bildirgec.org

bilisikbey

11 yıl önce üye olmuş, 6 yazı yazmış. 33 yorum yazmış.

Misyoner Komedyenler

bilisikbey | 28 July 2010 11:50

Elmayı kurt , demiri pas,tahtayı güve kemirirde.İnsanı kemiren nedir?Ne zaman doğru birşeyler yapmaya kalksan,çıkarda birileri yontmaya çalışırya seni.Kimdir bunlar?Yaşamın içinde, kopmak üzere olan toplumun zayıf halkaları.Ürettikleri tek şey , iğrenç bir kahkaha.Her sözünün Şeytan’ı pohpohlayan bir amacı vardır.Gündelik hayatının sözlerini taşır ağzında.Düşünmez doğruluğu nedir.Tribüne oynar.Yediremez çünkü yanlış yaptım demeyi kendine.E öyleyse yanlışın adına doğru desek?Olur olur… böylece sıyrılır hatalarından.Ana sütü gibi tertemiz.Aslına baksa ş…..siz.Bir kendine zararı olsa amenna.Yıkar toplumun tabularını.Bilmece gibi hazırlamış sorularını.Çalar geleceğimi.Uvzuna düşkün uğursuz.Ağzındaki tüm espiriler, alaylar birşey dedim sanıp kalaylar.Bilmez düşünmeden yazdıklarının yüz yıl sonraki etkisini.Anlatsan anlamaz.Elinde gecenin asası dokunur aydınlıklara karartır yüreği gibi.Sen güneşi görmek için alın teri dökersin.O gizlemek için.Misyoner komedyenler ,çoğu ne yaptığından habersiz.

TUTUN

bilisikbey | 27 July 2010 13:38

Bazı rüyalar görüyorum.Bir uçurumun kenarında yapayalnızım, tüm çevremdekiler gri bir toz bulutu gibi soluk.Bir ben rengarenk.Düştüm düşeceğim.Dengem alay geçiyor benimle.Tutunsam diyorum bir ağaç dalına.Korkudan gözlerim kapalı, ellerim açık saldırıyorum etrafıma.Avuçlarımda koca bir hiçlik.Yolun sonu diyorum kendi kendime.Bırakıyorum ısrarcı bedenimi uçurumun kollarına.Bir hayli uzun geldi bu yolculuk.Daha görünmedi boşluğun dibi.Hala yaşama ihtimalimin olma olasılığını hesaplıyorum.Öyle ya daha ölmediysem yaşıyorum demektir.Tek gereken tutunacak bir dal.Hayata dönmem için yeterli.Sonra uyanıyorum.İçimde inanılmaz bir umut, inanılmaz bir enerji.Evin içinde dört dönüyorum kimi görsem tutuyorum elinden.Gülüyorlar, gülüyorum.Kabus gibi görünen bir rüyanın hayatımda yaptığı bu güzel etkiyi ve beni inandırdığı fikri düşünerek.Neden hep karamsardım ki sanki? Sorun paramı? İşsizlik mi? Aşk mı? nedir bu hücrelerimi dolduran arabesk şarkı.Oysa tutunacak nekadar çok dalım varmış.Yokluklarını düşenmeden , varlıklarından mutlu olamadığım.Yaşamak için tek bir dal yeterliyken ölümü özlemek neden?Tutundukça tutundum , bir çiçeğin sendelenişinde bile umut üreterek.Hem zaten ölüm kaçınılmazken birde koşmak neden.Üstelik kendimde bir daldım, bensiz eksik kalırdı birşeyler eminim.Şimdi yaşamak daha anlamlı.Bugünde gece sinmeye başladı odama.Gözlerim yine uyku ister gibi.Dalıyorum rüyanın koynuna.Vücudumdan renkler uçusuyor, bana benziyor herşey .Dudağıma yapışmış ıslığım, yüzümde hep bir tebessümle yayılıyor.İşte hayata dahil olmak bu.Kimi görsem artık TUTUN diyorum.Nasıl yani diyorlar.Tutun işte..

Kendimi Tanımak

bilisikbey | 24 July 2010 11:20

Çok geç oldu sabahla tanışmam.Günümü ışıldatan güneş bilirdim.Oysa fikirlerimmiş.Ne karanlıkmış dünyam.Şimdi yavaş yavaş benimde dünyam aydınlanıyor sanki.Biraz istek lazımmış kapalı kapıları açmak için.Müebbet değilmiş cezam.Övündüğüm herşey beni öldürmek için birbiriyle yarışıyorken.Kaçtığım benmişim.Neler geçiyordu oysa kafamdan şeytanın bile ürktüğü ben.Birgün kendi mahkememde suçlu bulunacağımı nerden bilirdim.Bütün günahlarıma rağmen beni benden çok seven biri varmış.Her daim kapısı açık.Gel diyen.Şimdi gül değil tomurcuk , büyük değil küçüğüm hayatı en başından tanımaya çalışan.Bu sefer günahsız değil en az zayıfsız devam edeceğim yoluma.Nefsimin kara hançerini söktüm kalbimden akan kan değildi.Geçmişim dolusu irin.Öyle ya hangi ısrar gerçeği örtebilirki beni aklasın.Kabullendim haddimi bildim.Ve ilk defa kendimi tanıdım galiba.Hayatın gerçekleriyle değil, O’nun gerçekleriyle yaşamak ruhuma sunulmuş bir çiçek gibi hiç solmayacak.Alışkanlıklardan kopmak, zevk ve sefadan ayrılmak zor zannederdim.Tek gereken teslimiyetmiş.Gerisi çorap söküğü gibi.Zaten bütün yollar O’na çıkarmış.Biz yoldan çıkmadıkça.Şimdi hücrelerime derin derin bana sunulan çiçeklerin kokusunu çekiyorum.İçim rahatlıyor.Huzur buluyorum.Sanki ilk defa aşık olmuş gibi.Tenime yapışmış zifir, dua ile sökülüp kayboluyor.Üzüntümde sevincimde bir başka güzel.Dönüp aynaya bakıyorum.Gittikçe güzelleşiyormuyum ne.Oysa kendimi hep çirkin bilirdim.Çirkin olan fikirlerimmiş.

Fedakar mıyız?

bilisikbey | 19 July 2010 10:22

Askerden önceydi.Yolda gidiyorum , beynimde binbir düşünce.Yolda hızla gelen bir araba ve karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir kedi.Birden bir soru oluştu beynimde.Araba ya kediye çarpsaydı! ve benim onu kurtarma ihtimalim olsaydı! kurtarsaydım veya kurtarmasaydım.Bu davranışı neden ve niçin yapardım veya yapmazdım.İlginç sorum kafamı kurcalıyordu.Olayın başlangıç ve bitiş trafiğini çizdim beynimde.a) Araba hızla geliyor b) Bu sırada kedi karşı tarafa geçmeye çalışıyor c) Ben kurtarırsam kedi kurtulacak, kurtarmazsam ölecek.
d) 1. Kurtardım. Öyle ise ben kediyi kurtarmak adına kendi hayatımı tehlikeye atıp fedakarlık ettim.
d)2. Kurtarmadım. Fedakarlık yapmadım.

Büyük Doğup Küçülenlerin Hikayesi

bilisikbey | 12 July 2010 15:41

Küçüktük tek kaygımız yakalanmaktı.Neyden mi? Ziline basıp kaçtığımız mahallenin bakkalından , meyvalarını aşırdığımız çiftçi amcamızdan, peşimizde koşturan cami hocamızdan ve en çokta adına sevda dediğimiz kızın babasından.Haşare derlerdi bizim gibilere.Haşare neydi ki? Hemen sözlüğe bakıyorum.Hastalık taşıyan zarar verici böcekler.Hadi be!! Bir meyva çaldık, bir şaka yaptık e birde masumca sevdalandık… Bu mudur zararınız ziyanınız?? Ya siz? Bire alır 10 a satarsınız.Birbirinizi kandırmayı kar sayarsınız.Camide söz verir, avlusunda unutursunuz.Ve bütün aşklar sizin için potansiyel sex çağrışımıdır.Helala haram değil.Harama azıcık helal katarsınız ki.Namusunuzu ahlakınızı övebilecek bir kapınız olsun.Nezaman vicdanınız tırı vırı ederse girip o kapıdan kirpiklerinizi ıslar sonra dönersiniz tekrar yaşadığınız bataklığa.Herşeyiniz bedava.İçinizdeki sapık,tefeci,dolandırıcı,acımasız kişilik.Milli bayramlarda Hasan Tahsin’e dini bayramlarda Hz. Ömer’e dönüverir.Dönüverir işte dönme dolap misali.Sen harici herkesin yalan söylemesine,dolandırıcılık yapmasına,adam vurmasına,zina yapmasına,sövmesine karşısındır.Çünkü bunlar kötü şeyler!! e sen neden ayrısın?? Ben yaptıysam kesin bir bildiğim vardır…Büyük amcalar benimde bir bildiğim var.Küçük dediğiniz bizler sizlerden çok büyüğüz.Sizlerden daha mantıklıyız.Haşarelik sandığınız o yaptıklarımız varya işte onlar bu dünyada hala daha masumiyeti , insanlığı , doğruluğu yaşatmaya çalışan davranışlarımızdır.Oysa siz evet siz… Haşeresiniz.Hayatın kanunu diye bahsettiğiniz herşey ahlakımıza , insanlığımıza zarar veriyor.Tüm dünyaya zarar veriyor.Biliyorum güneş işinize gelmeyen okadar gerçeği size gösteriyorki.Görmemek için gözlerinize perde çekiyorsunuz.İşte bu sizsiniz büyük doğuyor, gittikçe küçülüyorsunuz.Sanırım hiç büymüyeceksiniz.Yinede dua ediyorum.Yüreğiniz tekrar masum ve temiz olabilsin diye.Sevgiler…

Sana Diyorum Sevişsene…

bilisikbey | 10 July 2010 11:05

Merhaba Arkadaşlar
Savaşların % 70 nin psikolojik olarak sürdüğü günümüzde bize dikte edilmeye çalışılan onlarca mevzudan biri olan cinsellik konusuna değinmek istiyorum.Ve bu konunun üzerinden toplumun nasıl yıpratılmak istediği hakkında kendimce fikirlerimi sunacağım.Görsel ve yayınsal medya , bazı işitsel medya organları , sinema gibi faktörler reyting kaygısıyla maalesef bu toplumun ahlakını pazara çıkarıyorlar.Peki bu tarz bir yaklaşım bize neleri kaybettiriyor.Farkında olmadan umursamadığımız bu gidiş , bize daha nasıl kayıplara neden olacaktır.Çünkü tabiri caizse kaftanımızdaki yırtık gittikçe büyüyor.Alıştırıla alıştırıla bunun farkına varmaktan alıkonuluyoruz.Gazetelerde sevişin diye sayfalarca süren bir yazı dizisiyle başlıyor üzerimizdeki cinsellik baskısı.Sexin yararına amenna fakat bunu gayriahlaki sekilde topluma adapte etmekte ne oluyor.Köşe yazarlar türüyor. Aldatan kadınların itirafları…. Belliki bu toplumun bunada ihtiyacı varmış düşünmüş yine bizim insanımız.Sonra komedi programları türüyor ana avrat bir espiri anlayışıyla vur belden altına inlesin Türkiye’m dinlesin.Sonra talkshowlar yine aynı birbiriyle karı-koca arasında geçemeyecek bir muhabbetle…Sonra reklam filimlerine dadanıyor bu, göğüsler fora ediliyor… Bazı bilgiden yoksun insanları saygı dağıtılıyor oluk oluk ve bu insanlarda kazandıkları saygıyla bu düşünceleri beyinlerimize empoze ediyorlar.Öyleya saygı duyulacak Sayın Bay ve Bayanlar ne diyorsa yine saygı duyuyoruz.Birileri eileştirince savunmalar başlıyor!! Be hey aptal. ben küfür ediyorsam izleme, Sen beni izleyipte ahlakın bozuluyorsa sen zaten ahlaksızsın… vs vs. bu savunmalarla kaçış yolundan kaçış gerçekleştiriliyor.Fakat insan psikolojisi bu kadar basit bir olgu ,insan nefsi bukadar basit bir olgu değildir.Onlarda çok iyi biliyorlarki toplumda sadece iyi değil kötü ahlaklı insanlarda var bu espirler bu sözler bu küfürler elbet birilerinin ağzında espiri olacak birilerinin ağzına dolanacak.Böylece gözün gördüğüne kulağın duyduğuna toplum alışacak ve bir sonraki ahlaksızlık aşamasına geçilecek. Bu şekilde sözler kirletilmiş artık düşüncelerin kirletilme aşamasına geçilmek için bütün malzemeler sağlanmış olacaktır.Ne yazıkki şuanki yaşadığımız toplumda bu aşamanında başarıyla tamamlandığını görüyoruz.İnsanlar birbirine güvenemez hale getirilmiş.İyi şeyleri emreden herşey pasifize edilmeye çalışılmış, aşalanmış komik duruma düşürülmeye çalışılmış.. çalışkan olmak , ahlaklı olmak (inek olmak, ot gelip saman gitmek, ) gibi deyimlerle aşalanmıştır.Aksini yapanlarıda baş tacı edilmiştir.Birbirine bağlı bir toplumdan birbirini sömüren bir toplumun bir ayağı olan cinsellik görevini bu şekilde yerine getirmiş bulunmaktadır.Çokmu karamsarım sizce? Normal hayatta yaşadığımız bu olayları yazıya dökünce (veya dökemeyince çünkü anlatamadığım binlerce eksiklik var) görüyorum karamsarlık bile düştüğümüz durumda pek bir içacıcı duruyor.Bir sizden herşey olur çünki siz tek değilsiniz.Bir sizden milyonlarca kişisiniz…Beyninize kurulan bu kapandan artık kurtulup kendimizi ve sorumlu olduğumuz kişileri bu ahlaksızlık çemberinden uzak tutup tekrar birbirine namusunu teslim edebilecek kadar güvenen sağlam karakterli bir toplumun ilk adımlarını atalım diyorum. Saygılarımla…