bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

Yeni Sinema Günleri

queennothing | 14 April 2010 12:24

Yeni Sinema Hareketi, İstanbullu sinemaseverler için çok harika bir şey yapmış; Yeni Sinema Günleri. 23 Nisan’dan 9 Mayıs’a dek sürecek olan bu sinemalı günlerde 12:00, 14:15, 16:30, 18:45 ve 21:00 saatlerinde filmler gösterilecek. Programda “Üç Maymun“, “Pandora’nın Kutusu“, “Süt“, “Tatil Kitabı“, “Gitmek” gibi filmler de var. Gösterimler Ortaköy Feriye Sineması’nda gerçekleşecek. Ücretlendirme ise, öğrenciler için 4 TL, normal için 6 TL. Tüm filmleri görmek isteyenler de 50 TL ücret ödeyerek kombine satın alabilirler. Programa ulaşmak için buraya tıklayınız.

Alien³ (1992)

queennothing | 14 April 2010 09:58

Sinema Tarihi’nin en başarılı bilim-kurgu yapımları arasında yer alan Alien efsanesi, ilk olarak 1979 senesinde başladı. 1986 senesinde “Aliens” olarak devam eden serinin üçüncü filmi, 1992 senesinde geldi; “Alien³“. Sinemaseverler tarafından pek tutulmayan bu yapım, diğerlerine oranla daha fazla diyaloğu içinde bulundururken, filmdeki tek bilim insanının yine Ripley olması da beğenilmeyen bir başka nokta. Devam filmleri genelde caydırıcıdır ama bu üçüncü filme kadar söyleyebilirim ki, bu film gerçekten övgüyü hak ediyor. David Fincher‘in yönettiği filmde ‘kadın karakterler’in Tanrıçası Sigourney Weaver yer alıyor.

İkinci filmden hatırladığımız gibi Ripley, küçük kızı da yanına alarak gemiye binmiş ve rotasını dünyaya çevirmiştir. En az 6 ay sürecek olan bu yolculuk, belirlenemeyen bir nedenden dolayı aksar; bu sebep, Ripley harici tüm mürettebatı öldürür. Dünyayla bağlarını kesmiş, uzay boşluğuna kurulan özel bir alanda yaşayan bir grup mahkumun bulduğu Ripley, ayılır ve gemisinin nasıl düştüğünü öğrenmeye çalışır.

Equilibrium

distaste | 12 April 2010 12:35

2002 yılında vizyona giren Kurt Wimmer’ın yönettiği, başrolleri Christian Bale, Sean Bean, Taye Diggs’in paylaştığı Equilibrium, çok fazla bilinen bir film değil ama gerek çekimleriyle, gerek senaryosuyla izleyiciyi ekran başından düşürmeyen, salt bir aksiyon filmi olmasından öte, günümüz dünyasına göndermeler yapan, Cesur Yeni Dünya‘dan büyük ölçüde etkilenmiş bir başyapıt.

Hikayemiz uzak bir gelecekte 3. dünya savaşı sonrası faşist ve totaliter bir rejimde görev yapan en yüksek mertebedeki John Preston’un (Bale) başından geçiyor. Rahip (Cleric) Preston bu sistemin en öndeki askeridir ve görevi sistemi koruyarak “His Suçlularını” ortadan kaldırmaktır. Gelecekteki totaliter ve faşist sistem bütün savaşların insanın hissetme yetisi yüzünden çıktığını savunur ve bunun için insanın hissetme duygusunun tamamen bastırılması gerektiğini, aksi takdirde savaş ve yıkıma tekrar yol açacağını savunur.

Bu yüzden hissetmeyi önleyen Prozium adlı ilacı her insan tarafından alınması gerektiğini savunur aksini savunan herkesi de sisteme düşman sayar. Olaylar John Preston’ın günlük dozunu bir yanlışlıkla atlaması ve hissetmeye başlamasıyla gelişir ve sistemin ateşli savunucusunun sistemin baş düşmanı haline gelmesini adım adım izleriz.

Vavien

exorientelux | 12 April 2010 10:09

Başroldeki isimlere bakınca komedi izlenimi veren ama özünde güldürmek dışında çok başka dertleri olan Vavien, Yağmur ve Durul Taylan biraderlerin yönettiği 2009 yılı yapımı Türk sinemasının yüz akı filmlerinden biri.

Tokat Erbaa’da abisiyle beraber kendi elektrikçi dükkanlarında çalışan Celal (Engin Günaydın), yaşamının tek düzeliğinden sıkılmış, bol para ve başka gönül maceralarıyla hayatın tatlı taraflarını yaşama isteğinde olan sıradan bir adamdır. Bu arzusunda karısını en büyük engel olarak görmektedir. Almanya’da yaşayan babasının gönderdiği paraları kocasından habersiz saklayan Sevilay ise (Binnur Kaya), yurdum topraklarında fazlasıyla rast gelinebilecek evi ve ailesi dışında bir hayatı olmayan ve dahasını da düşünemeyen basit bir ev hanımıdır. İkilinin tek yaprak sallanmayan hayatında Celal’in bu gidişe bir son verecek planıyla ufaktan esintiler gelmeye başlar.

The Sentinel (2006)

queennothing | 09 April 2010 14:35

Amerika doğumlu aktör/ yönetmen Clark Johnson‘un Gerald Petievich‘in (Amerikan Gili Servisi üzerine yazan romancı) romanından uyarladığı sinema filmi “The Sentinel” (Fedai), 2006 senesinde vizyona girdi. İzleyenler, filmi biraz gerçek dışı ve boy gösterisi olarak tanımladıysa da Kiefer Sutherland ve Michael Douglas‘ın başarılı performanslarını görmezden gelmek mümkün değil. Eva Longoria Parker ve Kim Basinger de filmde yer alan diğer isimler.

David Breckinridge ve Pete Garrison, uzun dönem Gizli Servis’te birlikte çalışmış olan iki yakın arkadaştır. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nı ölümden kurtaran Pete, zamanla yükselmiş ve Başkan’ın baş koruması olmuştur. Öte yandan, Başkan’ın karısı First Lady Sarah Ballentine ile duygusal bir ilişki yaşayan Pete, eski arkadaşı David ile adeta düşman olmuştur.Tüm bunlar normal seyrinde ilerlerken, Beyaz Saray, Başkan’a gelen ölüm tehditleriyle sarsılır. A.B.D. Başkanı’nı öldüreceğini söyleyen bir adamın Beyaz Saray’a yaptığı aramalar, tuhaaf bir şekilde Pete’ye yönelir ve baş koruma Pete, ‘suikastçı’ ilan edilir.

Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day)

atalay ahmet | 08 April 2010 09:45

Çok eski bir film “Bugün Aslında Dündü“. 1993 yapımı ve çok ilginç bir senaryoya sahip bu film. Senaristliğini üstlendiği bu filmin ne denli başarılı olduğunu gördüğünde eminim kendisiyle çok gurur duymuştur Danny Rubin.

Ben daha 3 yaşındayken piyasaya çıkan bu filmi, yaklaşık 10 yaşlarında seyrettiğimi ve o zamanın popüler filmleri arasında olduğunu hatırlıyorum. Kaliteli oluşu zamana yenik düşmeyip hala dillerde dolanmasına imkan sağlayan bu filmin kısaca konusu şu şekilde:

Bir sabah uyanıp her zamanki gibi duşa aldıktan sonra işe gitmek için yola koyulan bir adam o sabah ayağını bir çamur birikintisine basarak pantolonunu çamura bular. Sinirle devam eden adam ertesi gün ve sonraki günlerde de aynı şeyleri yaşayınca artık engel olabilir değiştirebilir hale geliyor.

Sinemada Cem Karaca

nazokiraze | 06 April 2010 15:52

Türk müziğinin efsanelerinden Cem Karaca 1970 yılında Kralların Öfkesi filmiyle sinemada ilk kez yerini aldı ve sonrasında uzun zaman film çevirmedi. Kralların öfkesi bir soygun ve soygun paralarıyla ortadan kaybolan çetenin reisini anlatan western tadında bir film. Karaca’ya eşlik eden aktör ise Murat Soydan.
Cem Karaca 1987 de Çark filminin müziklerini yaptı.2000 yılında Kahpe Bizans filminde ufak bir rolü olsa da aslında filmin müziklerinde üç parçayla yer almıştı. (birkaç da dizide yer aldı)

1997 yılının en çok ses getiren filmlerinden biri olan Ağır Roman‘da seslendirdiği yıllar öncesinin hiti Resimdeki Gözyaşları o yıl çok konuşuldu.Yine Asansör filminin müziklerinde Demir Demirkan ve Erkin Aslan’la birlikte Cem Karaca vardır.

Barış Manço’nun tek filmi: Baba Bizi Eversene

nazokiraze | 06 April 2010 10:01

Baba Bizi Eversene 1975 yapımı Barış Manço filmi. Barış Manço’nun yanı sıra Hulusi Kentmen, Feridun Çölgeçen, Bige Zobu gibi ustaların da yer aldığı filmde kadın oyuncu olarak Meral Zeren var.

Filmdeki müziklerin tamamı rahmetli Barış Manço’ya ait, birkaç dakikalığına da olsa Kurtalan Ekspres filmde görünmekte. Barış Manço filmde kendi sesiyle oynamış.

Türk sinemaseverlerin sevdiği bol yıldızlı, komedisi bol filmlerden biri olan Baba Bizi Eversene defalarca izlenip de bıkılmayan eğlence dolu bir film. Öyle ki ben bu filmi her izleyişimde Barış Manço’nun niye başka film yapmadığını düşünüp dururum, keşke yapsaydı. Baba Bizi Eversene, eski Türk filmleri sevenler için, Barış Manço’nun en beğenilen şarkıları, Hulusi Kentmen’in babacan bakışları ve Meral Zeren’in güzelliği ile kaçırılmaması gereken bir film.

Snow Cake (2006)

queennothing | 05 April 2010 13:39

I am Sam“, “Forrest Gump“, “Mozart and the Whale“, “Rain Man” (belki biraz da “My Left Foot” ve “Idioterne“) tarzı filmlerden hoşlandıysanız, “Snow Cake” tam size göre. İngiliz sinemacı Marc Evans’ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Snow Cake” (Kar Pastası), 2006 senesinde vizyona girdi. Amerikan aktris Sigourney Weaver ve İngiliz aktör Alan Rickman başrollerini paylaştıkları filmde ‘Bill Murray havası’ hakim.

Alex, kendi başına yolculuk yapan, yalnız ve çekingen bir adamdır. Durakladığı yerde tesadüf eseri tanıştığı genç bir kızı da arabasına almak zorunda kalan Alex, genç kızın kendisine yabancı gelen giiyim tarzı ve samimi tavırlarını tuhaf bulduysa da, yola devam ettiklerinde ‘iki uzak akraba’ halini alırlar. Ancak karlı yollar, bu uzak akraba ilişkisinin gerçek boyutunu hazin bir şekilde sonlandıracak, Alex’in vicdanına saplanan acıyla ikinci boyutuyla devam edecektir.

Güncel Haberler

queennothing | 04 April 2010 14:33

  • 1918 doğumlu aktör John Forsythe, 1 Nisan 2010 tarihinde hayatını kaybetti.
  • 15. Sadri Alışık Ödülleri adayları açıklandı. Buradan görebilirsiniz.
  • 2011 senesinde Oscar Töreni, Şubat ayında gerçekleşecek.