Çocukluğumun ve ilk gençliğimin Beyoğlu sinemaları, Bruce Lee‘ nin ve ‘Kolsuz Kahraman’ Wang Yu‘ nun sayısız maceralarını zevkle izlediğime şahittir..
‘Uzakdoğu savaş sanatları/sporları’ üzerine yapılanmış bu aksiyon filmleriyle aramdaki ‘düzeyli ilişki’ ilerleyen yıllarda giderek soğumaya başladı ve bir süre sonra da hitama erdi. Bunun nedenini tam olarak bilemiyorum, ama Tarkan’ ın Vang Yu’ yla olan mücadelesini anlatan, Tarkan Kolsuz Kahramana Karşı adlı filmden şüpheleniyorum.. (Varsa, günahı boynuma..)
Zira filmde, Vang Yu denen Kolsuz Kahraman’ ın iki kolunun da -maşallah- yerinde olduğunu ibretle görmem ve Tarkan’ ın, yediği dayaktan un-ufak olmuş kemiklerini tedavi etmek üzere yanardağın içinde fokurdayan magmaya -kaplıca misali- sokulup çıkarılmasına tanık olmam, bünyemde oldukça kötü izler bırakmış olmalı..
Konumuzla bağlantılı olarak, Kaplan ve Ejderha ile -bilhassa- Hero, çok eskiden bitmiş bu ilişkiyi -biraz da olsa- canlandırabilmiş olağanüstü filmler olarak, yakın zamanda gündemime gelmiş idi. Fakat yine de Jackie Chan’ in türlü şaklabanlıklarla süslü filmlerini -televizyonda da olsa- seyretmeye fazla dayanamıyordum.
Sarhoş Üstad’ ın Yumruğundan Altın Serçe’ nin Gonca Dudağına
Bu ruh ve şeraitte seyre koyulduğum Yasak Krallık, hemen üstte bahsettiğim kaliteli yapımlar kadar olmasa da oldukça keyif aldığım bir film oldu.
Rob Minkoff’ un yönettiği, Jet Li ve Jackie Chan (İlk kez aynı filmde buluşmuşlar..) gibi işin ustalarının oynadığı bu fantastik ama aksiyon bazlı, komedi ve romantik soslu film, bizi, Kung-fu manyağı bir Amerikalı çocukla birlikte önce Amerika’ dan Antik Çin’ e götürüyor, sonra da aynen geriye postalıyor..
Bütün bu -bir filmlik- süre zarfında Çin dövüş sanatları üzerine bilinen ne kadar oyun veya hareket varsa, hemen şöyle söyleyeyim: “Allahını görüyorsunuz..”
Başta, Jackie Chan ve Jet Li arasında olmak üzere erkek-erkeğe, kadın-kadına, kadın-erkeğe, teke-tek, bine-tek, karada-havada bilumum pozisyonlarda o kadar çok olağanüstü kavgalar seyrettim ki “beni bu bayağı uzun bir süre idare eder artık” deyu düşünüyorum..