bildirgec.org

Böcek Vakumlama Zamazingosu

pamukdoktor | 31 May 2007 20:20

Biz bunu eskiden eletrik süpürgesinin üstün emici özelliğinden faydalanarak yapıyorduk, tabi ki süpürgenin içindeki böcekler mefta oluyordu. Bu zamazingo sayesinde, hem böcekler ölmeyecek, hem de o kocaman süpürgeyi oradan oraya taşımak zorunda kalmayacağız.

Yahoo’dan açık kaynağa sansür

wakabayashi | 23 June 2007 20:50

burdaki blogda yahoo answers’da açık kaynakla ilgili bir cevaba sansür uygulandığı iddia edilmekte.

olay kısaca şöyle; kullanıcının biri windowsla sorun yaşayan bir bilgisayarı olduğunu ve windows cd si olmadığını belirtmiş.konu hakkında cevap veren amanda kerik ise bir boş cd takıp üzerine ubuntu veya kubuntu yazmasını ve daha sonra bilgisayarına kurmasını tavsiye etmiş.
daha sonra ise ilginç bir şekilde, yahoo’dan verdiği cevabın yahoo’nun “Community Guidelines or Terms of Service” e aykırı olduğunu ve silindiğine dair mail almış.amanda’nın daha ayrıntılı açıklama isteklerine ise şimdilik sadece otomatik bir mail yollanmış yahoo tarafından.

Google Logosu 09/09/09 09:09:09

useair | 11 September 2009 13:16

Eğer tarihler hakkında hurafelere inanıyorsanız,dün tam zamanıydı 🙂 9 Eylül 2009 veya 09/09/09.
Eğer dün tam zamanında Google ‘ a baktıysanız yeni bir Google Logosu yoktu ama saati ve tarihi altına iliştirmişlerdi.09/09/09 09:09:09

Google’ nin zaten son zamanlardaki ilginç logoları hepimizi meraklandırıyor 🙂 En sonuncusu şifreli bulmaca şeklindeki ufolu Twitter mesajıydı.
Ama sanıyorum ki bu son digital logonun daha öncesiyle alakası yok. ya da var mı ???

Uyku üzerine…

onurtuyan | 10 September 2007 13:27

Geçen gün elime bir kitap geçti bir yerden, Kashna felsefesi-Uyku üzerine yazılmış. Kitabın kapağında büyük puntolarla ‘SADECE APTALLAR 8 SAAT UYUR’ gibi iddialı ve sinir bozucu bir başlık görünce ilgimi çekti tabi. Kitabın yazarının isminin altında yazan açıklamayı okuyunca tıpkı kitabın ismi gibi yazarının da hafif ukala bir insan olduğu kanısına vardım. Kitabın yazarı olarak tahmin ettiğim ismin altında ‘DÜNYANIN EN AKILLI İNSANI’ yazıyordu. Bu aşırı iddialı ve gereksiz bir tanımlamaydı bence zira bunu, kitabının altına yazdıran birinin ne kadar akıllı olduğunu düşündüm bir süre.
Kitapta yazılan şeylerin birçoğuna katılsam da yazarın okuyucusuna gösterdiği bu tavır çokta hoşuma gitmemişti doğrusu. Günde 8 saat yerine 4 saat uyuyan bir insanın ikinci bir hayat kazandığına,8 saatin zamanımızın büyük bir kısmını bizden çaldığına dair sağlamalar, hesaplar yapılıyordu kitapta. Hatta birçok bilim adamı, fizikçi, matematik dâhisinin bu şekilde yaşadığı ve en önemli buluşlarını bu zamanlarda yaptıkları söylenmiş. Kitapta yer yer hak verdiğim ve katıldığım ince noktalar vardı tabi ama gelelim benim uyku üzerine düşüncelerime. Uyku üzerine yazmadan önce bu konuda bana katılacak birkaç kişi olduğunu hayal etmek, benim bu yazıyı yazmama ilham verdi doğrusu.
Günde dört saat uyuduğumuz zaman bu uykunun bize yeterli olacağı kanısındayım fakat dört saatin üzerinde uyuduğum her gün benim seçimim ve insiyatifimdedir. Uyku benim için çok özel bir yere sahip. Yatağım, yastığım, başucumdaki kitaplar ve yatak odamın kendine has dinginliği ve sessizliği benim için günün en anlamlı zamanını geçirdiğim bir dünya. Bu dünyadan kapımı aralayıp çıktığımda bir yaşam mücadelesi, savaş alıp başını gidiyor hayatımda. İstediğim saatte yatmak mutlu ederken beni, sistemin istediği saatte kalkmak canımı sıkıyor çoğu zaman. Önce yüzümü yıkayıp traş olmak zorunda kalıyorum, malum dışarıya saçı başı dağınık çıkarsam hemen kötü çocuk oluyorum bu yerde. Sonra ütülü, güzel kıyafetlerimi geçiriyorum sırtıma, onlar benim etiketim oluyormuş toplum içinde. Kısacası yapmak zorunluluğuna girdiğim binlerce işi binlerce duygu içerisinde yerine getirip kendi dünyama çekildiğim yer, sistemin beni yönlendirdiği kumandanın kırıldığı zaman, yatak odamdır benim için.24 saatin ortalama 16 saatini uyanık geçirdiğim bu sisteme 4saat daha bağışlamak hiçte işime gelmiyor açıkçası. Yatağıma uzandığımda, vücudumun yavaş yavaş gevşediğini, kafamdaki düşüncelerin yerini huzura bıraktığını hissetmek çok güzel bir duygu benim için. Hepimiz günün en dingin zamanını şüphesiz yatağımıza uzanıp uyku moduna geçtiğimiz dakikalarda yaşarız. Ben hep kendi içimde o gün yaptıklarımın ve gelecekte yapacaklarımın muhasebesini yaparım o zamanlarda. Gün içerisinde aldığım kararların en sağlıklısını da o zaman alırım. Nefes alış verişimdeki dinginlik ve huzur düşüncelerime yansır. İnsanın yaşam süresinin ortalama 60 yıl olduğunu var sayarsak, hangimiz bu kovalamaca ve amansız yarışın hüküm sürdüğü sistemde bir 60 yıl daha ömrümüzü uzatmak isteriz.Hiçbir zaman, adını saat koyduğumuz 24 eşit zaman dilimini daha ne kadar uzatırım gibi bir düşüncem olmadı açıkçası. Saat ve zaman kavramının, sistemin gereği olduğu için bulunduğu ve kullanıldığı bir olgu olduğunu düşünüyorum. Bu şekilde baktığımda pazar ile pazartesi, sekiz ile on arasında bir fark olmadığını ve bunun insanın doğasında olmadığını düşünüyorum. Konuyu daha fazla uzatmadan ve dağıtmadan şunu söylemek isterim ki; bana göre insanın uykusundan kalkması gereken en iyi zaman kendi istediği zamandır. Herkese günaydın!

HAYALETLER SEVİMLİ MİDİR?

nihansage | 06 May 2011 15:07

İnternette dolaşan her hangi biri, hayaletlerle ilgili videolara ve resimlere rahatlıkla ulaşabilir. Sormamız gereken soru şudur; Bu videolardaki hareketler gerçekten hayaletler tarafından mı yapılıyor, yoksa hepsi kurgu mu? Daha da önemli olan soru ise, bu videolardaki görüntüler gerçekten hayaletlere mi ait, sakın başka bir canlı türüne ait olmasınlar! Mesela günümüz moda değimiyle üç harflilerin marifeti olmasın… Bu da tabi ki farklı bir görüş şeklidir.Sonuç olarak resimlerde fütursuzca boy gösteren şeylerin ne olduğunu bilmediğimizdir.