bildirgec.org

Seamyhoney

11 yıl önce üye olmuş, 2 yazı yazmış. 9 yorum yazmış.

ŞİKAYET VE ŞÜKRETMEK

Seamyhoney | 29 October 2009 09:35

İnsanoğlunun elindekiyle yetinmeyi unutması hatırlamayacağımız kadar geçmişe dayanıyor. Belki de ilk insanla başlıyor şikayet mekanizmasının ortaya çıkışı. Sürekli bir şeyleri tüketme çabasının verdiği hırçınlıkla daha fazlasını istiyoruz hep. Her şeye sahip olabilsek de sürekli bir mızmızlanma, sürekli isyan, sürekli şikayet, hayatımızın büyük bir bölümünü kaplıyor.

Yaşamımızı şöyle bir gözden geçirirsek, sorun ettiğimiz şeyler gerçekten de şikayet edilesi şeyler mi, yoksa sadece şikayet kutusu dolsun diye kendi kafamızda yarattığımız gereksiz mızmızlanmalar mı sorusunu irdelemek gerekir. Benim naçizane fikrim şudur; çoğumuz aslında ortada hiç birşey yokken sadece sorun olsun diye sürekli atıp tutuyoruz ki bunun için halk arasında kullanılan bir tabir var; rahat batması. Rahat, huzur, biz insanoğluna göre değil diye düşünüyorum çoğu zaman. Ne zaman huzurlu olsak bir arıza çıkarma eğilimi oluşuyor içimizde. Yani huzurla sorun çıkarma olasılığı doğru orantıda ileriliyor bizim dünyamızda.

KADININ ADI YOK MU? UYANIŞ-KATE CHOPIN

Seamyhoney | 28 October 2009 09:53

Edebiyat tarihi boyunca feminizm ve kadınlara ilişkin konular, tüm dünyada hep önemli bir yere sahip olmuştur. Kadınların kendi kimliklerini bulma çabası ve çıktıkları bu yolda geleneksel rollerine ve kişiliklerine karşı çıkışları sanırım bu literatür içinde en çok ilgi çeken konular arasında. Özellikle 19. yüzyıl edebiyatında kadın, her zaman dönüp dolaşılıp üzerine yazılan ana sorun olarak ortaya çıkar. Aslında bu romanlarda kadının karşı çıkışı ve isyanı aslında bir nevi toplumun da isyanını yanıstır. Durum her ne olursa olsun, kadın için normlarla ve toplumsal baskılarla mücadele etmek her zaman zor olmuştur. Bu mücadelede asıl amaç, erkeklerle eşit olduklarını kanıtlamaya çalışmaktır çoğu zaman. O zamanın şartlarında ( ki aslında günümüzde de modern toplumlar dışında bu durumun değiştiği pek söylenemez) toplumun kadınlara yüklediği belirli bir yaşta evlenip, evinin kadını, çocuklarının anası olma rolü onların hayatını şekillendiren en önemli unsur haline gelmiştir. Kendilerini kocalarına ve çocuklarına adayan bu tür “ ideal kadın”lar dışında tüm sosyal baskılara ve normlara karşı çıkan kadınlar da yok değildi tabi ki. İşte çoğu feminist yazar, bu tür mücadeleler veren “ aykırı kadın”ları yazılarına konu edindiler.

19’uncu yüzyıl Amerikan Edebiyatı‘na damgasını vuran en önemli feminist yazarlardan KATE CHOPIN de ataerkil normlar arasında sıkışmış bu tarz kadınları eserlerine konu edinen yüzlerce yazardan sadece biri. Çoğu eserinde oluşturduğu karakterlerinde genellikle kendi kadın kimliğini ortaya çıkaran Kate Chopin’in bana göre başyapıtı sayılabilecek eseri UYANIŞ( The Awakening) işte böyle “ aykırı kadın”lardan birini anlatıyor. Yazarın bu eseri zamanında pek değer bulmasa da sonradan tüm diğer hikayelerinde olduğu gibi byük ilgi gördü. 1991 yılında kitabın, “Grand Isle” adlı isimle bir filmi yapıldı.

Uyanış adlı öyküsünde aslında Kate Chopin okurları, iyi bir eş ve iyi bir anne gibi görünen Edna karakteriyle karşı karşıya kalıyorlar. Geleneksel bir ailede yetişen Edna başta tüm normları ve toplumsal baskıları kabullense de her zaman bir içsel sorgulama içindedir. İçinde bulunduğu “kendini bulma” isteği ve edinmiş olduğu kimlik ( toplumun ona atfettiği) aslında onun için büyük bir çelişkiden başka bişey değildir . “İdeal kadın” rolünü oynamaktansa, o, kendi kuralları, kendi istekleri doğrultusunda bir hayat yaşama arzusu içindedir. Tüm bu çelişkiler içinde kocasından ve çocuklarından ayrı geçirdiği tatil, kendi kimliğini bulması için eline geçen en büyük fırsattır. Hikayenin adından da anlaşılacağı üzere bu kısa tatil onun kendini bulması adına bir uyanışı temsil eder.