-hoca naber?

-aa iyidir tekir, senden?

-hamdolsun. abi nasıl gidiyo tez?

-iyi gidiyo abi yarına biter.

-abi emin misin? yardımcı olayım istersen?

-yok abi sağolasın.

-valla bak…

-yok abi cidden, keyfine bak sen.

-peki abi, ben yarın benimkini bırakacam, bi uğrarım sana…

ve ertesi gün olur. tekir tezini bitirmiş ve bir gece önce ciltletmiş olmanın verdiği lakayitlikle okula saat 16:30’da gider ve tezinin beş nüshasını sekreterliğe bırakır. arkadaşının odasına uğrar, arkadaşının surat ifadesi, iddia üzerine bir şişe limon suyunu kafasına dikmiş birininkini andırmaktadır. tekir durumu farkeder.

-abi hayırdır bitmedi mi?

-yok abi. (son hece düşmektedir)

-hoca gel kotaralım şu işi.

-tamam abi. şimdi tez iki parça, dördüncü bölüme kadar ve dörtten sonrası. şimdi dörtten sonrasını copy-paste ile önceki bölüme aktaralım veee…

-anaaaa!

-ana?

evet, copy paste yüzünden tezin bütün formatı bozulmuş, tablolar kaymış, kahramanlarımızın da bütün tersanelerimize girilmiştir. “undo” tuşu hatırlanır, format kurtarılır. sayfa numaralarını ayarlayıp iki belgenin ayrı ayrı çıkışını almaktan başka çare yoktur. iki kafadar önce teorik kısmı halledip, çıkışını aldıktan sonra başlıkları fihriste geçirmeye karar verirler. ancak tez yazım kılavuzu onlara kolay kolay geçit vermeyecektir.

YARIN: Dul, yetim ve lanetli sayfa numaraları…