bildirgec.org

llus

11 yıl önce üye olmuş, 123 yazı yazmış. 452 yorum yazmış.

Gidecek miyim?

llus | 22 October 2002 22:20

tam günlüğüme azcık kendimi ekleyeyim dedim ve msn de birinin listeme girmek istedigi uyarisini aldim. tanimadim ama kabul ettim. Sen misin? dedi… Sen kimsin derken tarihim de çok eski biri oldugunu fark ettim. Tam şoktayken telefonum çaldı. Numara gözükmüyor. -alooo -bir daha alooo de bakimmm.. -hı??? Aynı kişiydi. Sevinç ve şaşkınlık beynimden boca olurken onunla olan tarihim satır satır geçti gözlerimden. Çok kavga ederdik ama sanirim severdikte birbirimizi. zaten canım sıkkın iyi oldu beni buldugu gider bi yerde kahve içeriz diye düşünürken bana en çok yurtdışında gitmek istedigin yer diye bir soru sordu. Los Angelas tabii ki… -Pasaport çıkar sana adres vercem şurda şu belge burdan bu bilmem ne al bana mail at buraya geliyorsun! -Nereyeeee???? -Los Angelas’a taşındım ben! -haaa! 40 dakikalık bir gorusmeden sonra bembeyaz suratımdan cektim telefonu ve kaldım masam da öylecene. Yillardir şehir dışına bile çıkamazken Los Angelas’a çağırılıyordum… Gitmek iyi olabilir. Burdaki tüm eror bedenlere inat gitmek. Ankaranın griliğine İstanbulun buruş buruş ellerine inat gitmek. belkide hiç donmemek. Ya kariyerim? Ya Cihangirin kedileri? Ya evim? Her sokağı trajik bir hikaye olan sokaklarım? Ya ayriliklarim? Ya beenn… Bilmiyorum. Tek bildigim o pasaportu yeniden çıkartacagım ve karar verecegim. Şimdi camdan baktim güzelim marmara üsküdar a kalkan motorlar ve bankın orada ki kokoreççi… Bırakmali miyim seni güzel acılı Bizans şehrim benim? Seni bırakırsam yazamayı, resim yapmayı da bırakacak mıyım? Yoksa ufak bir kaçamağa mı kaçacagım? Los Angelas beni sana bağlayan şey Bizans tan daha büyük olabilir mi? Peki ya petrol yeşili İzmit? Gri ayrilik şehri Ankara? Kedilerim, anilarim, anlarim, insanlarim beni sıkıca tutabiliyormusunuz hala? Gidersem çağıracak mısınız beni? Çağırdığınız da gelecek miyim?

B u Z l u S u

llus | 18 October 2002 11:18

gectigimiz pazar tek tatil gunumdu. cıktım evden beşiktaşta azcık yürüdüm mutsuz insan kirpiklerinin altindan kedilere baktim. iskeleye gittim ve vapuru bekledim. sanki gelmeyecek bir yolcuyu bekler gibi. elimde bir jeton parmaklarım arasında döndü durdu… ağlasam asılı kalacaktı gözyaşım kirpikte. vapur geldi. eskisi gibi gene dışarı oturdum. kulağımda def leppard dan 2 adım arkadan takip eden bir parça. eskisi gibiydi. eskisi gibi dediğim bundan 4 yil oncesi. sanki daha mı gençtim ne 4 yıl once? indim vapurdan ayilmak için kahve içmeye. falcı geldi. adı kara halime. at bi milyon sevdiginin ismini söyliyeyim dedi. İnanmadım da zaten telafuz edecegi isimde yoktu ki tarihimde… verdim bi milyon başladı yazmaya. isimde söylemedi bulmadı ki… 3 milyon siftah ile ayrildi yanimdan kara halime.gün geçti akşam oldu gene vapura bindim yağmur bastirdi ben dışardaydım. beşiktaşta indim eve doğru giderken duraklardaki reklam tabelası dikkatimi çekti.Benim adım Sunny Güldürürüm seni!!! baktim nasil ya dedim içimden sen mi güldürecen diyip gülüp gectim. Migrosa girdim kahve bitmiş evde. öyle dolanırken 3 genç çocuk gordum. sepetlerine baktim 3 venus bira- 1paket kadınbudu köfte azcık domates ve 3 ekmek… hesap yapiyorlardi. muhtemelen bizim oraya yeni taşınmış universitelilerdi. nasil içim gitti o hallerine. Bugun gunlerden cuma… pazar gununden bu yana neler oldu anımsamıyorum. azcık üzgünüm galiba. eskiyi özlemekle şimdiyi kaçırıyorum. ve bir teneke kutudaki portakallı gazoza gülüyorum. yeni pc aldim dun. daha montajını yapamadim bu gece yapacagım. Sonra kendimi o üçgen odaya kapatip renklerin ve kodlarin içinde kendi sarayımı kuracagım. gene eskisi gibi. belki yeniden yazmaya başlarim. bgun babacıgımın doğum gunu.onu seviyorum. ama ben diğerlerini de anlamiyorum ki… böyle ben bu kadar içime dönmüş renklerle , çizgilerle, fırça darbeleriyle, trt dizileri senaryolarıyla uğraşırken siz böyle her gece ter içinde tükürüklü kahkahalar ve dağınık odalarla… içmek istiyorum boğazım acıyor, sigara içmek istiyorum öksürüyorum, nefes almak istiyorum burnum akiyor. agzım ilaç kokuyor, içimde karpuz kabuklarıi pet şişeler.. telefonumu deiştirdim evet allah kahretsin sizi hiç birinizede vemicem . debelenin adımı sayıklayın. derin kızıl bir cübbe ile aranızdan kaybolucam. ben su olucam siz buz. benimde bademcikelrim şişti niye ki …(!)

nezaket şeysi

llus | 12 October 2002 23:17

Siz tabii ki anlayamazsiniz benim kaygilarimi. Seyretmesi güzeldir ama Tutup kalbinize kapayamazsiniz ellerimi. Beyaz ve incinmis açilir, Gri ve yorgun kapanirim düslerinize. Siz ölümle uyku arasina , dantel ipliginden bi uçurum kurarsiniz. Düsmesi güzeldi ama acir Yere kapayamam bu yüzü. Kaç kere gitmek dedimse hep yalan. Sadece bekliyorum sizi. Vermediginiz sözleri belki yerine getirmezsiniz ama Içinizdeki dügmeyi bulunca… Vazgeçmek için postmodern zaaflarinizdan Kirik bi ayna gibi kum olmak istedim o kapilarda. Göremezseniz de. Üç noktaaaaa Kaygi.kaygi.kaygi. Ben simdi Hiç sever miyim sizi.. Geceleri ucuz kahramanlara dönüsen Seffaf elbiseli korkuluklar.. Ben simdi .. Sever miyim hiç sizi? Kaç kere ‘’siz’’ dedimse Nezaketten..

napimm kedicim?

llus | 04 October 2002 17:20

dun eve gittim ve camasir makinesindeki çamaşirlari asmak icin bahceye ciktim. O hala orada idi. O dediğim varlik sarişin bir kedi. Eve taşinali bir ay oldu ve bir aydan beri bahçennin kapisinin dibinde yaklaşik 3 aylık bedeniyle ve parazitli tuyleriyle yardim bekliyor. Etmiyor değilim hergun süt veriyorum- su veriyorum. Ama eve almam imkansız cunku zaten varolan bir kedimiz var. Neyse dün çiktim bahceye sütünü verdim. Nasil sürtünüyor bacaklarima. Diğer bahcedeki kediler imrenerek ona bakiyor o ise kendisine gelen bir tabak sütü ve sürtünülecek bacaklara sırtını dayayıp “çatlayın” der gibi mivayliyor. Yapacak bir şey yok içeri alamam, gözlerine bakiyoruz biraz daha iyileşmiş ama ağliyor yalvariyor beni içeri al diye. içeri giriyorum cama cıkıyor ve ağlatan gözleriyle gözleirmin içine al diyor. Almayı istemem mi bende şöyle oturma odasında yuvarlaniriz çizersin kolumu bacagımı ne güzel gece ayaklarimin dibinde uyursun… Ama olmaz ki kedicim. Evde zaten var bir tane senin gibi minikken gelmiş. Yaşam böyle yaralar acacak işte sana da. napimm kedicim? kizma bana…

eski sewgilimin boynuzları

llus | 26 September 2002 18:12

bugun eski sevgilimin bir kızla beraber oldugunu ogrendim. bu onun dogal hakkı.

ama onunla beraber oldugum donemde her karsilesmamizda onu boydan boya süzen bana ise kocaman çirkin burnunun altından kıl kıl bakan o kızla berabermiş. inanamadım cunku o kız aslen bizim cok yakin bir arkadasimizin sevgilisiydi.

Ve eski erkek arkadasım o kızla beraber. o kız en yakın arkadasımızın sevgilisi. ayrica kız baska biriyle daha gorunmus. ve kız eski erkek arkadasimin benimle gorusmesini yasaklamiş. ahahahah ne guldum yakalarsam öpcem onu…

Bir yanımız Hep Kaltak\’tı…

llus | 25 September 2002 21:22

canım sıkıldı. zam yok -huzur yok… 3 kuruşa satiyorum emeklerimi zamanimi… yawaş yawaş aklimi bir kenara birakip gitmek istiyorum. gidip bir tabure üstüne efes sifonunu izleyecegim. kötü ve iyi çocuklarız biz ve hep bir tarafımız kaltak… içimizdeki kötücül cin hiç bir yunmayla yıkanmıyor. bir sardunya hep komada kalıyor. umutlarıma elektro şok yapsin biri. yaşasın köpüklü bira 🙁

cem Uzan’a UZANMAK

llus | 25 September 2002 11:45

Türk hayvancılığını yedirir miyiz hiç!.. Yedirir miyiz!.. Bir insansin. Acimasiz olabilirsin, vicdansiz olabilirsin. Utanmaz olabilirsin. Serefsiz olabilirsin. Yalancı, 3kağıtçı, dolandirici olabilirsin. Satanist olabilirsin. Kerevizi salçalı domatesli değil de terbiyeli olanini seviyor olabilirsin. Billl gatesin üst katin da ev sahibi olabilirsin. Hortumcu olabilirsin hatta bu gidişle film yönetmeni falan da olabilirsin. Hangi zihniyet şu cümleyi sarfederken bu kadar rahat olur… Dört yılda, Türkiye’deki üniversite sayısını dörde katlamazsam, bana da Cem Uzan demesinler!.. Başka? Beni secerseniz sağlık sorununa çözüm bulacam… Başka? Ben sizin helal oylarinizi istiyorum… Başka? Ey Avrupa! Sana Türk tarımını, Türk hayvancılığını yedirir miyiz hiç!.. Yedirir miyiz!..

tavrınızı yiyim

llus | 24 September 2002 19:58

Replikler biraz bukowski duruşlar ise pek bohem… (!!!) kendime bir kac aylik bir bilanco cikardim. aha simdi editorum online oldu yazi isteyecek hakkidir… herneyse bugun dusundum kahpe dedikleri bu bizans sehrin de hava bu kadar huzur doluyorken nasil oluyor da oluyor ki uzaktan bir palyaçonun burun delikleri bile kendini akvaryumdan masaya atan rahmetli balığım kırmızı kadar komik geliyor. Hayat bu derler ya. halt etmişler. hergece koynumuza girip her sabah başka bir yataga , başka omuza yaslanan hain bir sevgilidir hayat. oysa ne kadar ucuzdu yaşamak bu ülke de … Replikler biraz bukowski duruşlar ise pek bohem… bu rol size cok yakişiyor! siyaset- trendler-öküzler-mankenler-yalakalar-yawşaklar , bizi siz var ettiniz. Başiniza prezarvatif yağsın da coğalmayin…

başlık girmekten yana değilim!

llus | 22 September 2002 16:24

acaip birşeyler oluyo yaşam kof. acaip bişeyler inatla oluyor ve içim kof.

yine gidişler sonsuz ve sürekli kalış. yine karanlık köşelerden..bidik adamlar fırlıyo..vuruyorlar..ölmüyorum

atari oyunu gibi..üç can hesabı üzerinden ve yeniden başlarım zannettiğim ama skorlara ulaşamadığım yalnızlık günceleri

tutuyorum. fiilen batıyosun. adın kalıyo. Dun gece yine karanlık ve yukses sesli muziğin kulaklara işleyiverdigi bir sandalye den izleidm onu. patladi icimde bir sey. sonra dedim ki söz ver kendine hani o şarkıda ki gibi denizleri seviyorsan dalgalarida seveceksin, uçmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin. ayh be olamıyor be.. naapsam patlıyo..

kişi içre bombalar.. kişi içre süreçler. tamam deyişler eksik kalıyo.. olmaz dediklerim bir bir onaylanırken bi yıldız kayıyor ve ben ölmeyi diliyorumm. bir yıldız kayıyor adını bilmediğim biri ölüveriyor ama bişi dilememiş oluyor işte. o yalanlar hep mi dooğru gibi de ben inanınca dümdüz olan labirent bu kadar.. karmaşıkken basitleşen bi çözülen , bi kayboluş.

bu duraktan öyle bi yolcu geçmedi. basım agrıyor hafta sonu ve calişiyorum kime ve neden bilmiyorum motley crue dinliyorum bitter pill ama basim agriyor maillerime bakiyorum bedava telefon kazandınız başlıklı mail goruyorum küfür edesim geliyor spamcilerden nefret ediyorum mervecik1980 diye alinmiş accountlardan da nefret ediyorum. telefonunu burun deliğine sokmak istiyorum. uzay aracımı getir lütfen. derhal uzaklara kaçmak istiyorum…