ve KUZU masalını en iyi bilen ve bunu öğreten durumunda olduğunu unutuyorsun ve her insanı koyduğun kalıplar ve ölçüler de değerlendiriyorsun.Oysa sanatçı kişiliğin, kadın oluşun, anne oluşun, güzel oluşun, fiziki özelliklerinin yerli yerinde duruşu, sosyal ilişkilerinin oluşu, kendin oluşun, üzerine giydiğin elbise, koluna astığın çanta, kolunda BİLEZİKLER, NE DİR BU GÜZELLİKLER dedirten duruşun, insan oluşun, her şeyin, ama her şeyin ve de sen piyasanın ARZ ve TALEP yasasına hitap ediyor ve sen sömürülüyorsun.Bu havada en çok ikili ilişkilerde bile sen olmaya çalışırken, sana ayak bağı olacak ilişkilerden kaçıyorsun ama giderek kendin olmaktan da uzaklaşıyorsun.Aslında tek başına bunu başaramayacağımızı biliriz bu nedenle kendimizi bir UNSUR olarak, oluşumların içinde görürüz, ama bu da bizim kurtuluşumuz olmuyor. Çünkü vücudumuza nüfus etmiştir sistemin yasaları. İnsan ilişkileri sistemin ARZ ve TALEP yasaları üzerine kuruludur.Seni MATAMATİKSEL olarak hesapladığımı düşün.. Seninle ne yapabilirliği hesaplamadım buna inan, sen olsan da, olmasan da, ÖFKEMİ KUŞANMIŞ, ASİYİM DAĞLARINDA ÜLKEMİN, SEN BENİ SEVSEN DE OLUR SEVMESEN DE.Ama ben seni gerçekten sevdim. PİYASA ŞARTLARINA inat ve ARZ ve TALEP siz sevdim.Hekim CoşkungüncesiHekim Coşkun