Hiç de adil bir ülkede yaşamıyoruz. Herkes maddi kazanç için elinden geleni yapıyor. Tüketiciler çoğu firma için sadece müşteriden başka bir şey değil. Hele hele tekel olmuş bir firmanın müşterisiyseniz yandınız.1 günlük internet bağlantısı (dikkat edin kullanımı demiyorum!!!) için bir aylık faturayı kesmeyi “hak” gören TTnet tam 3 gündür veremediği ADSL hizmeti için “alt yapı çalışması” bahanesinin ardına sığınıyor. Ne zaman telefon etsem, 1-2 dakikalık bekleyişin ardından, “şu an bölgenizde altyapı çalışması var” diyerek geçiştiriyorlar.İyi de kardeşim, neyi altı neyin yapısı? Kazılan edilen bir yer yok, yenilenen kablolar yok… Bir saat ücreti, üç günlük ADSL bağlantı ücretine eşdeğer çevirmeli bağlantı bile çalışıyor ancak ADSL hizmeti bir türlü sağlanamıyor. Ne menem bir altyapıymış bu be. Duyan da her eve tek tek fiberoptik kablo çekiliyor sanacak. Peeeh..Yıllardır defalarca şahit oldum. Ne zaman şehirde telefon hattı sıkıntısı çekilse, yollar kazılır, yeni telefon kabloları döşenir, kazı esnasında tıkanan trafiğe bir türlü çözüm bulunmazdı. Kazının ardından, kazılan yer üstünkörü kapatılıp, mahalle sakinlerinin tozu dumanı ciğerlerine doldurmasına göz yumulurdu. Ama hiçbir insan evladı da çıkıp “madem kazıyoruz, bu seferlik biraz daha fazla kablo döşeyelim de birkaç sene boyunca tekrar kazmak gerekmesin” demeyi akıl etmemiştir.Ha babam kaz, kaz oğlu kaz.. Bu şekilde alt yapı sorununa çözüm bulmak bir yana, her kazının ardından mutlaka bir yerlerin altyapısının bozulduğunu ben biliyorum da neden bir yönetici, bir yetkili akıl edemiyor acaba?Nasılsa, Türk insanı ses çıkarmıyor, nasılsa halkşikayet etmiyor düşüncesiyle herkes elinden geleni yapıyor bu ülke insanına işkence etmek için. Birileri banka hortumluyor, nasılsa hesap soran yok diye. Birileri baraj yapacağım diye milyonlarca doları cebe indirip ortadan kayboluyor, kovalayan yok diye. Üç günlük şirketler milyon dolarlık kamu ihalelerini kazanıyor, birilerinin eşi dostu ahbabı oldukları için. Bir kısmı da, uyduruk kaypak televizyon programları ile halkı uyutup reyting uğruna milleti birbirine düşüyor. Canım anam ülkemizde, program başına 3-5 sabun köpüğü ünlüler peydahlanıyor. Zaten ünlü olanlar, “kimin eli kimin cebinde” oynuyor.Ha bu arada, müjdemi isterim; eğer onay gelirse, bundan böyle sosyal olaylar için de bahis oynanabilecekmiş. Kim cumhurbaşkanı olur? Hangi parti birinci seçilir? Bilmem hangi manken bilmem hangi futbolcuyla yatar? Bilmem hangi şarkıcı bilmem hangi yapımcının kocasıyla fink atarken yakalanır? tarzında bahislerin Türk insanının hayatına girmesi de an meselesi..Hazır başlıkta adı geçiyorken adaletken, bir konuya da değineyim. Harikulade bir adalet sistemimiz var. Hatırlarsınız, 1 tepsi baklava için 9 ay hapis yatan çocuklar vardı. Ardından da kendi bankasını batırıp trilyonları kapıp kaçanlar (milletin alın terini gasp edenler) elini kolunu sallaya sallaya gezince sitem etmiştik vaktinde. Hala bir gelişme bir düzelme yok. Binlerce kişinin öldüğü depremlerin ardından geçen zaman içinde topu topu kırk kişi tutuklanmış, bu kırk kişinin de büyük çoğunluğu olayla 2. hatta 3. derece ilgili kişiler. İnşaatların malzemesinden çalan müteahhitler, ruhsat verilmeyecek yere ruhsat verilmesini sağlayan belediye yetkilileri, çürük binalara oturulur diyerek rapor yazan denetim memurları şu an aramızda.. Aç olduğu için 1 ekmek çalanlar yıllarca hapiste yatarken, kız kardeşini 99 yerinden bıçaklayarak öldüren namus bekçisi katiller 3 ay yatıp çıkıyor. Düşünce suçluları hapse atılıyor ancak banka hortumcuları, kamu mallarını peşkeş çekenler gayet rahat bir şekilde affedilebiliyor ya da uzlaşmaya davet edilebiliyor.Böyle adalet olmaz olsun…Ben ülkemi geri istiyorum…