Arnold’ın en kaslı zamanlarında çekilmiş bu aksiyon filmi bence bugünkü bütün aksiyon filmlerinin babası sayılabilir. Konumuz şöyle gelişir;
John Matrix (Arnold) kızıyla birlikte dağ evlerinde mutlu bir şekilde yaşamaktadır. Ama kütüğü tek eliyle taşıyan eski komandomuz için durgun bir hayat söz konusu değildir. Helikopterleriyle gelen General Kirby eski ekibinden birinin öldürüldüğünü ve kendisinin de tehlikede olduğunu söyler ve yanına iki tane koruma verir. Buna rağmen Matrix’in azılı düşmanı Bennett en az kendisi kadar korkunç adamlarıyla çıkagelir ve Matrix’le kızını kaçırırlar. John Matrix bu noktada bir seçim yapmaya zorlanacaktır; Arius denen bir diktatörü başa geçirmek için daha önce güvenini kazanmış bir ülkeye giriş yapmaya zorlanarak Val Verde’nin başkanını öldürmek ya da kızının ölümüne şahit olmak.
Matrix istemeyerek de olsa Val Verde’ye gitmeye razı olur. Ama aklında başka planlar vardır, daha uçakta başlayan aksiyon filmin sonuna kadar bütün gazıyla devam eder. Bize de sadece seyredip eğlenmek düşer. Bu filmden çıkaracağımız dersler; Arnold’ın 1985’te gerçekten çok kaslı olduğu, tek kişilik ordu kavramının aksiyon filmlerinin en güzel parçası olduğu ve bir komandonun kızını kaçırırsanız onun kesin sizi bulacağı, ordunuzu tek başına öldüreceği ve sonunda sizin de öleceğiniz.