bildirgec.org

bestrafe mich

11 yıl önce üye olmuş, 13 yazı yazmış. 60 yorum yazmış.

Kağıt Kesiği Gibiydi

bestrafe mich | 27 July 2007 16:39

Kağıt kesiği gibiydi.
Bi tarafınızı keser de, ani bir acımsı yanmayla çekersiniz ya elinizi,kolunuzu,her nerenizi caiz gördüyseniz bu kesiğe, ben de yüreciğimi çektim. Ama yandı, çektim ama kavruldu, kavruldukça kavruldu gözü kör olasıca…
Yanıklara yoğurt sür, derdi anneannem. Bir keresinde Allah’ın on ikisinde manyaklar gibi yanmıştım. Öyle bir yanmıştım ki, ta etime işlemişti. Kokusu burnuma geliyordu yatarken. Bacaklarımı katlayamıyordum bile. Sonra cankurtaran gibi yetişip beni yoğurda bulamıştı rahmetli.
Şimdi ne yapsam acaba? Böğrüme sokup yüreciğimi çıkarıp yoğurda mı bulasam. İçine lime lime doğrasam mı kavrulmuş yüreğimi… Hangisi iyi gelir, hangisi dermanım olur…
Bazen kafamın içinde seninle konuşurken buluyorum kendimi. Öyle salak salak gülümsüyorum kendi kendime. Sonra birden farkediyorum aczimi, kesiğim acıyor. Ama sana sorsaydım bunları tam da benim verdiğim cevapları verirdin kalıbımı basarım.
Yoksa vermez miydin?
Kesiğim acıyor.
Anneme adınla sesleniyorum ne tuhaftır. Sonra zavallı acıyor halime. Çaktırmadan ihlas, fatiha ne gelirse aklına okuyup, üfleyiveriyor.
Benim yine kesiğim acıyor.
Nasıldı sana olan aczim?
Kağıt kesiği gibiydi Acımsı yanmayla çekiverirdim kendimi, yüreciğimi…

Karanlığa Teslim

bestrafe mich | 24 July 2007 11:27

Sırtımdan belime doğru süzülen ince bir ter damlası uyandırdı beni o çırpınmadan. Sanki biri o sıcacık sıvıyla tüm sırtımı kesti. Kalktım, tam karşımdaki aynaya baktım. Aksimi tanıyamadım. Tenim sanki şeffaflaşmış, damarlarımda gezen kanım çekilmişti.Tekrar yattım içimde bir acıyla birlikte. Neden olduğunu bilmiyorum ama o acı vardı. Sanki benimle birlikte doğmuş ve olgunlaşmıştı. Bir kokusu ve tadı bile vardı. Uyumamak için gayret ediyordum ama o beni içine çekiyordu. Yavaş yavaş içimdeki acıyı da kabul ediyordu. Her çekiş bir kabul ediş ve her kabul ediş bir çekişti. Narkoz almış, bütün bedeni uyuşmuş ama benliği uyuşmamış, bilinci orda, farkında an be an acıyla yüzleşiyor gibiydim.Üzerime oturmuş bir karanlığın içindeydim. Ona teslim olmuştum. Zaten bedenimi zapt etmişti ama ruhum hala savaşıyordu onunla. Sonra bir anda film koptu. Herşeyden, hepsinden, herkesten uzaklaştım.Aynada tanıyamadığım aksime bakıyordum. Kanım çekilmiş, tenim şefaflaşmıştı. Onu bulabildim mi?Tabii ki hayır…

Hayatın bir ruhu var mı?

bestrafe mich | 01 July 2007 12:55

Bugün kendi ruhumda hayatı aradım. Ne kadar ezilmiş, ne kadar yorgun olsa da bu keşfi yaptım. Benim ruhum hayattı ve hayatın da bir ruhu vardı.
Ne kadar kaypak, ne kadar yalancı olduğunu gördükçe hayatın, kendimden bir o kadar fazla birşeyler buluyorum. Ne kadar acımasız olduğunı gördükçe, ruhsal tatminim daha da artıyor. Bu hayatın ruhuna aitim diyorum kendi kendime, hayatta bana ait.
Sınıfı geçmek için deli gibi çalışıp didindikten sonra içten içe buna başkalarının bu denli layik olmadıklarını düşünüp kendimi bu ruha daha da yakın hissediyorum.
Apar topar bindiğim otobüslerde bir yer kapıp yaşlı bir teyzeye yüz çevirdiğimde de bu his bana yakışıyor.
Sevgilime uyuduğumu ya da ders çalıştığımı söylemekte kaypak hissin cazibesiyle iyi örtüşüyor.
Rüyalarımda 5 yldızlı hotel konforunda evler görüp, bunu yalnız kendim için isterken de bu ruhun içindeyim.
Sokak çocuklarının yanından burun kıvırarak geçip, onlardan bir an önce kurtulmak isteyerek attığım her adım beni bu ruha yaklaştırıyor.
Görmezden geldiğim her aç, çöp sepetine attığım her dilim ekmek, annemin emeği olsa da beğenmediğim her yemek, modası geçmiş diye giymediğim her tshirt,her karalayıpta buruşturduğum kitap, okumadığım her gazete parçası, selam vermediğim her komşu,görüpte görmezden geldiğim her arkadaş, oyaladığım her sevgili, azarladığım her çocuk, kirletip attığım her mendil bile beni bu hayatla ne kadar ‘ruhdaş’ olduğumun kanıtı