bildirgec.org

Graffiti yapalım.

Şimdi buradan çıkacağım, Barbaros yokuşundan aşşağıya doğru olasılıkla -hafifçe- sırtımdan denize doğru esen rüzgarla birlikte iskeleye ineceğim. Ancak farklı bir şeyler var; düne, ondan önceki güne benzemeyen bir şeyler. Sanki biryerlerde birşeyi, çok değerli birşeyi unutmuşum, kötüsü unuttuğumu da unutmuşum. Boğazımda hiç unutmadığım o sinamaskop görüntüm var. Yutkunamıyorum. 9 yaşındayım; içeriye, fabrikanın karides kokusu sinmiş. Minübüs. Götürecek beni. Şimdi kalkacak. Cengiz Kurtoğlu çalıyor sanırım bilmiyorum! Gitmek istemediğimi biliyorum; hiç. Orada kalmak istiyorum o evde annemle. Ağlayamıyorum. Yutkunamıyorum. Pazar akşamüzerlerine sinen karides kokusundan nefret ediyorum. Şimdi…

Heyecan-ül Flash Pıleyıı. Diğer bir deyişle “Aman Yırabbi”.

Ortalıkta bir iddia dolaşıyor herkes biliyor yakinen. Ermeni soykırım iddiası. Herkes kendi tarafından bakıyor doğal olarak olaya. Herkes kendi malzemesini seriyor global ortamlara. O çıkartıyor aha belge diyor, diğeri çıkartıyor belgenin feriştahı asıl burda diyor. Ben de bu iş belgesiz melgesiz nasıl çözülür, nasıl ispatlanır doğru olan deyu kafa patlattım (15 dakka kadar) ve sonuçta şöyle bir salak teori ürettim bu salakça duruma nazire niyetine… Efenim bir bakalım tarihe şöyle. Bakınız Nazi Almanyası; yaptı soykırımı açtı savaşı şimdi Avrupa’nın süper devleti. Bakınız ABD yaptı soykırımı açtı savaşları dünyanın süpergücü. Keza İsrail halen devam etmekte sanki kendi başlarına hiç gelmemiş gibi bu soykırım manyaklığına. O da ortadoğunun süperciği. Gelelim memlekete, ne görüyoruz… Hiç söylemeyeyim herkes durumu görüyor zaten. E peki soykırım yaptıysak, neden hala sürünüyoruz biz ya!?

Andy Warhol‘un doğum günüymüş hoş olmuş.

Reklam ihtiyacı yok ne güsel!

Nasıl yaniiiii??

Robot böcek yapıyo bu insanlar. Hem de türkçe.

Zaman zaman reklam sektöründen alınan mesajlar nasılda eşleşiyor ülke gerçekleriyle. Bakınız Garanti Bankası’nın son reklamına… Hani şu acayip gaz yaratması muhtemel gemili olanı.

Nedir olay hepimiz gördük heralde; Türkiye diye bi gemi var ortada, darma duman olmuş, paslanmış, “çürümüş” yaradana yan bakmakta… Noluyo peki, gemi kızağa alınıp paldır küldür (hoydaa naralarıyla beraber) girişiliyor yenileme işine. Çekimlerinden müziğine kadar nefis bir görsel-işitsel şölen sunuluyor alıcıya. Sonuçta gemi cillop gibi yapılıp, kıçına da Garanti pervanesi takılınca, Türkiye Gemisi “Uluslararası” sularda görücüye çıkıyor heralde, oralarını göremiyoruz.

Adamların portföyünü görmeden gitmeyin derim ben.Biraz karmaşık gibi ama çok da delirtmiyo insanı.