bildirgec.org

İstanbul’un Lalesi

nzright | 18 April 2009 10:04

4.Uluslararası İstanbul Lale Festivali için İstanbul Büyükşehir Belediyesi (ibb) İstanbul’un Lalesi isimli bir site hazırlamış. Lale İstanbul’da yetişir sloganıyla düzenlenen sitede; lale hakkında bilgiler ve yıllara göre engüzel lale fotoğrafları da bulunuyor.

Amiga’nın Tarihi

Parslan | 12 December 2007 18:17

Video için tıklayın
Video için resime tıklayın

Amiga‘yı kuran grubun kendi ağızlarından Amiga’nın yaratılış hikayesini anlatan bir video. Gerçekten çok ilginç anılar yaşanmış.

Kill the Irishman (2011)

queennothing | 07 March 2011 11:56

Amerika’da dünyaya gelen senarist/ yönetmen Jonathan Hensleigh‘i Next, The Punisher, Jumanji gibi filmlerin senaryo yazarı olarak biliyoruz. 2004 senesinde ilk uzun metrajı The Punisher’i çeken Hensleigh, 2011’de ikinci uzun metrajı “Kill the Irishman“ı çekti. İngiliz aktör Ray Stevenson, Oscar Ödüllü Amerikan aktör Christopher Walken, Amerikan aktör Vincent D’Onofrio, Paul Sorvino ve Val Kilmer‘in birlikte rol aldıkları yapım, 1933 ile 1977 tarihleri arasında yaşamış yarı Amerikan, yarı İrlandalı gangster Danny Greene‘nin hayatını anlatıyor.
1933 senesinde dünyaya gelen Daniel Greene, kısa bir süre annesini kaybetti. Babası ise bir hemşire ile evlendi. Sıkı bir Katolik olarak yetişen Daniel, bütün İrlanda’ca tanınan anılan bir gangsterdi. Greene, 1977 senesinde arabasına yerleştirilen bombanın patlamasıyla hayatını kaybetti.

USB albüm CD’ye karşı!

IntoTheWild | 05 December 2008 03:03

Gün geçtikçe yeni yeni tarzlar ortaya çıkmaya başladı. Bu bir modanın ilk ayak sesleri olabilir!

Seneler öncesinin taş plaklarını kasetlerin, kasetleri cd’lerin bertaraf ettiği gibi, şimdi de usb bellekler cd’ler için tehlike çanları çalmaya başladı!

Bu minik usb belleğin içinde “Sneaky Sound System” isimli Avustralyalı bir müzik grubunun albümü yer alıyor. Klasik cd formatının yerine, albümü usb bellek içinde piyasaya sunmaya karar verilmiş.

USB’de müzik parçaları alışık olduğumuz MP3 ve WAV formatında kayıtlı olarak geliyor. Kolaylıkla bilgisayara kayıt edilebilen parçalar, ayrıca CD‘yede kayıt edilebiliyor.

Sneaky Sound System usb album
Sneaky Sound System usb album

ITunes ile de uyumlu bu “usb bellek” adından çok söz ettireceğe benziyor.

İçerisindeki özel bir yazılım sayesinde kullanıcı internete bağlı ise; grup hakkında haberlere, resimlere, konserlere, etkinliklere ve kliplere kolay bir şekilde ulaşabiliyor. Ayrıca son derece faydalı olabilecek bir özelliği de, parçaları dinlerken sözlerini de takip edebilmeniz için programlanmış olması.

Grubun Resmi İnternet Sitesi
Kaynak

Yılın Avrupalı Mucitleri

ekrems | 18 April 2007 09:01

Bizdeki gibi (Türkmucit, Bizim mucitler), bir TV yarışma programı şeklinde olmasa da, Avrupa’da üç yıldır yılın mucidi ödülleri veriliyor.

Yılın Avrupalı Mucitleri Ödülü
Yılın Avrupalı Mucitleri Ödülü

2007 ödülü, sanayi, kobiler/araştırma, avrupa dışı ülkeler ve yaşam boyu başarı alanlarında 18 Nisan 2007’de Münih uluslararası kongre merkezinde, Avrupa komisyonu başkan yardımcısı Günter Verheugen ve Avrupa patent ofisi başkanı Alain Pompideu tarafından verilecek. Program kapsamında yapılacak forumda Angelina Merkel’de bir konuşma yapacak.

üşüyorum,.. sarıl bana,..

vic vega | 13 November 2001 14:09

kışın gelmesi çeşitli anlamlarda iyidir,.. elbette yazın sorulan o iğrenç “hava çok sıcak, gömlegini çıkarsana” sorusundan kurtulup sadece aptal “ayy nasıl deldirdin oranı, acımıyo muu,..” sorusuyla uğraşıcak olmam da ayrı bir mutluluk,.. kışın gelmesi çeşitli anlamlarda iyidir,.. bunlardan biri artık daha kalın, iyice kalın, lahana gibi giynebilmem,.. bu sayede daha iyi bir kamuflaja girebiliyorum,.. elbette yazın sorulan o iğrenç “hava çok sıcak, gömlegini çıkarsana” sorusundan kurtulup sadece aptal “ayy nasıl deldirdin oranı, acımıyo muu,..” sorusuyla uğraşıcak olmam da ayrı bir mutluluk,.. havanın sıcak olması, üstüne üstlük benimde üzerime gömlek giymem yetmiyormuş gibi, bir de bu sorularla bunalıyordum,.. kış olmasının bu güzel yanı dışında başka iyi yönleri de var elbette,.. artık birileri (elbette bu birileri kız olacak) bana, “ellerim üşüdü, biraz elini tutabilir miyim, aman tanrım ne kadar sıcak ellerin var” ve hatta “biraz daha tutabilir miyim,..” ve hatta “ellerini hiç bırakmak istenmiyorum” ve hatta “tanrım, bu sıcaklıgı sadece ellerimde degil, kalbimde de hissediyorum sanırım” diyebilecek,.. sonuncuları attın,böyle birşey yok diyenler dışarda beklesin, kalanını kendi kendime de anlatırım,..bu yönümü ilk keşfettiğimde, yani ellerimin hep sıcak oluşunu, ilkokulda filan olmalıydım sanırım,.. kışın bahçede oynarkene sadece kızlar degil, erkekler de ellerimi tutarlardı,.. top oynarken ara verip elimi tutanlarla, ip atlarken ara verip elimi tutanları o zamanlar ayırt etmeden bagrıma basardım,.. tabii ancak bir yere kadar sürdü bu,.. ortaokulda tabii ki ne erkekler artık elimi tutmaya hevesliydi, ne de ben bu üstün yetenegimi onlar için kullanmaya,.. ama bu sefer de kızların yüzüne bakamayacak kadar utanıyordum,.. kahretsin,.. elbette ortaokul süresinde burnumun hiç üşümemesi de bir kazanç olarak düşünülebilir ama,..lisede artık havaların sogumasını, avını bekleyen bir avcı gibi bekler olmuştum,.. tanrım,.. kimi kandırıyorum ben,.. kimse beni sevmiyordu,.. kızlar benden nefret ediyorlardı,.. hayır hayır, tiksiniyorlardı,.. hmm,. evet, nerede kalmıştım,..elbette yagmur yagdıgında bot giymek zorunda kalıp, onun üzerine de normal jean pantolon gitmek zorunda kalıp, onun üzerine de normal bir mont giymek zorunda kalıp, gayet normal görünüşlü biri olmak gibi handikapları da var kışın,.. ve artık ellerim eskisi kadar sıcak degil,.. bazen üşüdügü bile oluyor,.. ama sürdürmem gereken bir ünüm var,.. ellerimi farkettirmeden göbegimin üzerine koyup ısıtmak kolay birşey mi sanıyorsunuz,.. ya da elinde tutman gereken birşeyi çantana koyup sırtını agrıtmak pahasına ellerini cebine sokup sogumamasını saglamayı,.. hayat bazen çok acımasız oluyor,..

zaman…

aravani | 25 October 2010 15:45

aynı anda kimimize göre çok yavaşken, kimimize göre haddinden hızlı geçen, ama hiçbir zaman elimizde olmayarak akıp giden zaman.
zamanın hızı hakkında bir fikrimiz var mı? 1 saatteki hızı ne kadar mesela? yada dur kalkları varmı? sayıyor muyuz, saydığımızı mı zannediyoruz?
benim de bu sorulara verebilecek net bir cevabım yok. ama bir fikrim var.
yok aslında böyle birşey. ne olduğunu bilmediğimiz birşeyi gözlerimizi karartan cahilliğimizle ölçmeye çalışıyoruz. kaç saat, kaç gün, kaç hafta. ama karşılığı olmayan ölçümler bunlar. yok aslında zaman. tek mutlak yaşadığımız bu an.