Açlık ve UykusuzlukÖyle bir gün gelir ki; ne paranız var, ne yiyecek bir lokma ekmeğiniz ne de başınızı sokacak bir küçük odanız. Aç ve biçare sokaklarda gezmeye başlarsınız.İlk sorduğunuz soru ne olur kendinize? Ben neden bu haldeyim? Allahım neydi günahım? Hiç mi şansım, bahtım olmayacak? Dolayısı ile buna benzer bir sürü şey daha kim bilebilir?Aslında aç kalmak, parasız pulsuz kalmak iyi bir şey. İnsan kendisiyle yüzleşmek için o kadar çok zaman buluyor ki. Kafanızda binbir türlü hayal beliriyor aç kalınca. Param olsaydı ne yapardım diye düşünüp duruyorsunuz. O kadar çok alternatif üretiyorsunuz ki. Ne kadar çok tasarruf beliriyor beyninizde. Daha az konuşuyor, daha az yiyip-içip daha çok düşünüyorsunuz.Bütün hatalarınızı tartıya koyup diğer tarafına da kendiniz geçiyorsunuz tefenin. Sonra kendinize bir söz verip hatanın birini çekiyorsunuz diğer taraftan. Açlık sürdükçe alıyorsunuz hatanın birini diğer taraftan sözler karşılığında. Sözler biriktikçe diğer yanda kendinizi daha ağır hissediyorsunuz.Peki sonra?Eğer paranız oldukça, o paranızı verip hatalarınızı ödemiyor, sözleri iade ediyorsanız, tefeye yine bir denge oluşturuyorsunuz. Ama hatalar kalıyor, yerinde sayıyor ve hatta artıyor.Peki sözleri tutup hataları denge dışı bıraksak ne olur?tefenin bir ucunda biz ve paramız. Diğer ucunda da sözlerimiz durur, hataya yer kalmaz ve para verip sözlerimizi tutarsak denge yeniden sağlanmış olur değil mi? Formül bu olmalıdır öyleyse.Yaşadıklarımızı bu formüle uyarlarsak hayatta tecrübenin akabinde başarı sahibi olabiliriz özetle o halde…İşte bende aç kalmanın yarattığı etkilerin yansıtabildiğim, kelimelere dökebildiğim kısmı. Bendeki terslik nedense aç ve uykusuz kalınca edebi kısmım ile felsefi düşüncelerim daha öne çıkıyor. Tok ve dinlenmiş isem kafam he munzurluklara çalıştığından olsa gerek. Neşeli ve hınzır kimliğimi bir yana bırakıp hüzünlü ve duygusal yönüm ön plana çıkıyor.Aslında bu yönümü daha çok seviyor, hep böyle olmak istiyorum ama sanırım o zaman da açlık ve uykusuzluktan ölürdüm. Şimdilik burada keseyim müsademle ve bunları düşünmek yerine karnımı nasıl doyuracağımı düşünmeye başlayayım. Gidelim İlker!!!11 MART 2007/PAZAR