bildirgec.org

ay ofsayt ay ay ay

bobiler.org daki ozan | 15 July 2002 00:02

artık hakemler devlet memuru sayılıormuş, o yüzden küfür edemicekmişiz. hatta adamın teki mahkum olmuş küfür ettii için.. şimdi bu yasa hakemlerin ibne olma özgürlüünü kısıtlamaz mı? devlet hakemlerin cinsel tercihlerine nie karışıor… ben ibneye ibne derim (kimin olduu önemli diil). sonra ibne lafı neden küfür olsun ki. bu ibneleri de aşşalamaktır. ibnelik bi cinsel tercihtir. yada gerizekalı hakem desem bu nie suç olmaktadır. hakemin zekası üzerine tahmin yapmak suç mudur.

sonra bu herifler devlet memuru oldu die mi küfür edemicem ben. yani istediime küfür edebili, ama devlet memurlarına edemior muyum.. hadi dielim bu zırt hakemleri koruyor, futbolcuları nası koricaz. futbolculara, onların karılarına çocuklarına da küfür ediliore. onları da mı memur yapıcaz. ortega yıda mı memur yapıcaz.

Dünyanın En Uzun Treni !

hypn0s | 20 January 2007 09:16

dünyanın en uzun treni
dünyanın en uzun treni
dünyanın en uzun treni
dünyanın en uzun treni

Yukarıdaki tren 3 kilometre uzunluğu ile dünyanın en uzun treniymiş. Binlerce ton yükü taşıyabiliyormuş. 3 yada 4 diesel-electric Genel Motors 3300V a sahipmiş. Şuradandaha ayrıntılı bilgiye, buradan da youtube videosuna ulaşabilirsiniz.

Kafkaesk bir fantezi; Brazil (1985)

queennothing | 10 February 2011 16:15

1940 doğumlu Amerikan yönetmen Terry Gilliam‘ın 15 Milyon Dolar ile çektiği fantastik bilim-kurgusu “Brazil“, 1985 senesinde vizyona girdi. İngiliz aktör Jonathan Pryce, Kim Greist, iki Oscar Ödüllü aktör Robert De Niro, İngiliz aktör Ian Holm, iki Altın Küre Ödülü sahibi aktris Katherine Helmond, Michael Palin, Bob Hoskins, Jim Broadbent, Peter Vaughan, Ian Richardson ve Barbara Hicks’in rol aldığı film, Sam Lowrey’in karmaşık yaşamını anlatıyor.
Türünün en önemli örneği olan Brazil, psikanalist Sigmund Freud’un yaşadığı zamanda çekilmiş olsaydı, kuşkusuz farklı biçimde okunuyor olurdu. Ne var ki Freuud, 1939’dan beri aramızda değil ve izleyip okuduklarımızı çözümlemek, yüzyıllardır olduğunu gibi yine bize kalıyor.

Flash Button Component (Buton)

bug7a | 07 September 2009 14:30

Üzerine gelince ve basınca görünümü değişen, kod ile yönetilen, açık kaynak bir button komponenti.
(CS3+, AS3)

Özellikler

– Kolay kullanım
– Düzenlenebilir görünüm
– Animasyonlu geçiş
– Buttonu basılmış veya kategori(Basılamayan, farklı görünümde button) olarak ayarlama.
– Yazılan metne göre button genişliğinin otomatik daralması
– Çok satırlı metin girişi
– Html kod ile metin içinde bold karakter kullanabilme
– İcon ekleyebilme

Download

warchalking

tamilgerillası | 22 August 2002 23:31

“Warchalking”,kabaca tebeşirle işaret koymak diyebiliriz tanımı itibariyle, büyük buhran zamanında Amerika’daki insanların bedava yemek veya yardım veren yerleri birbirlerine haber vermek için kullandıkları bir haberleşme yöntemi imiş. Yani kısaca tebeşirle duvara işaret koymak. Bundan kısa bir süre önce Londra’daki Matt Jones isimli şahıs, bir grup öğrencinin Bedford Meydanındaki asfalta Wi-Fi(Wireless Fidelty) teknolojisi ile wireless internet bağlantısı alan yerleri çizen bir harita çizdiklerini görüyor ve bu fikri geliştirip bir tebeşirle işaretleşme sistemi yaratıyor. Bu sinyalleşme sistemi ile wireless erişimi olan cihazlarınız ile olumlu işareti gördüğünüz her yerde bedava ve oldukça hızlı (Wi-Fi teknolojisi 2,4Ghz radyofrekansı üzerinde çalışıyor) internet erişimine sahip oluyorsunuz. Sistem oldukça basit, şekilleri buradan görebilirsiniz. Ve tabi hemen peşinden de komünitesi geliyor. Olay henüz çok yeni. Temmuz başından beri var. Ancak yararlanabilmek için Wi-Fi ortamına ve donanımına ihtiyacınız var. Tabi olayın kablosuz ağların güvenliği ve hukuki boyutuna olacak etkileri de cabası. Öyle ya da böyle wireless fena geliyor.

DOKSAN

herkeshermes[pilli_silinen_hesap] | 15 December 2009 11:08

yeryüzünün en kanlı hücreleriyle öpeceğim seni
bir şarkıda ormanları yakacağım gözlerinde
bir okyanus seni sal zannedecekti belki

ikimiz delik deşik miğfer, ikimiz kalp savaşlarında gazi
henüz yazmaya başlamadım
dudak dudağa olacakken unutmak elleri

sus veya susalım aşka en salim kafayla
henüz yazmadığım öyküler var, yalnızlıklar, intiharlar
yaşadıklarımı çıkar senden, geride masmavi boşluk var

uda bir akordeon eşlik etsin mesela
tanrıyı yaratmak senden vazgeçmektir
uzatmalarda kalbim doksandan golü yemiştir

Tırmala, zıplan

winmaker | 17 August 2006 11:08

İnternet kullanıcılarının sayısı gün geçtikçe artmasına rağmen, yapılan organize iş sayısı ters orantılı işliyor. Arada tek ve de tük olsa bile eğlenceli işler çıkıyor tabi. Son numara, otel odalarında ki yatakların üstünde zıplayıp havada çekilen fotoğrafları flickr‘a yüklemek.

Sırf yatağında zıplamak için tonlarca para verilip otel odası kiralamayacağımıza göre, zaten dünya zıplama günü de geçti, bu organizasyonu unutup ev cimlastikçilerine katılabiliriz. Onlar duvarlara tırmanıyor, trabzanlara asılıyor, evdeki imkanlarla naçizane sporlarını yapıyorlar. Deneyelim bakalım becerebilecekmiyiz.

yüce kramer

hafifuyku | 29 July 2001 18:13

seinfeld’deki tek süper karakter cosmo kramer, kenny kramer diye gerçek bir adamdan esinlenerek yaratıldıydı. bu kerata şimdi new york valiliğine aday, koşun bakın : Kramer for Mayor.

HEDİYE.

haberhaberhaber | 01 September 2007 02:46

 border=

Sabah uykumdan uyandım başucumdaki zili mi çalayım yoksa şaplak mı? Bir kaç dakika düşündükten sonra oda hizmetçimi bağırarak çağırmaya karar verdim.
Dantel örtülü yatağımdan ayaklarımı sallandırıp avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım.
Hediyeeee nerdesin bir sabah olsun beni bağırtmadan ya da zili kilise çanı gibi çaldırtmadan şuraya gelmiyorsun. Seni müzevir, biriyle konuşacak olsam kapının eşiğinde bitersin.
Geldim hanımım buyur.
Bak birde buyur diyor, terliklerimi ver, süt banyomu da hazırla, hadi.
Fehime ye de söyle kahvaltımı hazırlasın, bu gün dışarıya çıkacağım, yeşil feracemi, pembe dantelli şemsiyemi hazırlasın. Haşim efendide faytonu yola koysun.

Süt banyomdan sonra kahvaltımı edip aşağı indim. Paşa babam kütüphanesinde kalın bir kitaba gömülmüş dış dünya ile iletişimini kesmişti. Göz ucuyla baktığında kalın kitabın arasında spider man(örümcek adam) dergisinin son sayısını gördüm.
Paşa babacığım alışverişe gideceğim. Biraz altın sikke veririmsin?
Yalnız gitme. Arap bacını da yanında götür.
Ama babacığım ben hediyeyi götürecektim.
Tamam, kızım yemeğe geç kalma
,(bir kese altın gitti, bitirene kadar da gelmez)
Hediyeyi yanıma alıp kapalı çarşı yolunu tuttum, Yolda giderken de vakko, beymen lc waikiki mağazalarının vitrinlerine bakarken bizim faytonun yaramaz atı Asena roman mağazasının önüne lapp diye tezeğini bırakmaz mı? Mağazadan çıkan keçi sakalı satış görevlisi arkamızdan elinde fırçayla koşturuyor.
Gelin lan gelin pisliğinizi temizleyip de gidin
.Haşim Efendi hızlı ol bas kırbacı. Bası yom hanımım bası yom adam tazı gibi koşuyor.
Kapalı çarsıya geldikten sonra ilk işim kuyumcuya girmek oldu.
Rüstem Bey altının gramı ne kadar?
Buyurun küçük hanım altın mı alacaksınız?
Ne altın alması, al şu bir kese altını bunların yarısını dolara çevir. Geri kalan yarısıyla da bankadan b tipi likit fon alacağım.
Müzevir hediye bunları babama söylersen senin canını okurum bilmiş ol
.
Eve giderken de bir kafe ye uğrar, birer soğuk bira içeriz.
Saat on beş sularında eve döndüm, Hanımannem de dışarıdan gelmişti feracesini açtı yüzü parlak ve kırışıksızdı. Hanımannecim yüzünüz çok güzel ne yaptınız diye sordum. Hiç yavrucuğum, haremdeki kadının birinden bir formül aldım kullandım çok iyi geldi diye cevap verdi. Ama inanmamıştım bal gib de botoks yaptırmıştı.
Akşam yemeğimde portakallı ördek, hamburger vezirparmağı ve sarığıburma yedikten sonra ipek geceliklerimi giyip dantel örtülü yatağıma uzandım, hediyeyi üzerimi örtmesi için çağırdim. Harika bir uykuya daldım.
Şişşşt anne, anne, ne oldu sana ya iyi misin?
Hadi kalk işe geç kalacaksın.
Rüyasında para görüyor galiba, kız anne ne doları, ne fonu?
Niye hediye diye bağırıyorsun, daha doğum gününe çok var.