bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

GANGS OF NEW YORK / New York Çeteleri…

| 06 March 2009 10:04

Yönetmen : Martin Scorsese
Senaryo : Jay Cocks, Kenneth Lonergan, Steven Zaillian
Senaryo(Kitap): Herbert Asbury
Görüntü Yönetmeni : Michael Ballhaus
Müzik : Elmer Bernstein, Howard Shore
Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Daniel Day-Lewis , Cameron Diaz, Jim Broadbent, John C. Reilly, Henry Thomas, Brendan Gleeson

Bir Martin Scorsese filmi ve bir baş yapıt…
Filmin afişlerinde yazan, ‘Amerika sokaklarda doğmuş’ sözüyle bir cümlede anlatılan filmin özü ile Amerika’nın gözde kenti New York’un 1960’lardaki aldığı inanılmaz göçte gözler önüne seriliyor. New York tarihinin o dönemde sokaklardaki orman kanunlarından, kaba güç ve şiddetten, çağdaş yönetime geçişi görüyoruz. Amerikan tarihindeki şiddetiunutulmaz bir şekilde gözler önüne seriyor.
Filmin kısaca konusu: Çocukluğunda gözleri önünde, Kasap Bill tarafından acımasızca öldürülen babasının intikamı ile genç bir adam olarak geri dönen Amsterdam (L. DiCaprio), döndüğü semtte Kasap’ı bulur. Kasap hala iş başındadır. Kasap’ın gözüne girerek, has adamı olur. Amsterdam bu arada yankesici bir kadına aşık olur. Bu arada kentte, çeteler arası isyan başlar ve bu isyanla birlikte, Amsterdam ve Kasap arasında hesaplaşma da başlar.

Frida (2002)

queennothing | 05 March 2009 16:31

1907, Meksika doğumlu ‘femme fatale‘ olarak kabul edilen Frida Kahlo, gerçek yüzünü; cesur, güçlü ve sadece kendini olduğu gibi kabul edebilen sanatçı ve bir ‘kadın‘ı tüm çıplaklığıyla gösteriyor.

19 yaşında geçirdiği otobüs kazası ile hayatı değişen Frida, vücudundaki kırık kemikler ve yabancı metallerle yaşamayı öğrenmeye ‘gerçekten istekli’ olacak kadar özgüven sahibi, gerçek hayallerle yaşayan (ya da hayallerini gerçekleştirebilen) genç bir kız / kadındır.

Yeşil Yol / The Green Mile…

| 05 March 2009 15:26

YEŞİL YOL / THE GREEN MİLE
Yönetmen: Frank Darabont
Senaryo: Frank Darabont, Senaryo (Kitap): Stephen King
Oyuncular: Tom Hanks, David Morse, Bonnie Hunt, Michael Clarke Duncan, James Cromwell, Sam Rockwell,Barry Pepper
Görüntü Yönetmeni: David Tattersall
Müzik: Thomas Newman

foto: www.forumojen.com

Film, 1930 yıllarının Amerika’sında bir cezaevindeki yeşil yolu anlatır.
“Yeşil Yol”; mahkûmların idama gitmeden önceki yolları, yani elektrikli sandalyeye bağlanmadan önceki geçtikleri yol, hissettikleri son duygular, son iç çekişler ve son yaşanmışlıklar. Film, eski başgardiyan Paul’un yaşlılar evinde ki bayan arkadaşına unutamadığı bir mahkûmu, iri yarı, zenci John Coffey’in öyküsünü anlatır. Bu mahkûm, iki küçük kız kardeşe tecavüz ederek öldürmekle suçlanmış ve bu sebeple yeşil yola girmiştir. Aynı zamanda bu mahkûmun inanılmaz bir yeteneği vardır. Bu yeteneği; her tür hastalığı dokunuşları ile iyi edebilmektedir. Bu sayede, Paul’un idrar yolu rahatsızlığı ve hapishane müdürünün kanserden ölmek üzere olan eşinin hastalığı son bulur.

The Others

queennothing | 05 March 2009 10:20

Grace Stewart, savaşa giden eşi Charles‘tan haber alamamış, şehirden uzak bir kasabada; büyük bir çiftlikte, kızı Anne ve oğlu Nicholas ile birlikte yaşamaktadır.

1940‘lı yılların kasvetli havası hüküm sürerken, güneşe karşı ölümcül alerjisi olan iki çocuğu yüzünden evin perdeleri hep kapalıdır.

Kuralcı bir anne olan Grace için ev ve bahçe işleri ağır gelmeye başlayınca, bahçıvan ve ev işleriyle ilgilenecek yaşlı Bertha ile dilsiz kızdan oluşan aileyi işe alır.

Sneakers/Şifreciler (Kıymeti Bilinmeyenler-3)

safranist | 04 March 2009 16:26

Sneakers
Sneakers

Bazı filmler birçok türü içinde barındırdığını iddia eder; fakat bunları birleştireyim derken çoğu kez bazı yönlerinin çok sırıttığını veya hepsini yapayım derken hiçbirini yapamadıklarını görürüz. Ama bazıları da vardır ki birkaç türü öyle güzel harmanlar ki izlerken çok keyif alırsınız. İşte Sneakers/Şifreciler tam da böyle bir film. Yönetmen aksiyon, macera, gerilim ve gizemi bir hikayede da öyle güzel damıtıyor ki hafiften hayran kalıp sıkılmadan izliyorsunuz,komedi ve romantizmi de lezzetli ‘bir pastanın kreması gibi’ tatmayı es geçmeden.

Aceleci girizgahımızdan sonra filmin gidişatına ve konusuna süratle değinecek olursak, Açılış sahnesinde yıllar öncesine gidiyoruz. bazı zenginlerin hesaplarına girip robinhoodculuk oynarlarken Marty ve Cosmo’nun (dışarıdan posta kartları üzerindeki yağlı boya bir tabloya benzeyen) mekanına polis baskın yapıyor ; fakat Marty polis gelmeden hemen önce yiyecek almaya çıktığı için yakalanmaktan kurtuluyor ve iki kafadar birbirinden kopuyor; Fakat bu bir daha karşılaşmayacakları anlamına gelmiyor tabii ki. Hemen sonra günümüze geliyoruz. Özel şirketlerin güvenliklerini test eden Martin(Marty) Bishop liderliğindeki geçmişiyle küs bir grup hackerla karşılaşıyoruz.

Mona Lisa Smile

| 04 March 2009 14:35

Yönetmen : Mike Newell
Senaryo : Lawrence Konner, Mark Rosenthal
Oyuncular: Julia Roberts, Kirsten Dunst, Julia Stiles, Maggie Gyllenhaal, Ginnifer Goodwin, Dominic West, Juliet Stevenson, John Slattery, Marcia Gay Harden, Topher Grace
Görüntü Yönetmeni : Anastas N. Michos
Müzik : Rachel Portman
Yapım : 2003-ABD

1950’lilerde geçen film, feminist tarihinin aşamalarına götürüyor bizi. İdealist sanat tarihi öğretmeni Katherine Watson(Julia Roberts), New England eyaletinin ünlü Wellesley Kızlar Koleji’ne eğitmen olarak gelir. Burada çağdaş bir eğitim ortamı bulacağını ümit ederken; okul, dışarıdan çok iyi görünse de garipsenecek kadar tutucu bir yönetime sahiptir. Okulun sabah saatlerinde Fizik ve Fransız edebiyatı okunurken, diğer saatlerinde genç kızlara yemek yapma, çay servisi gibi düzenlemeleri, yani kadınca işler öğretilir. Amaçları, tutucu mantıklarına göre, bir genç kız için en önemli geleceği okuldan mezun olunca iyi birer koca bulabilmeleri.

Höstsonaten (Güz Sonatı)

queennothing | 04 March 2009 10:24

1978 yapımı, Ingmar Bergman imzalı “Höstsonaten“, “Casablanca“nın sönmeyen yıldızı Ingrid Bergman‘ın son sinema filmi.

Eva, hayat arkadaşı Leonardo‘yu kaybeden annesi Charlotte‘a moral verebilmek için evine davet eder.
Eşi Viktor ile aralarında sevgi ve saygıya dayalı isimsiz bir ilişki vardır ve bu ilişkide, bilindik ‘kadın – erkek ilişkileri’nden farklı olarak ‘yabancılık‘ söz konusudur.

Appaloosa

queennothing | 03 March 2009 17:46

Appaloosa“, Amerikalı aktör Ed Harris, Viggo Mortensen ve Teksaslı Renée Zellweger ile kendini izletmeyi başaran yeni nesil bir western filmi.

2006 yapımı “Copying Beethoven” filminde ünlü besteci Beethoven‘ı canlandıran Ed Harris, “Appaloosa“nın sadece başrolünü değil, yönetmenliğini de üstleniyor.

Lord of The Rings“serisinin ‘Aragorn‘u Viggo Mortensen ise filmde ‘yardımcı erkek oyuncu‘ olarak yer alıyor.

Cesareti, özgüveni ve baskın tavırlarıyla sadık arkadaşı Everett Hitch tarafından ‘patron saygısı’ görse de Virgil Cole, aslında kararsız ve duygusal bir adamdır.

Everett ise Virgil’in deneyimlerine hayranlık besleyen, sadık, akılcı, cesur ve güvenilir bir kovboydur.

HÜNGÜR HÜNGÜR GÜLMEK / KUNG FU HUSTLE

sahaf1976 | 03 March 2009 13:59

Strings’in ardından yine hakettiği ilgi ve alakayı göremediğini düşündüğüm bir başka filmden, Kung Fu Hustle’dan bahsetmek istiyorum.

Herhangi bir sanat eserinde dozunda kullanılan yabancılaştırma efektlerinin ve post modern tekniklerin, farklı okumalar yapan sanat tüketicisi için oldukça keyifli olduğu gerçeğinden hareket edersek, Kung Fu Hustle bir an önce izlenmeyi hatta bir kaç kez izlenmeyi hakeden bir film.

Paramparça Aşklar ve Köpekler (Amores Perros)

queennothing | 03 March 2009 10:01

21 Grams” ve “Babel” gibi iki başarılı yapımın yönetmenliğini üstlenen Alejandro González Iñárritu‘nun 2000 yılında olay yaratan filmi “Amores Perros (Paramparça Aşklar Köpekler)“, üç farklı hayatın, dramatik bir şekilde kesişmesini konu ediniyor.

Susana, evli bir kadın ve genç bir annedir. İkinci çocuğuna hamile olan Susana, eşinin kardeşi Octavio‘nun kendisine aşık olduğunu öğrenir. Alkolik annesinden başka kimsesi olmayan Susana, eşinin annesi ve kardeşi Octavio ile aynı evde kalmaktadır.
Hırsızlık yaparak Susana ve bebeğin geçimini sağlayan eşine karşı Octavio, köpeği Cofi‘yi dövüştürerek kazandığı paraları saklaması için Susana‘ya verir.
Birlikte kaçmayı planlayan ikili, son bir kez daha Cofi’yi dövüştürdükten sonra, kimseye haber vermeden gideceklerdir.