bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

Spartacus (1960)

queennothing | 11 September 2009 14:15

2003 yılında hayatını kaybeden Amerikalı yazar Howard Fast, 1951 yılında “Spartacus” adında bir roman yazdı. Öncesinde ve sonrasında onlarca romana imza atan yazarın bu romanı, yönetmen Stanley Kubrick tarafından 1960 senesinde beyazperdeye aktarıldı. “Spartacus” adıyla vizyona giren filmde, New Yorklu aktör Kirk Douglas, İngiliz aktris Jean Simmons, 1989 yılında hayatını kaybeden Oscar Ödüllü aktör Laurence Olivier, Herbert Lom, 1962 yılında kansere yenik düşen İngiliz aktör Charles Laughton, New Yorklu aktör Tony Curtis, John Dall, 2008 yılında hayatını kaybeden Hollandalı aktris Nina Foch ve 2004 yılında hayatını kaybeden iki Oscarlı aktör Peter Ustinov gibi başarılı isimler yer alıyor.

Köle olarak dünyaya gelen ve her köle gibi sahiplerinin emirlerine uymakla hükümlü olan Spartacus, isyancı kişiliği nedeniyle diğerlerinden hemen ayırt edilebilinecek bazı özelliklere sahiptir ve kişiliğine aykırı olan ‘köleliği’ kabul edememektedir. ‘Köle’ ya da ‘sahip’ olarak değil, ‘insan’ olarak yaşamak için uğraşan Spartacus, emirlerine itaat etmediği sahibi tarafından ölümle cezalandırılır.

Aç bırakılan Spartacus, ülkenin zengin bir adamı tarafından satın alınır ve ‘gladyatör’ olmak üzere eğitilir. Daha ilk dövüşte kendini gösteren Spartacus, dövüşçü kölelere moral vermek için gönderilen genç kızlardan birine, Varinia’ya aşık olur. Varinia da tıpkı Spartacus gibi güçlü bir karaktere sahiptir ve köleliğe karşı elinden geldiğince direnmektedir.
Ancak tüm köleler kilit altındadır ve kimsenin elinden bir şey gelmemektedir.

City of Angels (Melekler Şehri) 1998

KEREMOZTURK | 11 September 2009 12:28

1998 rüzgarında Nicholas Cage ve Meg Ryan ikili olarak muhteşem oyunculuklarıyla sinema tarihinin kapağını süslemekle kalmamış, romantik sahnelerle 114 dakikada insanların beynine kazımıştır.

eski bir melek olan (Andre Braugher) için insan olma nedenlerinden biridir; Aşk. ‘Rüzgârı yüzünde hissetmedikten sonra kanatların hiçbir önemi yok!’der biri. Bir meleğin aşkı uğruna varlığından özgür irade için insanlığı seçmesi. Maggie Rice bir hastanede cerrahtır ve hastalar onun masasında kalmazlar. bir kalp ameliyatı sırasında beklenmedik bir çarpıntıyla insani hayata veda sürecinde olan Tom için geri dönüş yoktur. Maggie ilk kez o zaman Sath ile göz göze gelir ve ‘hiçbir yere gitmiyor’ der. Sath Tom’u almaya gelmiştir…filmdeki öğretiler insanın bilincine dokunuyor… Hayat bu işte! Şimdi yaşıyorsun ama bir gün öleceksin! Onların yaşadığına tanık olan sadece ölenler değil aynı zamanda çocuklar, körler ve bazıları!
Holywood’un işaretlerine rastlanılan filmin yönetmeni 1963 yılında doğan Brad Silberling kariyerine televizyon dizilerinde yönetmenlik yaparak başladı. Silberling’in çalışmalarından etkilenen Steven Spielberg, prodüktörlüğünü yaptığı Casper adlı filmin yönetmenliğini ona emanet eder. Yıldızı böylece parlayan Silberling ardından Melekler Şehri, Ay Işığında ve Talihsiz Serüvenler Dizisi filmlerini çekti. İşte ünlü bir oyuncunun brad hakkındaki görüşleri: Birçok yönden harika bir insan, müthiş bir yönetmen bence Brad. İnsanlarla iletişim kurma konusunda da usta. Bu sayede çekimler boyunca kendimi son derece rahat hissettim.

Yaşamın Kıyısında (2007)

queennothing | 11 September 2009 09:51

25 Ağustos 1973, Almanya doğumlu Türk asıllı senarist / yönetmen Fatih Akın‘ın 2007 yılında vizyona giren sinema filmi “Yaşamın Kıyısında” (Auf Der Anderen Seite), Türkiye ve Almanya’da çekildi. Nurgül Yeşilçay, Baki Davrak, Nursel Köse, Tuncel Kurtiz, Hanna Schygulla, Patrycia Ziolkowska, Erkan Can, Yelda Reynaud‘un rol aldığı film, Cannes Film Festivali’nde ‘En İyi Senaryo’ dalında ödül kazandı.
Ayten, Almanya’da yaşayan parasız bir genç kızdır. Annesinin Türkiye’de bir ayakkabı mağazasında çalıştığını düşünen genç kız, bir gün tesadüf sonucu Alman asıllı Charlotte ile tanışır. Kalacak yeri olmadığı için Lotte’nin davetini kabul eden Ayten, Lotte’nin evinde yaşamaya başlar.
Sol terbiyeyle büyüyen ve sıkı bir eylemci olan Ayten, patavatsız ve Lotte’nin annesine göre ‘görgüsüz’ biridir. Kızı Lotte’nin Ayten’le arkadaşlık etmesini istemeyen yaşlı kadın, iki kızın daha da yakınlaştığını ve duygusal bir ilişkiye girdiklerini farkeder.Bir süre sonra işler, Ayten için tersine dönecektir; sahte pasaport kullandığı anlaşılan Ayten, Türkiye’ye gönderilir. Arkadaşının peşinden Türkiye’ye giden Lotte, Ayten’in bir çeşit sol örgüte mensup ve bir takım olaylar sonucunda, Ayten’in hapiste olduğunu öğrenir.

Ayten’in örgütü tarafından kullanılan silahla, bir polis öldürülmüştür ve bu silah, Ayten tarafından saklanmıştır. Silahı bulup, Ayten’i hapisten çıkarmayı planlayan Lotte, İstanbul’un tekin olmayan sokaklarında trajik bir olay yaşanmasına sebep olacaktır.

Rosario Dawson

queennothing | 10 September 2009 16:16

Amerika ve İrlanda kökenli müteahhit Greg Dawson ve Afrika, Porto Riko kökenli şarkıcı Isabel’in kızı olan Rosario Dawson, 9 Mayıs 1979 tarihinde, New York’ta dünyaya geldi. Annesi Isabel henüz 17 yaşındayken dünyaya gelen Rosario, 16 yaşına geldiğinde Harmony Korine, Jim Lewis, Larry Clark tarafından senaryosu oluşturulan ve Clark tarafından çekilen “Kids” adlı 90 dakikalık drama filminde ‘Ruby‘ karakterini canlandırdı. Filmde, “Boys Don’t Cry” ile ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ Oscar’ına aday olan Amerikalı aktris Chloë Sevigny de rol aldı. 1997 yılında, 19 yaşındayken Rosario, Myra Paci‘nin yazıp, yönettiği “Girls Night Out” adlı 32 dakikalık kısa filmde rol aldı. 1998 yılında, 2 Oscarlı aktör Denzel Washington, Ukraynalı aktris Milla Jovovich, John Turturro, Jim Brown gibi isimlerle Amerikalı yönetmen / yapımcı Spike Lee‘nin yazıp, yönettiği “He Hot Game“de rol aldı. Rosario, filmde ‘Lala Bonilla‘ karakterini canlandırdı. Yine aynı yıl, Tony Gerber‘in yönetmenliğini üstlendiği “Side Streets” adlı komedi filminde ‘Marisol Hidalgo‘ karakterini canlandırdı.
1999 yılında Rosario, Chicagolu yönetmen Craig Bolotin‘in yazıp, yönettiği “Light It Up” adlı yapımda ‘Stephanie Williams‘ karakterini canlandırdı. Filmde Sara Gilbert, Forest Whitaker, şarkıcı Usher, Judd Nelson, Clifton Collins Jr. gibi isimler de yer aldı.
2000 yılında Julia Stiles, Selma Blair, Freddie Prinze Jr., Ashton Kutcher, Zak Orth gibi isimlerle birlikte “Down To You” adlı romantik / komedi yapımında yer aldı. Rosario‘nun ‘Lana‘ karakterini canlandırdığı film, Kris Isacsson‘un ilk yönetmenlik deneyimiydi. Yine 2000 yılı içerisinde Rosario, Seth Zvi Rosenfeld‘in yazıp, yönettiği “King Of The Jungle” adlı gerilim filminde ‘Veronica‘ karakterini canlandırdı. Filmde, Rosario ile birlikte Rosenfeld’in eşi Rosie Perez, Marisa Tomei, John Leguizamo, Julie Carmen gibi isimler de rol aldı.
2001 yılında, Deborah Kaplan ve Harry Elfont‘un birlikte yönettiği “Josie and the Pussycats” adlı yapımda ‘Valerie Brown‘ karakterini canlandırdı. Aynı yıl, Edward Burns‘un yazıp, yönettiği “Sidewalks of New York” adlı romantik / komedi yapımında ‘Maria‘ karakterini canlandırdı. Yine aynı yıl içinde, Julian West‘in yazıp, yönettiği “Trigger Happy” adlı yapımda ‘Dee‘ karakterini canlandırdı. 2001 yılı bitmeden, Ethan Hawke‘nin yönetmenliğini üstlendiği “Chelsea Walls” adlı drama filminde ‘Audrey‘ karakterine can verdi.
2002 yılında, Vera Farmiga ve Steve Buscemi ile birlikte Peter Mattei‘nin yönettiği “Love in the Time of Money“de rol aldı. Edward Burns ve Elijah Wood ile rol aldığı “Ash Wednesday“den sonra “The First $20 Million Is Always the Hardest” adlı komedi filminde ‘Alisa‘ karakterini canlandıran Rosario, Will Smith, Rip Torn, Johnny Knoxwille ve Tommy Lee Jones ile birlikte “Men In Black 2“de yer aldı. Barry Sonnenfeld‘in yönetmenliğini yaptığı filmde Rosario, ‘Laura Vasquez‘ karakterini canlandırdı.
Aynı yıl Rosario, yapımcılığını da üstlendiği “The Adventures of Pluto Nash“da ‘Dina Lake‘ karakterini canlandırdı. Filmde Eddie Murphy, Pam Grier, Peter Boyle, Randy Quaid gibi isimler de yer alıyordu.

34. Toronto Film Festivali

cevahirrr | 10 September 2009 12:30

Her sene Eylül ayında Kanada’nın Toronto kentinde başlayan Toronto Uluslarası Film Festivali (Toronto International Film FestivalTIFF)’nin bu yıl 34.sü düzenleniyor. Yarın başlayacak olan festival 19 Eylül’de sona erecek. Uluslarası alanda itibarı oldukça yüksek olan festivalde yüzlerce film çekişecek.

Bu yıl iki Türk filmi de festivalde yer alıyor. Bunlardan biri Aslı Özge‘nin yönettiği Köprüdekiler (Men on the Bridge), diğeri ise İsmail Necmi‘nin ilk uzun metrajlı filmi Bunu Gerçekten Yapmalı mıyım? (Should I Really Do It?)

'Aslı Özge'
‘Aslı Özge’

Festival Jon Amiel‘in Creation filmiyle açılacak. Colin Farrell‘ın başrolünde olduğu Neil Jordan imzalı Ondine, Steven Soderbergh‘in Matt Damon‘lı komedisi The Informant!, Scott Hicks‘in, Clive Owen‘nın yer aldığı The Boys Are Back filmi gibi birçok filmin ilk dünya gösterimleri Toronto Uluslarası Film Festivali‘nde yapılacak.

Festivalle ilgili daha fazla bilgi için sitesine başvurabilirsiniz.

Being John Malkovich (1999)

queennothing | 10 September 2009 09:32

Eternal Sunshine of the Spotless Mind“, “Adaptation.“, “Synecdoche, New York” gibi filmlerin senaristi olan Newe Yorklu yapımcı / senarist Charlie Kaufman‘ın senaryosunu yazıp, Amerikalı yapımcı / senarist / yönetmen Spike Jonze‘nin yönetmenliğini yaptığı 1999 çıkışlı “Being John Malkovich“, ‘En İyi Senaryo’, ‘En İyi Yönetmen’ ve ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ dalında Oscar adayı oldu. Ayrıca film, ‘En İyi Senaryo’ dalında BAFTA Ödülü kazandı.
Amerikalı aktör John Cusack, Miamili aktris Catherine Keener, Cameron Diaz ve John Malkovich‘in de rol aldığı film, izleyenleri başarılı aktör John Malkovich’in bedenine hapsederek, fantastik bir yolculuğa sürüklüyor.

Craig Schwartz, bir sokak kuklacısıdır. Yaptığı işten gelir sağlayamadığı için içsel bir bunalıma sürüklenen Craig, her şeye rağmen sanatına sahip çıkmaktadır. Durumu yüzünden, karısı Lotte ile de sıkça tartışan Craig, paraya ihtiyacı olduğu için bir firmaya iş başvurusunda bulunur. Dosyalara isim koyup, sıralamakla görevlendirilen Craig, odada bulunan dolabın arkasındaki gizli kapıyı keşfeder.
Bu gizli kapı, Craig’in ilgisini çekmiştir ve genç adam hiç düşünmeden merakının peşinden giderek kapıyı aralar. Açılan kapı, Craig’i bambaşka bir dünyaya, bambaşka bir bedene ve bambaşka bir kişiliğe götürecektir.
Craig, artık ‘Craig Schwartz’ değil, ünlü aktör ‘John Malkovich’tir.

They Live – Yaşıyorlar (1988)

heavybear | 09 September 2009 15:06

Yönetmen: John Carpenter
Senaryo Yazarı: Ray Nelson, John Carpenter

Oyuncular:

Roddy Piper … Nada
Keith David … Frank
George Flower … Drifter
Peter Jason … Gilbert

John Nada para kazanmak için şehre en iyi bildiği işi, inşaat işçiliğini yapmak için gelir. Ancak kalacak bir yeri ve tanıdığı kimsesi bulunmamaktadır. Başladığı inşaat işinde tanıştığı ve daha sonra en yakın dostu olacak Frank ile kalır ve onunla şehrin içinde bulunan bir yardımlaşma derneğinin sağladığı yardımdan faydalanır. Ancak buranın yanındaki kilisede farklı şeyler olduğunu sezer ve kilisenin içinde gözlük üretildiğini keşfeder. Gözlüğü gözüne taktığı zaman ise aslında yaşadığı yerin uzaylılar tarafından işgal edildiğini, uzaylıların da insanları uyuttuğunu farkeder. Bu uyutma ise uzaylıların elinde bulundurduğu bir yayın üzerinden planlanmaktadır. John Nada ise arkadaşı Frank ile bu yayını durdurmak ve işgalden dünyayı kurtarmak için ellerinden geleni yapmaya başlarlar.

AntiChrist – Lars Von Trier

volkanyasarlar | 09 September 2009 12:47

AntiChrist Poster
AntiChrist Poster

Lars Von Trier‘e ait yapım, 62. Cannes Film Festivali’nde büyük tartışmalar yarattı. Tabulardan hoşlanmayan yönetmen Trier, senaryosunu, Adam’s Apples (Ademin Elmaları) filminden de hatırlayacağımız Anders Thomas Jensen ile beraber yazdığı Antichrist‘da yine izleyiciyi derinden rahatsız edeceğini tahmin ettiğimiz objelere yer veriyor.

Çocuklarının ölümü üzerine, karısının yaşadığı ağır travmayı tedavi etmek amacıyla bir dağ klübesine yerleşirler ve orada korkuları ile yüzleşmesine çalışır. Önceleri iyiye giden tedavi bir süre sonra kontrolden çıkar ve olaylar gelişir. Tanrı’nın varlığı, günah, yas tutmak, korkularla yüzleşmek gibi temel psikolojik öğeler üzerinden hayat bulan filmde, oyuncuların yüksek performansı dikkat çekiyor. Mahremiyetini soğukkanlılıkla sergileyen Fransız aktris Charlotte Gainsbourg, Antichrist’taki performansı ile 62. Cannes’da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı.

Invictus (2009)

queennothing | 09 September 2009 09:50

1930 doğumlu Clint Eastwood, “Il buono, il brutto, il cattivo.” (The Good, The Bad and The Ugly / İyi, Kötü ve Çirkin), “Dirty Harry“, “The Enforcer” gibi onlarca başarılı yapımda rol almış, 30 yapımın yönetmenliğini ve bir çoğunun senaristliğini de üstlenmiş, başarılı bir sinema adamıdır. 2008 yılında yönetmenliğini ve başrolünü üstlendiği “Gran Torino“da rol aldıktan sonra oyunculuğu bıraktığını ve sadece yönetmenlik yapacağını açıklayan Eastwood, 2009 yılında yepyeni bir yapımı sinemaseverlerin beğenisine sunmayı planlıyor; “Invictus“.

1918 doğumlu Nelson Mandela, Güney Afrikalı, ‘Thembu’ kabilesine mensup bir adamdır. Ülkenin ilk siyah avukatı ve ilk Devlet Başkanı olan Mandela, hayatı boyunca ‘ırkçılığa’ karşı olan eylemlerde bulundu, ancak ne varki Mandela hakkında verilen (1964) ‘ömür boyu hapis cezası’ da ‘siyahları savunması’ yüzünden oldu. 1990 yılına kadar hapis yatan Mandela, dünyanın ilgisine tepki vermek zorunda kalan Başkan De Klerk tarafından serbest bırakıldı. Mandela’nın hayat hikayesinin ‘ırkçılığa karşı spor’ tarafını konu alan film, 11 Aralık 2009’da Amerika Birleşik Ddevletleri; 26 Şubat 2009’da Türkiye’de gösterime girecek.

Rob Zombie’den Bir Uyarlama Projesi Daha: “The Blob”

heavybear | 08 September 2009 17:51

1958 yılına ait filmin afişi
1958 yılına ait filmin afişi

“The Blob” Rob Zombie daha önce “Halloween” filmini uyarlayarak filmi başka açıdan izlememizi sağlamıştı. Bu sefer yine eski bir filmi uyarlamak için senaryo yazma çalışmalarına başladığı haberi duyuruldu. İlk çekimi 1958 yılında olan “The Blob” filminin aslında 1988 yılında da bir uyarlaması mevcut. Ancak “Halloween” filmini uyarlayarak senaryosunda oynamalar yapan Rob Zombie’nin “The Blob” filminde de böyle bir değişiklik yapması ayrı bir film tadında bir uyarlama izleyebileceğimizi düşüncesini uyandırıyor.

Kaynak