saygılı günlük,oky, son 5 dünya turudur, kendini periyodik cetvelin elektronegativitesi en yüksek elementi gibi hissediyor.aman duymasın bu söylediklerimi. çünkü, kabul etmiyor bunları. çünkü o, bu gerçekten saklanıyor henüz. sobelenmek istemiyor belki de. haklı o da kendince. çukur aynadaki görüntü aslında hayat. oky böyle düşünüyor. göründüğünden daha yakın her bi şey. bizzat içindeyim diyor yaşamın.
itiraf edilecek yığınla duygunun iç basıncını arttırdığını söyledi bana. fakat bu basıncı düşürmek yerine, dış basıncı arttırmayı yeğliyor. hormonal sistemi sadece korku salgılıyor son günlerde. korku sadece bir başlık esasen. gelişme bölümünü hüznün oluşturduğu bir kompozisyon deltasında o şu vakit. hipotenüsleri iplemiyor. dolaylı anlatıma kaçıyor hep. kestirmeden kestirmek istemiyor. çünkü ürküyor.
açıkça konuştu bana. geniş açıdan anlattı anlattıklarını. edebiyat yaptı bana. bir çok söz sanatını arka arkaya uyguladı. teşbihlerden kaçınmadı. balık olsaydım dedi keşke. herhangi bir hayvan da olabilir diyerek ödün vermekten de çekinmedi. daha farklı olurdu her şey. sinir sisteminden hazzetmediğini, kendisine sıkıntı verdiğini söyledi bana.
böyle bir iç yapıya karşın dışa vurumcu bir tavır takınmayacağını ekledi. olduğu gibi görünemeyip, göründüğü gibi de olamayan bir kişilik olduğundan şüpheleniyordum zaten. konuştukça açıldı. kızlardan bahsetti. oky’nin cinsiyeti erkek olan bir cinsiyetti. hoşlandığı cinsiyette kadın cinsiyetiydi. kadınlardan bahsetti.
meşkale bul kendine dedim. uzaklaş, sıyrıl. yok dedi. kabul etti sonunda gerçekleri. acizliğini. karşı cinsiyetin üstünlüğünü kabul etti. belirtili isim tamlamasına tamlanan eki eklenmişe döndü ortam aniden. belirtili idi artık yadsıtılan. sonbaharda dökülen yapraklar gibi döküldü kelimeler. aşk olduğundan şüphelendiğin duygu aşk değildir mantık önermesini reddetti. aşığım ben dedi. tüm verilerin, kontrollü deneylerin, hipotezini doğruladığını iddia etti. aşıktı, öyleyse vardı.
aman bu çatlaktan su sızdığını söylemeyin sakın ona. sadece bir anda oluverdi her şey. itiraf etti bana tüm felsefik görüşlerini. maneviyatı uyumlu idi o müddette. düşünemedi hayatının geri kalan parçasında, bu söylediklerinden pişman olacağını. yemişim gerçi onun gururunu. onurunu. ama o yediremiyordu.
bye bye günlük.
yorumlar
bitti
oysa bana şöyle demişti…
Ve ben oturdum “ne demek istedi” diyerekten bütün linkleri okudum. Aralarındaki bağı araştırdım.
Yetmedi.
Bütün linklerdeki ahkâmların, oky’nin bana vermek istediği mesajla ilgisini araştırdım.
Sonuç: herzamankinden…
En güzel aşk; platonik aşk… 🙂
söz konusu oky’nin sorunu kadınlar karşısında başarısızlık korkusu buna bağlı olarakta kırık ereksiyon durumu olabilir ancak. yazıdan anladıgımız okynin beyninin bok dolu oldugu, bu kadar basit bir şeyi bile anlatırken yapışkanlaşan bir insan beyni başka neyle dolu olabilir ki?
bak güzel kardeşim her şeyin bir sınırı var, tamam bir kaza olmuş yazabildiğine inanmışsın (boş bir inanç olduğu konusunda temin ederim seni) ama insanlara bu tavırla eziyet etme. Hepimiz bu yollardan geçtik, kaç kez aşık olduk, reddedildik, kabul edildik vs vs ama hiç kimsenin beynini siktik mi sitelere yazıp? Hayıır.
Şimdi bak güzel kardeşim aklını başına devşir, kuramadığın cümlelerle eziyet etme bize. Olmaz böyle gerçekten olmaz, madem okynin cinsiyeti “erkek olan bir cinsiyet” ve oky açıkça konuştu sana ve edebiyat yaptı sana o zaman sende kalsın o. delikanlı olsun o erkek cinsiyet, insanı sabahın bu saatinde zıvanadan çıkarmasın. Zaten iş erbabı olma durumundan fazla uğrayamıyorum siteye, uğrayınca da bunlarla muhattap etmeyin beni ey site sahibi ve değerli yöneticiler.
Hepinize akıl sağlığı, okynin erkek cinsiyetine acil zührevi hastalıklar diliyorum.
beni manyak ettiniz ya iyice ayağımı kesiyorum.
ilaç gibi geldi valla. hadi güle güle.
Öss`ye mi aşık oldun naaptın 🙂
dinleyeceksin. ilaç o reçete bu.
yok slayer bıraktım ben ama bırakmadan önce en sevdiğim şarkısı raining blood’dan sonra dead skin mask idi. marilyn yetiyo bana şimdilik…
sana “aşkın karekökü” şiirinin;
“ben merkezin etrafında dönüp dolaşan elektron / sen merkezde duran sabit proton / bizi ayırmayan yüksüz nötron / bir atomun bölünmez parçalarıydık seninle!” dörtlüğünü hediye etmek istiyorum..
*198 gün kaldı şunun şurasında.. ufff! dayan(alım)..