eski tadı yok. sokakları başka, insanları başka, cafeleri barları başka ankaranın… değişimi yadırgamanın aptallığı içinde özlüyorum bazen o deli saçması güzelliğini. belki sadece değişen benim hatta belki değişmeyen benim. ama yok artık eski ankara , eski ben… çok garip bunların bazen çok iyi olduğuna inanıyorum bazen de kötü. aslında iyi ne demek ki. Hayatı düzene sokmak- takılmamak- orda burda içmemek- aşkın ağzına sıçmamak- değer vermek- aldığın değeri sağlıklı kullanmak- rahat bir nefes almak ve bir sürü eklenecek şey… evet bunları yapınca çok hafifliyor insan. ama peşinden gelen ve hep seni etkileyen sürekli çalışan beynin yeniden ağzına sıçmayı başarıyor. ya kabul edip isanların normal denen yaşamlarını sürdürcek ve sıkılsanda sessiz kalcaksın ya da hayatı olabildiğince tek ve değersiz yaşıyacaksın. bilmiyorum ölüm gelene kadar hangisi daha akıllıca. ama ben düşünmeden sıkıcı ve sessiz olmayı seçtim bile. kimbilir siz farkında olmadan neleri seçiyorsunuz. 🙂 ankara bana neler getirdi ve şimdi kendisi ne halde 🙂